Mesudiye'ye Mozart dinlemeye giderken

ORDU / İKİZEVLER

MEMED KEMAL
'in iki dizesini anımsadım:

Ankara nire, Zara nire

Dayanmak marifet dayan bre.

Elli yıllık dostum Oktay Ekşi ile Mozart olmasaydı, ben buralara gelir miydim, bilemiyorum. İki sevdiğim kişi birleşince samanlık seyran, Mesudiye'nin Çavdar Köyü de cennet olur.

Saat 09.05'te Samsun Havaalanı'na indik.

Samsun'a ikinci gelişim. İlk kez Samsun On Dokuz Mayıs Üniversitesi'nde bir konuşma yapmaya gelmiştim. Aynı günün akşamı döndüm.

İkinci kez, Oktay Ekşi'nin rehberliğinde, Ordu'yu tanıyacağım.

Elbette onun büyük aşkı ve ideali Mesudiye'yi de.

Ben şehirleri; şairleri, türküleri ile tanırım, zevk rehberim onlardır.

Bunları yeşil bir ormanla yeşil bir deniz kadrajı içine oturttuğunuzda güzel kavramı bütünleşiyor.

Havaalanına iner inmez bir Samsun türküsünü mırıldandım:

Altın yüzük yaptırdım Samsun ustalarına

Doktor ilaç vermiyor sevda hastalarına

Yol boyunca Oktay Ekşi ile birlikte bütün türküleri belleğimizde seslendirip söyledik.

Ünye'den geçerken Hekimoğlu'nu da unutmadık. Türkülerde yaşayan ünlü eşkıya. Cemal Süreya'nın şiire yakışır eşkıya öğüdünü tuttuk.

* * *

HER yerin bir ünlüsü vardır. Biz de Saçıuzun'un çayhanesinde mola verip, ağaç çileği reçeli eşliğinde demli çayları içtik.

Karadeniz'in serinliğine bayılırım.

Bolaman Beyleri'nin konağının önünden geçerken otomobilden inmeden edemedim.

Haznedaroğlu Kalesi, bu sahil şeridindeki geçmişi çağrıştıran bir yapı.

Restorasyonu yapılmış, Haznedaroğlu Abdullah Bey Konağı, bu yapıların yaşamasının ne kadar gerekli olduğunu, oranın tarihini dile getirdiğini kanıtlamıyor mu?

Karadeniz'in şiiri kimden sorulur? Trabzonlu Delikanlı Yaşar Miraç'tan.

Yazdıkları; buranın şiirsel ruhunu keşfettirdi bizlere.

Ben küçük otelleri severim. İşte İkizevler Oteli'ni de onun için çok sevdim. Sanki bir tanıdığımın evinde konuğum.

Ergin Karlıbel yan yana iki Ordu evini almış, oğlu mimar Levent Karlıbel'e de bunları otel yap demiş. Eski özelliklerini kaybetmeden evler şık bir otele dönüşmüş.

Daha önce buranın fotoğraflarını görmüş, beğenmiştim, şimdi de burada kalıyoruz.

* * *

ORDU'yu, Mesudiye'yi bir günde bitirebilir miyim?

Ne mümkün.
Yazarın Tüm Yazıları