Maypure dili konuşan papağan heykelleri

Kenya’da okula giden çocuk, anadili Gikuyu dilini konuşurken yakalanıyor. İngilizlerin cezası hazır.

Çıplak popoya üç, beş sopa ve çocuğun boynuna asılan metal levha:

"Ben aptalım, ben eşeğim".

Tersi de var. Arizona’da yaşayan Hopi toplumunda herhangi biri, kendi dinsel törenlerinde konuştukları Tewa dili dışında bir başka dili konuşursa, o da sopa cezası alıyor.

Herkes kendi dilini korumakta çok titiz. Çünkü, dil bir ulusun varlığını kanıtlıyor. O nedenle, Amin Maalouf’un dediği gibi, "bir insanın diline saldırı, ona yapılan en büyük saldırıdır". (Ölümcül Kimlikler, s. 58). Dil karşılıklı anlaşmak için ortak payda, daha önemlisi, dil aynı zamanda kimlik.

Aleut, Tlingit, Haida, Yaku, İnuktitat, Cree, Ojibway, Arawakan, Eyak, Aramacic, Ubykh. Bunlar dünyada konuşulan dillerden bazıları.

BM DİLLER EVİ PROJESİ

İlk anda marjinal gibi geliyor, ama örneğin Ubkyh dilinde seksen ünsüz harf var. İngilizcede yirmi dört ünsüz harf olduğu düşünülürse, Ubkyh’nın üçte biri, yerli dillerin ilkel olduğuna ilişkin efsane bir anda çöküyor.

Bugüne kadar dünyada gelmiş geçmiş 600 bin dil olduğu tahmin ediliyor. Aynı tahminlere göre, halen dünyada yaşayan 6 bin 300 dil var. Bunun 1519’u Papua Yeni Gine ve Endonezya’da konuşuluyor.

600 binden 6 bine düşmesinin nedeni, dillerin ölmesi. Dil ölüyorsa, o toplum ölüyor, toplum bir başka dile kaymış bile olsa, toplumun geçmişi ölüyor. Onun için, dil üzerine titremek, kendi hayatı üzerine titremekten farksız.

Son yıllarda bizim ülkemizde temel tartışmalardan biri de, Kürtçe ile ilgili. Kürtçe eğitim, Kürtçe TV, Kürtçe bağlantılı tezler ve istekler. Bu isteklerden biri, Ocak başında resmi kanaldan karşılanıyor. TRT 6 Kürtçe yayına başlıyor. Beraberinde destek ve eleştirilerle birlikte.

Bir süredir merakım dil üzerinde yoğunlaşıyor. Bu konuda okuduğum en iyi kitaplardan biri, Prof. David Crystal imzalı, "Dillerin Katli" isimli bir kitap. Burada aktardığım bilgilerin çoğu, o kitaptan. Crystal dünyanın önde gelen dil uzmanlarından biri. 1995’te İngilizceye katkısından dolayı, "İngiliz İmparatorluğu Düzeni Ödülü" alıyor.

Dil mirası üzerine, Türkiye dahil, 60 ülkenin imzaladığı bir anlaşma var. Birleşmiş Milletler bu anlaşma çerçevesinde 2007’yi uluslararası diller yılı ilan ediyor. Geçen yıl Barselona’da dünyada ilk "Diller Evi" açılması yönünde karar alıyor. Ancak, 1801 yılında Güney Amerika’da Carib Kızılderilileri ile karşılaşıyor. Onlarda bol miktarda evcil papağan var. Papağanlar Maypure dilini konuşuyor. Ancak, ortada Maypure kabilesinden kimse yok. Carib Kızılderilileri onları yok ediyor. Buna rağmen papağanlar tarihe karışan bir kabilenin dilini konuşuyor. Bu gerçek öyküyü okuyan heykeltraş Berwick, özel kafes içinde Maypure dilini konuşan papağanların heykelini yapıyor. 1997’de heykeller Avrupa’nın pek çok kentinde sergileniyor. Büyük ilgiyle izleniyor.

Bir dil, eğer 20 binden az kişi tarafından konuşuluyorsa, o dil artık tehlikeye düşüyor. Dünyadaki 6 bin dilin sadece yüzde dördü çok popüler. Dillerin yüzde dördü dünya halklarının yüzde 96’sı tarafından konuşuluyor.

DİL EGEMENLİK SİMGESİ

Dinler de, dil ile yakından ilgili ve tezleri var. Örneğin, Tevrat’a göre, eğer dünyada tek bir dil olsaydı, insanlar arasında aydınlanma ve barış o kadar kolay olabilirdi. Dil tek değil, onun için barış uzakta.

O kadar uzakta ki, tek dilli büyük ülkelerin hepsi iç savaş yaşıyor. Dil çünkü bir egemenlik simgesi.

Hiçbir ulus papağan heykellerini unutmuyor.
Yazarın Tüm Yazıları