Merkez’in faiz artırım zamanlaması

MERKEZ Bankası ne zaman faiz artırmaya başlayacak?

Haberin Devamı

Piyasaların yanıtını en çok merak ettiği soruların başında “Merkez’in faiz artışını hangi ay başlatacağı” sorusu geliyor. Geçen hafta Merkez Bankası’nın Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından sonra yaptığı kısa açıklamadan sonra, dün de Hindistan’dan faiz artırım kararı gelince, bu sorunun önemi ve aciliyeti iyice artmış gözüküyor.


Piyasa analistleri küresel yerel, ekonomik-siyasi tüm unsurları bir araya koyup, hangi unsurun faiz artırım kararını öne çekeceğini, hangisinin faiz artırımını geciktireceğini, hangi unsurların karardane kadar etkili olacağını tartışıyor.


Aslında bu sorunun yanıtı epeydir tartışılıyordu ama son enflasyon verisinin yüksek gelmesi ardından Merkez Bankası’nın yaptığı “yükselen enflasyon oranlarının hedefe 2011’in ilk çeyreğinde geri geleceği” yönündeki tahmini, bu tartışmaları tetikledi. Ardından son PPK toplantısından sonra yapılan açıklamada yer alan, “Genel fiyatlama davranışlarında bozulma gözlenmesi halinde, para politikasının Enflasyon Raporu’ndaki baz senaryoda öngörülen duruşa kıyasla daha erken sıkılaştırılmasında tereddüt edilmeyeceği” cümlesi ise tartışmanın iyice alevlenmesine neden oldu.

Haberin Devamı

Piyasalar elbette faiz artırımlarının mümkün olduğunca geç başlamasını umut ediyorlar. Ancak aynı zamanda piyasalardaki toparlanmanın da artık güçlenmesini, hızlanmasını bekliyorlar. Yani hem piyasaların açılmasını, hem de enflasyon kıpırdasa da Merkez Bankası’nın biraz göz yumup, faiz artışlarıyla gideceği parasal sıkılaştırmaya mümkün olduğunca geç başlamasını istiyorlar.


Birbiriyle çelişkili beklentiler ama durum böyle...


ABD Merkez Bankası’nın (FED) geçen hafta parasal sıkılaştırmayı kademeli olarak yapacağını açıklaması, piyasalara biraz moral verdi. IMF ile anlaşma görüşmelerinin kesilmesiyle morali bozulan piyasalar, ilk iki aylık bütçe sonuçlarının iyi gelmesinden ise umutlandılar. Yani IMF olmayınca mali disiplinin yitirilmesi, bunun da faiz artışını öne çekmesinden korku yorlardı,bütçedeki olumlu sonuçlar bu korkuyu biraz azalttı. Buna karşılık sanayideki kıpırdanma ve kapasite kullanımındaki artışların düşük oranlarda kalmasına ise bir yandan üzülürken, faiz artışını geciktireceği için de olumlu bulundu.

Haberin Devamı


SİYASİ ORTAMIN FAİZE ETKİSİ


Faiz artışlarının öne çekilmesini gerektirecek en kuvvetli unsur ise enflasyondaki yüksek seyir. Şubat ayı enflasyon rakamlarının yüksekliği yanında, hem Merkez Bankası’nın bir süre daha enflasyonun yüksek seyredip, geri dönüşün gecikeceği yönündeki tahminini açıklaması, hem de çift haneye ulaşan oranların bundan sonra beklentileri olumsuz besleme ihtimali, piyasaları korkutmaya devam ediyor.


Son dönemde özellikle vergi gelirlerinden yola çıkılarak ekonomideki canlanmanın hızlanabileceği yolunda oluşan beklenti ve bazı bankaların yurt dışından kredi bulmakta sağladığı başarı ise yine enflasyondaki büyüme trendinin hızlanması, iç talebin canlanması ihtimali nedeniyle piyasaları korkutan unsurlar olarak konuşulmaya başladı.

Haberin Devamı


Piyasalar bir yandan da siyasi gelişmeleri, son anayasa değişikliği görüşmelerini izleyip, bu tartışmaların siyasetin yeniden gerilmesine neden olup olmayacağını, referandum halinde ya da bunun yol açacağı bir erken seçim ihtimalinde olabilecekleri kestirmeye çalışıyor. En çok da IMF çıpası da artık kalmadığı için, zaten hassas mali dengelerin bozulmasına yol açacak gelişmelerin yaşanmasından korkuyorlar.


Piyasaların tercihi anayasa değişikliği gibi gerginliğe yol açacak gelişmelerin hiç olmaması, seçimlerin normal zamanında yapılması, siyasi istikrarın korunması yönünde olur ama... Piyasalar, istikrarı bozma tehlikesi nedeniyle anayasa değişikliklerini yakından izliyor.

Yazarın Tüm Yazıları