Müzakere olmadı sanat verelim

BRÜKSEL
AVRUPA Parlamentosu üyesi Vural Öger kaç zamandır aynı şeyi söylüyor:

"Türkiye yakaladığı şansın farkında değil. Avrupa Birliği oybirliğiyle ile müzakerelerin başlaması kararını aldı. Oybirliğinin sağlanması bir şanstır. Bir daha Türkiye’nin ayağına gelmez."

AB
Komisyonu Başkanı Barroso’nun şu sözlerini hatırlatıyor Öger:

"Müzakereler başarılı biterse Türkiye’yi kimse tutamaz."

Öger
’e bakarsanız, bugün Avrupa Komisyonu’nda gizli bir oylama yapılsa, üye ülkelerden hiçbiri Romanya ve Bulgaristan’ı Avrupa Birliği’nde görmek istemez.

Ancak bir kere müzakerelere başladıkları için süreç kendiliğinden üyeliği getirmiş.

Yani Türkiye işi sıkı tutsa üyelik gelecek.

Vural Öger, Brüksel’de sohbet fırsatı bulduğum politikacılar arasında AB müzakerelerinin gidişatından karamsarlığa kapılmış tek kişi değil.

Ankara-AB ilişkileri konusu açıldığında genellikle yüzler asık.

Ancak Türkiye’den Brüksel’e "müzakere" rüzgarı esmese de sanat ve kültür rüzgarları hiç eksik değil.

İKİ MODERN SANAT SERGİSİ

Brüksel’e bu gidişimizin nedeni, geçtiğimiz nisan ayında İstanbul Belediyesi’nin desteğiyle açılmış olan, "İstanbul Merkezi Brüksel"deki iki modern sanat sergisi.

Sergilerden biri Santralistanbul’un koleksiyonundan oluşturulmuş olan "1950’lerden 2000’lere" adını taşıyor.

Aralarında Nejat Devrim, Erol Akyavaş, Hakkı Anlı, Ömer Uluç, Gülsün Karamustafa, Canan Tolon, Kutluğ Ataman gibi sanatçılara Brüksellilerin ilgisi büyüktü.

İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olacağı 2010 öncesi Avrupa’da sanat ve kültürümüzü tanıtmak için önemli bir misyon üstlenmiş olan "İstanbul Merkezi"ndeki ikinci serginin küratörü Beral Madra.

Peşinen söyleyeyim ki, Madra Avrupalılara "entelektüel mesajları" baskın bir sergi hazırlamış.

Serginin adı "İstanbul Diptikleri: Modern Görsel ve Sözsel Duruşlar".

Küçük bir parantez.

Diptik birbirlerine yapışık ikiz resim levhası demek.

12 sanatçının gözünden İstanbul fotoğraflarının yanında kimi şair ve yazarların sözleri yer alıyor.

Sözsel kültürü ağır basan Türkiye’nin, görsel kültür bombardımanı karşısındaki ikilemi serginin mesajlarından biri sadece.

ÇAĞDAŞ İSTANBUL MUTFAĞI

"Çifte" serginin açılışında İstanbul mutfağının çağdaş versiyonları da sunuldu davetlilere.

İstanbul Mutfak Sanatları Akademisi’nden gelen bir ekibin hazırladığı mönü müthiş yaratıcıydı.

Merkezin Organizasyon Komitesi Başkanı Merve Gürsel, sergilerin konseptine göre mönü hazırlamak niyetinde bundan böyle.

Örneğin, önümüzdeki aylarda Marmaray kazılarından çıkartılan Bizans batıklarının fotoğrafları sergilenecek.

Bunun açılışında ise Bizans mutfağından esinlenerek hazırlanmış mönü sunulacak.

Türkiye’den Brüksel’e doğru esen bir başka sanat rüzgarı da önceki gece Güzel Sanatlar Sarayı’ndaki "Barış Konseri"ydi.

İstanbul 2010 tarafından desteklenen, konserde Fransa’da yaşayan Türk piyanist Hüseyin Sermet ile Yunanlı, Amerikalı, İranlı, İsrailli ve Mısırlı piyanistleri buluşturdu.

Turizmciler finansman sıkıntısı çekiyor

VURAL Öger ile sohbet turizme kadar uzanıyor.

Öger, küresel ekonomik kriz nedeniyle Öger Tur’un Rus işadamı Aleksander Lebedev’e satışının gerçekleşmediğini söylüyor.

"Rus turizminde düşüş yaşayabiliriz" diyor.

Bu Türkiye turizmi için kötü haber.

Brüksel’den dönünce TÜROFED Başkanı Ahmet Barut’u arayıp böyle bir tehlikenin olup olmadığını sordum.

Barut’a göre, krizin Rus turizmini ve genelde turizmi ne kadar etkileyeceği henüz belirsiz.

"Türk turizmi kasım sonu itibarıyla yüzde 13 büyüdü. İspanya turizmi eksilere düştü. Turizmin küçülme tehlikesinden fazla moralimizi bozan başka bir şey var" diyor.

Moralleri bozan şey bankaların kredi musluklarını kapatması.

Barut, mevsimlik çalışan turizm işletmelerinin, tur operatörlerinin ancak krediyle işlerini çevirebildiklerini hatırlatıyor.

"Mehmet Şimşek’in açıkladığı pakette turizm dışında her sektör vardı. Turizme devlet bankalarından destek kaynak yaratmak gerekir" diyor.
Yazarın Tüm Yazıları