Miami'den arka sokak hikâyeleri

Amerika'da bugün yaşanan sosyal çalkantıları... Gelir adaletsizliğini... Zenginliğin yanındaki fakirliği anlamak için Miami iyi bir örnek. Kentten anlatacağım öyküler, Ocean Drive'ın 15 dakika uzağında yaşanıyor. South Beach'te, Washington Caddesi üzerinde Mansion var. İçeri listeyle adam alan lüks gece kulübü. Mansion'dan 5. Sokak'a devam et. Sağa dönüp köprüden geç. Downtown değil de... Overtown'a doğru varoşu göreceksin. Sakın şaşırma

Haberin Devamı

Kentin sokak kadınları

KADIN

İçeride 75 kadın var. Daha 18'inde üçüncü kez hamile kalmışları saymazsanız, kadınların yanında da 25 çocuk... Dövülmüş, sokağa atılmış ya da uyuşturucu bağımlısı onlarca siyah, Latin yoksul... Kentteki birkaç kadın sığınma evinden Lotus'a geliyorlar. Ve bir yıl kalıp ayaklarının üstünde durmayı öğreniyorlar. Sonra?.. Sonrası yok. O kadar çok talep var ki, başarabilirse tamam. Yoksa...

ABD Nüfus Sayımı Bürosu'nun verilerine göre bugün 300 milyonluk Amerika'nın 46 milyonu fakirlik sınırının altında. Geliri aylık 925 dolardan daha düşük. Ve bu insanların çoğu, Miami'deki gibi siyah ya da Latin kökenlilerden oluşuyor.

Lotus Evi'ni gezerken, işin başındaki Constance Collins'e soruyorum. 53 yaşında eski bir finansçı. "Burayı nasıl ayakta tutabiliyorsunuz" diye. "Bir vakıfız. Yıllık bütçemiz 1.3 milyon dolar. Yüzde 15'ini devlet veriyor, geri kalanı bağış." diyor. "Eve aldığınız kadınlar tekrar yaşama dönebiliyor mu" diyorum. "Amacımız onlara iş bulup kendi evlerine kavuşmalarını sağlamak. Hayatını düzene sokan ve şimdi burada gönüllü çalışan yüzlerce kadın var" diyor.

Haberin Devamı

Sivil toplum dengesi

EV KRİZİ

Erkekler için de evsizlik kentteki en büyük sosyal sıkıntılardan. Konut ve Şehircilik Bakanlığı'ndan Armando Fana'dan öğrendiğime göre 2.2 milyon nüfuslu Miami'de bugün 840 evsiz var. Geçen yıl bu rakam 789'muş. İstatistiğini tutarlar. Ama bir şey yapamazlar...

Orta sınıf ne halde diyorsanız... Florida, 2008 mortgage krizinin en kötü vurduğu eyalet. Batık kredilerinin tavan yaptığı... Ev sahipliğinin yüzde 60'lara gerilediği yer. Ancak bir yandan da... Tıpkı Lotus Evi'ndeki gibi... Sosyal adaletsizliğe karşı savaşan sivil toplumun en güçlü olduğu yerlerden biri.

İngilizce bilmeyen... Bankadan kredi alıp ev sahibi olmuş... Ama şimdi kredisini ödeyemeyen Latinlere destek olan Neighborhood Housing Services'e gidiyorum. İçeride kredi modifikasyonu için gelen dört aile var. Vakfın başındaki Arden Shank'e göre şu ana kadar batıktan kurtardıkları evlerin toplam değeri 39 milyon dolara ulaşmış. Kurtaramadıkları ise... Bunun iki katı.

Haberin Devamı

İngilizce bilmeyen Latinler

MEDYA

İngilizce bilmeyen derken... Bugün 50.6 milyon Latin kökenli yaşıyor Amerika'da. Ancak o kadar hızlı büyüyorlar ki... 20 yıl sonra 85 milyona ulaşıp toplam nüfusun dörtte birine ulaşmaları bekleniyor. Ve bu Latinlerin yüzde 25'i ise hâlâ tek kelime İngilizce bilmiyor.

Miami'deki başka bir sosyal yara bu. Fakat başka bir açıdan da... Aynı zamanda koskocaman bir pazar. Etnik ticaret pastası. Kentteyken gezdiğim, ülkenin en büyük İspanyolca yayın yapan televizyon grubu Univision bu potansiyelin ürünü. Akşam haberlerini sunan anchorwoman'ı Maria Elena Salinas'la konuşuyoruz. Bazı şahinlerin başlattığı ulusal dil İngilizce kampanyası var şimdi. "Böyle düşünceleri savunanlar var evet" diyor. "Bunun aynısını Kaliforniya'da uygulamak istediler geçmişte. N'oldu! Uygulayamadılar. Bu sembolik bir tehdit. Şimdi Latin kökenliler bu kadar kalabalıkken hiç yapamazlar."

Haberin Devamı

Bir yandan Univision'un siyasi bir duruşu da var. Haber merkezi şef editörü Daniel Morcate'ye, yayın içeriği bu kadar politikken neden diğer Amerikan medyası gibi seçimde bir adayı resmen desteklemediklerini soruyorum. "Keşke burada da yapabilsek, şeffaf yayıncılık açısından çok avantajlı. Ama halkın bilinçlenmesine de katkı sağladığımız için burada yapamıyoruz" diyor. Bilinçlenme derken neyi kastettiğiniyse Salinas söylüyor: "İleride bir Latin, Amerika'nın başkanı olacak. Ve o başkan eminim doğdu. Şu anda aramızda."

Univision bir umut

BAŞARI ÖYKÜSÜ

50 yıl önce kurulan Univision'un iş modeli olarak başarısına baktığınızda... Karşınızdaki örneğin, sadece kalitesiz bir misyon yayıncılığı olmadığını da fark ediyorsunuz.

Haberin Devamı

Nielsen'in reyting verilerine baktım. Univision bugün dört büyükler Fox, CBS, ABC ve NBC'den sonra ülke genelinde beşinci. 18-49 yaşta ortalama 2 milyon seyircisi var. Birinci Fox'unki 4 milyon. Ancak daha önemlisi... Son bir yılda dört büyüğün primetime izlenme oranı yüzde 5-11 düşerken, Univision'ınki yüzde 7 artmış.

Neden başarılı olduklarını... Obama'nın geçen hafta Salinas'a neden röportaj verdiğiniyse stüdyolarını gezince anlıyorum. Haber operasyon müdürü Angel Matos'la dolaşıyoruz. 1.8 milyon dolarlık teknoloji harikası ana haber stüdyosunu anlatıyor. Sonra haber merkezine geçiyoruz. Matos gururla, sadece grafik departmanında 55 kişinin çalıştığını söylüyor.

Haberin Devamı

Altyapı sağlam. İçerik kaliteli. Bilanço da o kadar sağlam ki... Patron, işe para koyan yatırım şirketleri. Miami'de varoşlardan beslenen en umut verici öykü Univision.

Kübalı-Meksikalı farkı

AZINLIK

Univision bir vaka. Ancak Latin kökenli deyip Amerika'daki azınlığı homojen bir yapıymış gibi ele alamayacağınızın da bir kanıtı aynı zamanda. Salinas uyardı. "Sakın Florida'daki Latinlerle Arizona'dakileri aynı zannetmeyin. Hepsi farklı" diye.

Miami'deki mahalle kültüründe, Meksikalıların Kübalılardan nefret ettiğini biliyor muydunuz örneğin. Karaya ayak bastıkları anda ABD vatandaşı olma imtiyazları olduğu için kıskançlık duydukları Kübalıları...

Ayrıca ülke genelinde Latinlerin Demokrat Parti'ye oy verme eğilimi daha yüksek. Halbuki Kübalıların çoğu Cumhuriyetçi. Uluslararası Florida Üniversitesi'nden Guillermo Grenier'ye sordum, "Hiçbir rasyonelliği yok" dedi. "Aslında Kübalılar diğer Latinlere göre çok daha liberal. Kürtaj, eşcinsel evliliği görüşleri Demokratlara yakın. Ama Kübalılar için tek ölçü, hangi yönetimin Castro rejimine karşı sert politika izlediği. Özellikle de 1960'larda gelmişler için."

Peki son 50 yılda ne değişmiş, derseniz. Miami'nin Küçük Havana'sında bir restoranda yaşlı bir Kübalı ile konuşuyoruz. "Obama bana zorla sağlık sigortası aldırmak istiyor. Hükümet bana hiçbir konuda karışamaz. Arabada kemer takmamı bile söyleyemez" diyor.

İki kızı varmış. "Maalesef onlar bölündü" diyor yüzünü asıp. "Biri benim gibi Cumhuriyetçi. Öteki geçen seçim Obama'ya oy verdi."

"Univision'u seyrediyor musunuz" diyorum. Aynen şöyle diyor: "Seyrediyoruz. Zaten kızlar benden çok televizyonu dinliyor."

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları