Oya Berberoğlu: Red Kit ve başkanlığa hücum

Oya BERBEROĞLU
Haberin Devamı

KİMLER aday olacak? Kim ya da kimler aday gösterilecek? Her ortamda cumhurbaşkanlığı seçimi konuşuluyor. Hepimizin birer adayı var!

İş dünyasının önde gelen simaları geçen akşam Çırağan Sarayı'ndaydı. TOBB Başkanı Fuat Miras, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Başkanı Adnan Kassar'ın ziyareti nedeniyle yemek verimişti. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rahmi Koç da ICC'deki hizmetleri dolayısıyla plaketle ödüllendirilmişti.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle yatıp, onunla kalkıyoruz elbette. Yemek masasında da yine bu konuya devam ettik. Ali Koç'la beraberdik. Gönlündeki adayı biliyorum da söylemeye mezun değilim. Benim iki adayımdan biri de onun kafasındaki adayla aynı. Bir ara masamıza Nuri Çolakoğlu geldi. Malum muhabbete devam ettik. Nuri Bey'in anlattığı Red Kit hikayesi tam bugünlere uygun düşüyordu. Çok keyifli sizlere de aktarıyorum.

Oklahoma Çölü yerleşime açılacaktır. Amerika, Red Kit'i bu işle, kontrolle görevlendirir. Sabah erkenden silahlar patlar... Kör, topal, şaşı yani herkes arazi kapmaya gider. Araziler kapılır. Tabii mantar gibi kasabalar biter. Şehirde hayatın normala dönmesi lazımdır. Bu nedenle belediye başkanı seçilecektir. Seçim yapılacağı duyurulur. Çok kişi aday olur. Neredeyse herkes! Sahtekárlar, kumarbazlar... En büyük kumarbazın ise iri cüsseli, geri zekalı bir de koruması vardır. Adı Kukla. Kumarbaz Kukla'yı aday gösterir. Seçime çok kişi aday olduğu için herkes birbiriyle kavgaya başlar. Birbirlerine ‘‘Sana oy vereceğime, Kukla'ya veririm daha iyi’’ gibi laflar ederler. Ve son tahlilde Kukla oybirliğiyle başkan seçilir.

Kukla, Red Kit ile işbirliği yapıp kasabaya çeki düzen verir ama Kukla başkan olmuştur...

Biliyorsunuz çizgi roman kahramanı Red Kit, eski Cumhurbaşkanlarımızdan Turgut Özal'ın çok sevdiği, bol bol okuduğu çizgi romandı. ‘‘Yalnız Kovboy’’ Red Kit, yenilmeyen, en hızlı silah çeken, komik, kurnaz ama adaleti simgeliyor. Bireysel adalet demek yanlış olmaz sanırım.

Biz de bir Ret Kit var mı dersiniz? Ya da Türkiye'de Red Kit'lik söker mi?

Bakan'la Koç'un

sağlık sohbeti

RAHMİ Koç'la, ‘‘ne olabiliri’’ konuşuyoruz. Meclis dışından birinin olması ihtimalinin giderek yükseldiğini, işaretlerin bunu gösterdiğini...

Israrımız üzerine eğer Meclis dışından biri aday gösterilecekse gönlünden geçen ismin Beşiktaşlı yakın arkadaşı Hikmet Çetin olduğunu söylüyor. Vahit Halefoğlu için ‘‘Yaşlı’’, İsmail Cem için ‘‘Köşk'te değil şimdi içeride bize lazım’’ diyor..

Çırağan'daki toplantıda bu sohbet sırasında Sağlık Bakanı Osman Durmuş geliyor. Kayak yaparken omuzunu kıran Koç'a ‘‘Geçmiş olsun’’ diyor. kısa bir süre sağlık sohbeti yapılıyor. Bakan Durmuş, kilo vermek zorunda olduğunu üç-dört kilo verdiğini daha 14 kilo vermek istediğini anlatıyor. Özel bir diyet uygulamıyor. Sadece şeker ve unlu mamülleri kesmiş. Rahmi Koç, içkiyle arasının nasıl olduğunu soruyor. Osman Durmuş, ‘‘Hiç yok’’ karşılığını veriyor. Rahmi Bey Sağlık Bakanı'na sağlıklı zayıflama anlamında bir öneride bulunuyor. ‘‘Kaynatılmış suya limon kabuğu atıp için.’’ Bakan da ‘‘C vitamini çok önemli. Siz de bol bol almalısınız’’ diyor...

Rahmi Koç'a ‘‘Aman tehlikeli sporlardan uzak durun’’ önerisini tüm dostları yapıyor. Ama Koç, kayaktan vazgeçmiyor. Sadece, nerede kayak yaparken böyle kazayla karşılaştıysa oraya gitmiyor. Kayak yapacak başka yerler buluyor. Kendisi anlattı, 1958 yılında omuzunu Uludağ'da kayak yaparken kırmış bir daha da orya gitmemiş. Son kaza da Aspen'de olmuştu. Bakalım kayağa nereye gidecek bundan böyle.

Rahmi Bey diyor ki, ‘‘İki hafta sonra kolum açılacak. Yüzmeye tekrar başlayacağım. 6 ay sonra golf oynamaya, 1 sene sonra da kayağa...’’

GSM'de

ne olur?

İŞ Bankası-Telecom İtalia konsorsiyumu GSM 1800 ihalesini 2 milyar 525 milyon dolar teklif vererek kazandı. Hem Hazine hem de özelleştirme de kazançlı çıktı.

İş Bankası, İtalyan ortağı ile 1 yıldır çalışıyordu. İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, geçen ayki görüşmemizde bu işe çok asıldıklarının işaretlerini vermişti. Kesin kazanmak için giriyorlardı. Özince, ‘‘GSM'yi halka maledeceğiz. Tam rekabetçi gireceğiz’’ diyordu. Bankacılığın ucu nereye dokunuyorsa orada olacaklarını vurguluyordu. İş Bankası, böylece yenilerde petrolden sonra cep telefonu pazarına da giriyor. Telefonda İş Bankası'na yeni yerel ortaklar sürpriz olmayacak.

Şimdi ne olacak? 4'üncü GSM şebekesi ihalesinin de 2.5 milyar dolardan açılacağı düşünülürse böylesi büyük tutarları hangi firma verebilir? Teklif verecek firmalardan bazıları Bakanlık'tan 15 gün süre istediler. Bakalım bugünkü ihale ertelenecek mi?

İhaleye katılan bir konsorsiyumun üst düzey yetkilisiyle görüşüyordum. İş Bankası'nın teklif tutarının yüksek olmadığını kendilerinin hesabına göre de bu tutar çıktığını ancak onu verecek güçte olmadıklarını anlatıyordu. ‘‘İş Bankası konsorsiyumu bu tutarla 4'üncü şebekeyi de bağlamış sayılır. Onun satılamayacağını varsayarsak pazarda büyük bir paya sahip olacak. 12 milyon abone neredeyse. İleriye dönük hesapları çok doğru.’’ yorumunu yaptı.

Biz de cep telefonu kullanma oranı yüzde 11. Batılı ülkelerde ise yüzde 30. İş Bankası önümüzdeki 10 yıllık perspektifte Türkiye'de yüzde 30'ların geçileceği hesabını yapıyor. Mevcutlardan da pay kapacakları ihtimali de büyük. İki yıl içinde yaklaşık 2.5 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını söylüyorlar.

Hem yüksek teknoloji hem böylesi büyük yatırımlar. Fiyatlar ne olacak acaba? Tam rekabet olursa tüketiciye yansıyan fiyatlar düşer diye umuyoruz...

Bülent Eczacıbaşı da aday

YOK yok, aday gösterilmiş değil. Meclis'ten 110 milletvekilinin imzasıyla ancak aday olabilir. Kendisinin böyle bir arzusu olduğunu da sanmıyorum ayrıca...

Nereden çıktı diyeceksiniz?

Herkes gönlünden geçen adayı söylüyor. Bazı işadamları da ‘‘Bülent Eczacıbaşı niçin olmasın’’ diyor. İlk kez işdünyası da kendi içinden birinin ismini adaylar arasına katıyor. İyi eğitimli, düzgün işadamı, hem Türkiye'yi, hem dünyayı bilen, Türkiye'yi gururla temsil edebilecek bir kişi olarak nitelendiriyorlar Eczacıbaşı'nı.

İşadamlarında da genel kanı Cumhurbaşkanı'nın Meclis dışından biri olacağı yönünde.

Neyse...

İzlediğiniz gibi daha adaylar çıkmış değil. İsimler dolaşıyor ortalıkta. Birinci sırada politikacılar var. İkinci sırada Meclis dışındaki ama devlet adamı, büyükelçi, politika dışı kalmış eski dışişleri bakanları. Üçüncü sırada isimler söylenmese de asker kökenliler. Özel sohbetlerde bu açıdan en fazla ismi geçen kişi ise İsmail Hakkı Karadayı. Bunlara 4. sırada işadamları eklenmeye başladı. Sakıp Sabancı layık olabilirdi ama onun da üniversite eğitimi yok.

İsmi hiç telaffuz edilmeyen kesim ise sanatçılar. Sevgili Oğuz Aral'a raporumu veriyordum. Neler yazacağımı söylüyorum ki sütunumuzu o şahane karikatürleriyle bezesin...

O da gönlünden geçeni söylüyor: ‘‘Niye bir sanatçı adı söylenmez. Hiç olmazsa o statüye girsin. Burası çerçilerin ve onların sadık kulları olan politikacıların dünyası maalesef...’’

Yazarın Tüm Yazıları