MARK ELİYAHU TÜRKİYE'YE GELİYOR

Mark Eliyahu geçtiğimiz Mart ayında 1 gece Ankara Palas'da, 2 gece IKSV Salon'da üst üste biletleri tükenen nefis konserlere imza atmıştı.

Haberin Devamı

Sanatçı yeni single’ı ‘Through Me’ Ekim sonunda yayınlamaya hazırlanırken, Kasım ayında tekrar Türkiye’ye konserler için geliyor. Eliyahu, sırasıyla 3 ve 4 Kasım'da İzmir ve Ankara'da olacak sanatçının son durağı ise, 5 Kasım gecesi Zorlu PSM’de olacak.

Kamança’nın ustası Mark Eliyahu ile Türkiye turnesi öncesi kısa bir söyleşi yaptık. Hem kendisinden, hem de müzik çalışmalarından bahsettik. Detaylar için buyurun;

İstanbul’daki bir önceki konserinizin biletleri tükenmişti. Kasım ayında Ankara, İzmir ve İstanbul’da 3 konser vereceksiniz. Hazırlıklarınız nasıl gidiyor konserler için?

Türk insanının müziğimi çok iyi anladığını ve hissettiğini düşünüyorum. Bu konserlerde de inanılmaz bir kalabalıkla karşılaşacağımı düşünüyorum ve bu beni heyecanlandırıyor.

Haberin Devamı

Türkçe Müzik ve bu müziğin sahip olduğu ruh benim yaptığım işin en önemli ilham kaynaklarımdan biri diyebilirim. Türkiye’de en sevdiğim şey, insanlarının kocaman, içtenlikle dolu kalplerinin olması. Ayrıca kültürel olarak da inanılmaz zengin bir ülke. Müzik için deyim yerindeyse bence cennet gibi bir ülke, kendimizi Türkiye’de evimizde hissediyoruz.

En çok merak ettiğim konulardan biridir, müzik ile yolunuz nasıl kesişti?

Annem ve babam müzisyendi. Babam, Piris Eliyahu, hem bestecidir hem de çok iyi Tar enstrümanı çalardı. Dolayısıyla müzikle dolu bir evde büyüdüm. 4 yaşımda keman çalmaya başladım ve müzik eğitimi almaya başladım. 13 yaşıma geldiğimde ilk kez bağlamayı duydum ve böylece Türkçe Müziği öğrenmeye başladım. 16 yaşımda aile evimden ayrıldım ve Yunanistan’a okumaya hem de Ross Daly ile çalışmaya gittim.

Yunanistan’da Ross Daly’nin evinde kalıyordum, bir sabah uyandığımda bir ses duydum ve inanılmaz etkilendim. Bu duyduğum enstrüman sesi hayatım boyunca hep içimde duyduğum müziğin kendisiydi diyebilirim. Alelacele ailemi arayıp onlardan bir tane Kamança istedim.

17 yaşıma girdiğimde Azerbeycan’a gittim, Adalet Vaziroc ile çalışmaya başladım. Bu dönemde Kamança çalmayı ve Azerbaycan halk müziğini öğrendim. Azerbaycan’daki 2 senelik eğitimimden sonra Paris’e giderek Arap müziği makamlarını Taisir Elias ile, Fars müziği makamlarını ise Hosein Omumi ile çalışarak öğrendim. Eğitimimi tamamlayınca ailemin yanına döndüm ve babamla müzik yapmaya başladım. Babamdan bugün bile hala müzik öğrenmeye devam ediyorum. 2000 senesinde kurduğum orkestramla dünyayı gezmeye başladım.

Haberin Devamı

Sizi dinlerken Kamança ile aranızdaki ilişkinin çok farklı bir seviyede olduğu hissediliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu söylediğiniz de haklısınız. Kamança çalarken kendimi onunla farklı bir boyutta bağlandığımı hissediyorum. Kamança’nın sesini ruhumun sesi olarak hissediyorum da diyebilirim.

Geçmişe baktığınız da müzik kariyerinizi düşünürsek en çok değişen sizce nedir?

Başlarda daha çok geleneksel bir yapıda müzik yapmaya çalışıyordum, şimdilerde ise kendimi daha özgür hissediyorum, sanırım en büyük değişiklik bu olsa gerek.

İlham kaynağı her sanatçı için farklı yerlerde, anlarda gizlidir. Sizin müziğinizin ilham kaynağı nerde gizli?

Benim ilham kaynağım hayatın ta kendisi. Her anı benim için müziğe bir adım ve üretim kaynağı sağlıyor.

Haberin Devamı

Ailenizin dışında sizi müzik alanında etkileyen başka kimler var?

Habil Aliyev, Parviz Mashketian, King Crimson, Prince

Müzik sizin için ne ifade ediyor?

Müzik benim için din gibi bir olgu, özetle benim hayatımın tamamı diyebilirim.

Üzgün olduğunuzda, mutlu olduğunuzda ya da motivasyona ihtiyacınız olduğunda ne dinlemek hoşunuza gider?

Türden bağımsız olarak çok çeşitli müzik dinliyorum. Müziğin türünden ziyade benim için önemli olan şey dinlediğimde bana hissettirdikleridir. Eğer müzik kalpten geliyorsa o zaman mutlaka etkili oluyor sonucu. Yıllarca yoğun şekilde Farsi klasik müziği dinledim, makamın içinde tüm duyguları yoğun şekilde yaşadığımı hatırlıyorum. Diğer yandan klasik, pop, rock, elektronik müzik tarzlarını da hiç ayırmadan dinlerim.

Haberin Devamı

NİHİL PİRAYE’DEN HABERLER

Nihil Piraye Temmuz ayında ‘Evde Kimse Yok’ single’ını yayınlamıştı. Yaz tatili, bayramlar derken biraz soluklanan grup yeni şarkısı için herkesin eve dönüşünü beklemiş. İkinci single ‘Uçaklar ve Elmalar’ bugün piyasaya çıkıyor. Yeni şarkıya tıpkı bir önceki single gibi yine tüm dijital platformlardan ulaşmak mümkün.

Yeni single ‘Uçaklar ve Elmalar’ kısmetiyle geliyor, zira Nihil Piraye için Ekim ayı oldukça dolu geçecek gibi duruyor. Rock Fm’in yeni yayın döneminin açılış günü olan 10 Ekim’de ‘Modumuz Kaçmasın’ (22:00-24:00) programının ilk canlı yayın konuğu olacak. Ekim ayının ilk konseri 15 Ekim’de Kanyon’da ‘Her Yer Müzik 4” kapsamında 17:00’da gerçekleşecek. 20 Ekim’de İzmir’de Bios Bar’da, 27 Ekim’de Peyote Nevizade konseri grup tüm sevenlerini sahne önüne bekliyor.

Haberin Devamı

HAFTA SONU AJANDASI

KWABS @ 7 EKİM 2016 - BABYLON BOMONTİ

Night By You’nun katkılarıyla 7 Ekim Cuma akşamı Kwabs ilk kez Babylon sahnesinde olacak. Kwabs geçen sene yayınladığı “Love + War” albümüyle ve özellikle aynı albümden yayınladığı “Walk” single çalışmasıyla adından sıkça söz ettirmişti. İngiltere’nin yanı sıra Avrupa listelerinde de üst sıralarda kendine yer edinen Kwabs’ın sahnesinden sonra Babylon Bomonti Midnight Session kapsamında DJ Orkun Bozdemir’i ağırlayacak. Nefis bir Cuma akşamı programı olacak, kaçırmamanız dileğiyle.

JAKUZİ @ 7 EKİM 2016 - SALON İKSV

Jakuzi’nin müziği bence son zamanlarda başımıza gelmiş en güzel şeylerden biri. ‘Fantezi Müzik’ adıyla yayınladıkları albümleri nev-i şahsına münhasır bir şekilde Domuz Records etiketiyle kaset formatında yayınlandı. Albüm elbette dijital platformlarda da mevcut, eğer hala ‘Jakuzi’yi dinlemediyseniz bu yazı size bir sebep olabilir.

Grup albümlerinin yayınlanmasından sonra Arkaoda ve Babylon Soundgarden’dan sonra uzun zamandır beklenen 3. performanslarını 7 Ekim akşamı Salon İKSV sahnesinde gerçekleştirecekler.

Yazarın Tüm Yazıları