Orada ve burada tarihler aynı

26 Aralık 2006 ve 2 Ocak 2007. AKP umudunu bu iki tarihten ilkine bağlamış görünüyor. Maliye ile birlikte.

Ne var ki, Türkiye’deki ve Almanya’daki kayıtlar AKP ile Maliye’yi hüsrana uğratıyor.

Doğan Yayın Holding (DYH) ile Alman medya devi Axel Springer arasında 2006’da ortaklık görüşmeleri başlıyor. DYH Springer’e belli oranda hisse senedi satıyor, karşılığında Almanlar 375 milyon Euro vererek DYH’ye ortak oluyor. DYH, Türkiye’ye yabancı sermaye getirmiş oluyor.

2006 boyunca süren görüşmeler 2 Ocak 2007’de kesinleşiyor. Hisse devrinin tarihi 2 Ocak 2007. DYH kayıtlarına hisse senedi devir tarihi olarak 2 Ocak 2007 düşülüyor. Aynı tarihi Springer de düşüyor.

Neden bu ayrıntıyı yazıyorum? Doğan Yayın Holding’e kesilen 862 milyon TL’lik vergi cezası bu devir tarihinden kaynaklanıyor. Sen işlemi 2006’da yaptın ve vergi kaçırdın, suçlaması.

Devamında başka suçlamalar da var. Onlar da, yasalara baştan sona aykırı.

BATI ŞİRKETLERİ ŞOKTA


862 milyon TL’lik ceza, Türkiye’de olduğu gibi, Türkiye ile iş yapan, Türkiye’de yabancı sermaye yatırımı yapan yabancılar arasında da, büyük şaşkınlıkla karşılanıyor.

Tayyip Erdoğan DYH’ye ceza keserek, hepimizi susturmak hayaline kapılırken, asıl hayal kırıklığına bir süre sonra kendisinin uğrayacağının henüz farkında değil.

Yasalara uygun hisse senedi devri, yani yabancı ortaklıklar, bu biçimde cezalandırılıyorsa, bundan sonra hangi yabancı şirket Türkiye’ye gelir?

Bu hukuksuzluğu göre göre, Türkiye’ye yabancı sermaye gelir mi?

Tayyip Erdoğan, DYH’ye yönelik saldırılarının ağır bir faturasını ödeyecek, bunu bilmiyor. Sadece basın özgürlüğü açısından değil, yabancı sermaye girişindeki kısıtlamalarla ödeyecek.

7 YABANCI ORTAK

DYH’nin yedi yabancı ortağı var. CNN, Burda, Turner gibi dünya çapında sözü geçen devler.

Her türlü mali işlem DYH’de mercek altında. Kendi içinde sürekli denetleniyor. Ayrıca, her üç ayda bir uluslararası denetimden geçiyor. Buna bakarak, dünya medya devleri DYH ile ortaklığa imza atıyor. Ama onlar şunu bilmiyor.

Burası Türkiye. Türkiye’de bir AKP iktidarı var ki, muhaliflerini susturmak için elinden geleni ardına koymuyor. Hukuk artık lüks.

Medya sektöründe sadece DYH, 11 ay süreyle, son 5 yılı denetleniyor.

Hukuksuzluklar birbirini izliyor.

Hakkında rapor yazılan kişi ve kurumun savunmasını almak gerek. Denetçiler bunu da gereksiz görüyor ve bir kural daha çiğneniyor.

O KDV NEREDE

Olayda bir ayrıntı var ki, tam traji komik. Yasaya göre, hisse senedi satışından KDV alınmıyor. Ama denetçiler, ’sen KDV ödemedin, vergi kaçırdın’ diyor ve bir ceza da oradan kesiyor.

Şimdi DYH’ye uygulanan KDV ödemesi, yasaya aykırı olarak tüm hisse senetleri devrine uygulanırsa, son beş yılda Türkiye’de 128 milyar dolarlık hisse senedi satışlarından KDV almak gerek.

Soru şu:

Maliye o KDV’yi aldı mı ve ne kadar?

AKP ile birlikte Türkiye’nin ödeyeceği fatura, çok ağır.

Partizanlık itirafı

ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin muhteşem bir itirafta bulunuyor:

"Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel yönetimler her projelerini Ankara’dan geçiremiyor. (...) O nedenle, bizimle uyumlu çalışacak yerel yöneticileri seçmeniz gerekiyor."

Bu rezil bir tehdit. "Bizden başkasını seçerseniz, işiniz görülmez" tehdidi. Aynı zamanda partizanlık itirafı.

Seçilen başkan kendi bölgesinde ne yapmak isterse istesin "bizden değilse", onun önüne her türlü engelin çıkacağının itirafı. Sonra seçim zamanı, "bu başkan sizin için ne yaptı" diye babalanmak mümkün.

AKP her fırsatta sandık ve demokrasi diyor. Ancak, bu söylem tek yanlı.

Sandıktan AKP’liler çıkarsa, demokrasi rayında, yoksa, başka partiye oy veren halka hizmet yok.

Demokrasi dediğin, böyle olur.
Yazarın Tüm Yazıları