Orta Asya'da yeni dönem

WASHINGTON, Doha'da bu hafta yapılacak olan İslam Konferansı toplantısını beklemeden Taliban mevzilerini bombalamaya başladı. Oysa, İslam Konferansı'nın da olurunu alarak bu saldırının İslamiyete karşı bir hareket olmadığını kanıtlamak istediği yorumları yapılıyordu.

Bu da Taliban rejiminin ne kadar yalnız kaldığının göstergesi. Aslında ne kadar geç. Ben, kadınların işe gitmelerinin, evden çıkmalarının Taliban rejimi tarafından yasaklandığı gün dünyanın ayağa kalkmasını ve bunun dünya istikrarını tehdid eden terörist zihniyetin göstergesi olarak kabul etmesini isterdim.

11 Eylül gerekti ve bugünlere gelindi. Acıyı çeken yine Afganistan halkı.

* * *

BÜYÜK bir çatışma yaşıyoruz. Bu, dinler savaşı değil bazılarının görmek istediği gibi.

Sovyetler Birliği'nin arka bahçesini korumak için giriştiği savaşa da benzemiyor.

Buna, meşru ile meşru olmayan arasında. Sistem ile sistem dışının çatışması demek daha doğru olur.

Bugün, başkasının teröristlerini destekleyen ülkeler bile bu sistem dışı dünyanın tehdidi altında olduklarının farkına vardılar.

Bin Laden kim? Bir maskot o. Bu sistemin maskotu. Bu maskota karşı düzenlenen operasyon, uzun bir mücadelenin sadece bir yönü. Bir başlangıç.

Önümüzde uyuşturucuya karşı, kara paraya karşı, terörizmin tüm maddi ve sosyal kaynaklarına karşı mücadele var. Bu daha zor. Bu ittifak, köklü siyasi değişimleri de gerektirecek.

Uyuşturucuya karşı mücadelede, yerel ve uluslararası mafya işin içine girecek. Güç odakları etkilenecek.

İşte bu mücadelede, işbirliği rekabetin önüne geçecek.

* * *

ABD Başkanı Bush, terörle mücadele ittifakından söz ederken sürekli aynı nokta üzerinde duruyor: 'Müttefiklerimiz kendi olanakları ölçüsünde katılacaklar. Kimi operasyonlar açık yapılacak, kimileri gizli.'

Tabii ki, her ülkenin kendi özel koşulları var ve katkısı bu koşullarla sınırlı. Ama Tahran bile bu ittifakın içinde.

Topraklarını açmıyor ancak kendi topraklarından geçen Afganistan bağlantılı uyuşturucu trafiğine karşı ortak mücadele için önlemlerini alıyor.

İran, geçen hafta Moskova ile, sınırlarını korumak için gerekli malzeme ve silah alışverişi konusunda anlaşma imzaladı. İstihbarat paylaşımı anlaşması da yapıldı gelen haberlere göre.

Putin'in 11 Eylül'den sonra Bush ve Blair'in ardından uluslararası politika sahnesinin ön saflarına çıkması, bazı çevrelerde 'Eyvah Türkiye Rusya ile rekabetinde geride kaldı' yorumlarına yol açtı.

Ben bu tip karşılaştırmaları ve rekabeti temel alan yorumları doğru bulmuyorum. Herhangi bir ülkenin bir bölgede etki alanı yaratmasına dayalı anlayış artık günün gerçeklerine uymuyor.

* * *

11 Eylül, Orta Asya coğrafyasını yeniden biçimlendiriyor.

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra devlet olmaya çalışan Orta Asya cumhuriyetleri, ekonomik ve sosyal sorunlarının yanı sıra güvenlik sorunlarıyla da Batı'nın gündemine giriyor. 11 Eylül, bu coğrafyadaki güvenlik sorunlarının Washington'a kadar uzanan bir etki alanı olduğunu dünyanın gözleri önüne serdi.

Orta Asya'nın güvenliği, artık Rusya için olduğu kadar NATO açısından da önemli.

Orta Asya'da işbirliği dönemi açılıyor. İşbirliğinde ise üç isim öne çıkıyor: Türkiye, ABD ve Rusya.
Yazarın Tüm Yazıları