Mutluluğun reçetesi olur mu

Mutluluğun hapı veya hapları olmadığına göre -keşke olsaydı- reçetesi de olmaz diyeceğinizi de biliyorum.

Yanılıyorsunuz. Var! Mutluluğun gerçekten etkili olduğunu düşündüğüm bu eşsiz reçetesini Kanadalı bir yazar E. J. Zelinski hazırlamış.

Ernie J. Zelinski bu reçeteyi bilge kişilerin çağlar boyunca söylediklerinden yararlanarak hazırlamış. Bir kenara not alınması ya da kesilip saklanması gereken müthiş bir reçete bu. Mümkünse eşe, dosta, sevgiliye, arkadaşa fakslanmalı, e-postalar, cep mesajlarıyla yollanmalı diye düşünüyorum. Reçeteyi aşağıda bulacaksınız. Kolay ve anlaşılır, ucuz ve etkili ilaçlardan oluşan bu reçeteyi herkes tatbik etmeli. Bu reçetenin sonuçları yüzde 100 olumlu, etkisi kesin. Kefili benim!

İŞTE İLAÇLARINIZ

n Doyum sağlayacak kadar bir amaç

n Geçinebilecek kadar bir iş

n Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik

n İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar sağlıklı bir akıl

n Birçok insanı beğenecek, bunlardan birazını da sevecek kadar şefkat

n Kendini sevecek kadar özsaygı

n Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu

n Zorluklarla yüz yüze gelecek kadar cesaret

n Sorunları çözecek kadar yaratıcılık

n Her an gülecek kadar mizah duygusu

n İyi bir yarını bekleyecek kadar umut

n Hayatı bütün değerleriyle yaşayacak kadar bir sağlık

n Sahip oldukların için şükran duygusu

ŞÜKRAN DUYGUSU EN ÖNEMLİSİ

Siz hangisini beğendiniz bilmiyorum ama, benim favorim reçetedeki son ilaç: "Sahip olduğunuz şeylere şükran duymak". Şükran duygusu her yerde kolayca bulabileceğiniz ucuz ve etkili, çok eski bir mutluluk molekülüdür. Sahip olduğunuz her şeyi kaybettiğinizi, sonra da bulduğunuzu düşünün. Nasıl da mutlu olurdunuz. Sahip olduğunuz şeylerin, sağlığınızın, eşinizin, çocuklarınızın, arkadaşlarınızın ve dostlarınızın değerini bilmek... Kendinize, bilginizi, yeteneklerinizi ve kendinizi sevme fırsatını vermek... Mutluluğun peşine düşmek yerine, biraz da onun sizi bulmasını beklemek, kısacası bulduğunuz ve olduğunuzla yetinmek bu ilacın en önemli faydalarıdır. Reçetenin etkinliğini artırmanın diğer yollarını ise Mark Twain yazmış: "Palamarı fırlatıp at. Güvenli limanlardan uzaklaş. Bırak alize, yelkenleri şişirsin. Araştır, düşle ve keşfet" Sahip olduklarınıza şükran duydukça keşfetme yeteneğinizin de artacağından kuşku duymayın.

Yaşlı Sardinyalıların sağlık çorbası

Uzun ve sağlıklı yaşayan, belleği sorunsuz Sardinyalı yaşlıların her gün öğle ve akşam yemeklerine başlangıç olarak seçtikleri sebze çorbasını siz de denemek ister misiniz?

İçindekiler:

n 1 su bardağı su

n 4 diş sarmısak

n 2 küçük boy havuç

n 3 büyük boy patates

n 2 sap kereviz

n 2 su bardağı kuru fasulye

n Yarım su bardağı çeşnili peynir

n Tuz, karabiber, zeytinyağı

n 1 büyük boy soğan

n 2 su bardağı makarna


Yapılışı:

Sarmısak, havuç ve patatesleri küp şeklinde kesin.

Soğanı ve kerevizi ince ince doğrayın.

Yeteri kadar zeytinyağını koyun.

Sebzeleri ekleyin. Tuz ve karabiberi ilave edin.

10 dakika hafif ısıda pişirin.

Su ve haşlanmış kuru fasulye ekleyip kaynatın.

Kısık ateşte 1 saat pişirin.

Servisten 5 dakika önce tekrar kaynatıp makarna ilave edin.

Çeşnili peyniri çorbanın üzerine serperek servis yapın.

(Hayat Bilgisi, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, 2005, Doğan Kitapçılık)


Yüz masajı faydalı mı

Masajın iyileştirici gücü de işte bu ilişkide, ten-beyin bağlantısında yatmaktadır. Kozmetolojide "Fasial masaj" olarak tanımlanan "yüz masajının" cilde genç ve ipeksi bir görünüm vermesi bundandır. Yüzünüze ya da bedeninizin başka bir yerine masaj yaparak sağladığınız yararın en az yarısını bu keyifli masajlardan ve kendine servis verme hoşluğundan geldiğini söylersek pek abartmış olmayız.

Bütün bunların anlamı kısacık bir cümlede gizlidir: Dokunmaya ve dokunulmaya hepimizin çok ihtiyacımız var. Sevilmeye, okşanmaya muhtacız. Bundan insan olarak keyif duyuyor, zevk alıyoruz. İster sevgiyle, saygıyla isterseniz şefkatle, aşkla dokunun hiç fark etmez! Dokunun! İnsanları kucaklayın, sarılın, okşayın, omuzlarını kavrayın, kollarına girin. Onlara güç, sevgi, keyif verin, güzellik katın. Dokunmaya çok ihtiyacınız var. Dokunmaktan korkmayın!

Onu doğru yerde arayın

Nasreddin Hoca’nın hoş bir hikayesi var: Arkadaşı, hocayı evinin bahçesinde diz çökmüş, bir şeyler ararken bulur. Hoca kaybettiği anahtarını aramaktadır. Arkadaşı da hocaya katılır, diz çöküp hocayla birlikte saatlerce anahtar ararlar. Bir süre sonra arkadaşı, hocaya anahtarı bahçede kaybettiğinden emin olup olmadığını sorduğunda, hocanın cevabı şaşırtıcıdır! Hoca anahtarı bahçede değil, evin samanlığında kaybetmiştir. Arkadaşının anahtarı niçin samanlıkta değil de bahçede aradığı sorusuna hocanın cevabı ise, daha da şaşırtıcıdır: "Samanlık hem karanlık, hem karmaşıktır. Aydınlık ve yalın bahçede anahtarı aramak daha kolaydır!"

Anahtarı nerede kaybettiyseniz orada aramalısınız. Kaybetmekten, kaybettiklerinizi sorgulamaktan, kendimizi değiştirmekten, gerektiğinde birşeylerden vazgeçmekten korkmayın.

Kilolu çocuklar en iyi egzersizle zayıflar

Kilo sorunu olan çocuklarınızı lütfen kollarından tutup diyet uzmanlarının karşısına oturtmayın. Onları gerçekten forma sokmak istiyorsanız yeme davranışlarını değiştirmeniz, eğitmeniz ve hareketli bir yaşama yöneltmenizin diyet yaptırmaktan daha etkin sonuç vereceğini hatırlayın. Yalnızca diyet yapan çocuklarda beyin gelişimi yavaşlıyor, kaslar zayıflıyor. Çocuklar, yağlarla birlikte kaslarını da kaybederek güçsüz, bitkin, keyifsiz, sıska ve mutsuz çocuklar haline geliyor. Metabolizma hızları düşüyor ve kısa bir süre sonra verdikleri kiloları süratle geri alıyor. Çocuk ve gençlerin kilo sorunu ile mücadelesinde başarı, aktif bir yaşam ve daha güçlü kaslar oluşturmakta yatıyor. Daha güçlü kaslar, uyurken de yağ yakabilmeyi, dinlenme halindeki metabolizmayı yükseltmeyi, zinde ve güçlü bir vücut elde etmeyi sağlıyor. Kazanılan her yarım kas dokusu başına vücut günlük enerji yakma yeteneğine 100 kalori artıyor. Bu da her iki ayda bir neredeyse bedavadan (!) 1 kilo yağ kaybı anlamına geliyor. taltan@yasasinhayat.org

DİYET GÜNLÜĞÜ

Diyete başlayalı yaklaşık 1 ay oldu. Ve gün içinde veya gece beni rahatsız eden kramplar başladı. Vücudumda eksilen bir şeyler mi var yoksa eksik aldığım bir yiyecek mi söz konusu?

Krampların nedeni diyet mi

Yolda yürürken, yüzerken, bazen güzel bir güne başlayacağımız ümidi ile tam yataktan kalkarken, bir anda dayanılmaz bir ağrı ve hep aynı sözcük "Off kramp girdi yine".

Bir ya da birden fazla kas demetinde görülebilen; kısa, bazı durumlarda 10 dakikaya varan kasılmalara kramp adı verilir. Kas krampları genellikle yoğun egzersizler ve dinlenme pozisyonlarında ortaya çıkar. Bunun yanı sıra şeker hastaları, böbrek hastaları, kalp damar hastalığı olanlar ve gebeler de sıklıkla kramplardan şikayetçidir. Bununla birlikte kas krampları diyet yaparken oluşabilecek beslenme hatalarından önemli ölçüde etkilenmektedir.

Kas kramplarında mineraller önemli yer teşkil eder. Magnezyum, potasyum ve kalsiyum eksiklikleri kramplara zemin hazırlar. Vücutta oluşan sıvı kaybı sonucu ortaya çıkan mineral kaybına bağlı kramplar özellikle yaz aylarında sık karşılaşılan bir sorundur. 70 kg ağırlığındaki bir kişinin ortalama günlük magnezyum ihtiyacı 300-400 mg, kalsiyum ihtiyacı ortalama 800-100 mg’dır. Kas kramplarındaki diğer önemli bir mineral olan potasyum gereksinmesi ise 3.5 gr kadardır. Yeterli ve dengeli bir diyette magnezyumdan zengin badem, ceviz, fındık, tahıl gurubu besinler, kalsiyumdan zengin süt ve ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler ve potasyumdan zengin kurubaklagiller, muz, şeftali ve kayısı gibi meyvelerin yer alması kas kramplarını önemli ölçüde azaltılmaktadır.


niluferinceis@yasasinhayat.org
Yazarın Tüm Yazıları