Oyuncak fiyatları yarıya insin çikolatalar göz önünden kalksın

En sevdiğim şeylerden biri bazen kendimi klişelerin içine atmaktır.

Kendi klişelerimi yaratmaktansa herkesinkilere takılmak hoşuma gider. Bunlara bir örnek olarak bu hafta 2004 yılından beklentilerimi yazabilirim mesela.

Ne komik değil mi, bekleriz bekleriz ama hiçbir şey olmaz. Hatta son yıllarda genel olarak hayata baktığımızda gittikçe zorlaştığını, kötüleştiğini bile söyleyebiliriz.

Olsun, ne yapalım. İstemenin hiçbir ayıbı yok. Siz de isteyin, bol bol isteyin. Ya biri tutarsa...

Şimdi listemi yazıyorum:

n Oyuncak fiyatları yarıya insin. Hatta mümkünse oyuncak çeşitleri de yarıya insin. Her ne kadar oyuncakların çocuk gelişiminde önemli bir yere sahip olduğuna inansam da maddi olarak insanı fena yıkıyor.

n Bakkal ya da marketlerin kapılarının dışında duran cips rafları içeri taşınsın. Yine cips, çikolata, şekerleme, bisküvi ve türevlerinin bulunduğu ürünler de üst raflara kaldırılsın. Yok edilmesini asla istemiyorum ama bizim göz seviyemize çıkması tercihimizdir.

n Okullar tamamen burs sistemine geçsin. Ya da bu belki de çok fantastik bir fikir, o zaman makul harçlarla çocuk okutmak mümkün olsun.

n Bir ev sahibi olalım artık.

n 4 kilo vermek. (Bir de 300 gramı var ama boş verin, o kadarını...)

n Sinan'dan kasım ayında göstermesi beklenilen 4 yaş olgunluğunu ocakta göstermesi

n Birkaç milyon dolar!!! (Bari bir kere de loto falan oynasam...)

n Birkaç tane de kocama...

n Madonna ile tanışmak ve onu oğlumun ileride kızı için ne kadar büyük bir tehlike olduğu konusunda uyarmak!

n Daha önce hiç görmediğim en az 3 yeni yer görmek.

n Mızıkçılık yapmadan, sinirlenmeden oyun oynamayı becerebilmek ve herkesin dalga konusu olmaktan çıkmak.

n Kesinlikle yemek yapmayı artık öğrenmek. Ama öylesine, yapmış olmak için, tatsız tuzsuz yemek değil, parmak yalatan cinsten... Gerekirse bunun için kursa da gitmek. Daha da önemlisi her güne ne pişirileceğine karar vermek için özel bir güç kazanmak.

n Bir üst madde hálá becerilemiyorsa iyi bir ev yemekleri lokantası ile anlaşıp akşam yemeğini kocaya çaktırmadan oradan getirtmek.

n Her ay en az iki eski arkadaşımla görüşmek. Öğle yemeği yemek ya da en azından bir kahve içmek. (Oğlan rahatlayıp benim de rahatlamamı sağlayınca geçmişimden birtakım insanları ne kadar özlediğimi fark ettim de!)

Sanırım bu kadar. Öyle kasıp kasıp bir şeyler bulmaya çalışmanın anlamı yok.

Bari birkaçı olsa... Hadi iyi başlasın yeni sene hepimize...

Şimdiden alıştırmak lazım

İstanbul'un popüler spor kulüplerinden Planet Health Club çocuklar için bir spor programı oluşturdu. Tamamen pedagoji eğitimi almış ve çocuk fizyonomisini çok iyi tanıyan uzman koçlar tarafından verilen bu derslerde ilerinin sağlıklı bireyleri için küçük yaşta temel atmak amaçlanıyor. KidzPower 6-13 yaşları arasındaki çocukların katılabileceği egzersiz ve beslenme programı. Temel amaç çocuklara egzersiz yapma ve düzgün beslenme alışkanlığını kazandırmak. Amerika'dan ithal edilerek getirilen aletler çocuk ergonomisine ve biyomekaniğine uygun olarak tasarlandı. Fitnesin yanı sıra çocukların oynayabileceği çeşitli oyunlar ve aksesuvarlar da bulunuyor. 45 dakika süren dersler için çocuklar yaşlarına göre gruplara ayrılıyor ve en fazla 16 kişilik sınıflar oluşturuluyor. Onlar sporlarını yaparken anneleri kafe, restoran ya da saunada(!) onları bekliyor. Ayrıca obezite ya da iştahsızlık gibi sorunu olan çocuklarınız için diyetisyenlerden çocuk beslenmesi hakkında bilgi de alabilirsiniz. Tel: 0212 257 26 36

ANNEMİN KÖŞESİ

Annemin balık diyeti

Annem kendisi ile ilgili müthiş bir şey keşfetti. Şimdi, bu aralar kilosuna falan çok dikkat ediyor ya, sonunda evlerine yeni bir tartı aldılar. Hani dijital olanlardan. Artık annem tartının üzerinde yaşamaya başladı. Sadece sabahları değil, günün herhangi bir zamanında üzerine çıkabiliyor. Hoş, ben de öyle yapıyorum ama derdim dijitaldeki gramajların oynamasını seyretmek. Su içtim, fark etti mi, saati çıkardım ne gitti gibi!!!

Evet, annem yemek yememekle kilo kaybedilmediğini keşfetti. Önemli nokta rutini bozmak. Bir de asıl önemlisi, ne zaman balık yese, sabahına birkaç yüz gram eksik çıktığını fark etti. Demek ki balığın onun metabolizmasındaki reaksiyonu bu sonucu veriyor. Artık, sabah akşam balık yiyecek sanırım: Sabah kızarmış ekmek, balık ezmesi ile güne başlayabilir mesela...

Böööö!!!!

Yine kilolarla ilgili yazdım değil mi, ama kadınların hayatından hiçbir yaşta etkisini azaltmayan bir şeymiş bu.

Ben de benim vücudumda neyin tartıda eksik çıktığını bulmak için denemelere başlayacağım. İlk deneme yiyeceğim ise kestane şekeri olacak.
Yazarın Tüm Yazıları