Maksat ne olabilir?

Maksat ne olabilir? Benim maksadım yani? Bu soruma beni tanıyanlar, yazılarımı takip edenler, ‘Tabii ki yazmak’ derler ilk olarak.

Haberin Devamı

‘Ama yazıya bu kadar kaptırma, yaşa, nefes al’ diyenler de olacaktır.

Ben yaşıyorum zaten.

Hayattaki iyi – kötü, acı – tatlı her şeyi.

Hem de nasıl…

Tutkuyla…

Peki, nasıl mı yaşıyorum?

Yazdığım köşe yazılarımda, deşifre ettiğim röportajlarda,  kalbimi kalem yaparak yazdığım şiirlerde, cümlelerde, kelimelerde hatta hecelerde…

Yazmak eylemi değil benimki.

Yaşama kucak açmanın yanı sıra yazarken de yaşadığımdan…

Yazarak nefes aldığımdan…

Peki, yazmaktan başka ne maksadım olabilir benim hayatta?

İşimi en iyi şekilde yapmak.

Başka?

İnsanları mutlu etmek.

Şartlar ne olursa olsun pozitif olmalarını sağlamak.

Başka başka…

İçim ağlasa da, kalbim acısa da, canım yansa da sevmek.

Gülün kokusu ve kırmızısı aşksa; dikenleri olan; çaresizlikleri, ikilemleri, özlemleri, hüzünleri ya da ayrılıkları ruhuma batırıp kanatarak…

Sevgi, aşk…

Tutku…

Sonra…

Haberin Devamı

Yaşamdaki gerçekleri incelikle buluşturan sanat…

Kısacası bize bir şeyler katan her yeni olguyla karşılaştığımız yaşamda; kendime bilgiler, farklı bakış açıları, incelikler katarak, yaptığım işlerde kendimi aşarak maksadıma hatta maksatlarıma ulaşmak için ilerliyorum hayat denen maratonda.

Maksadını bulanlar…

Ama bu kişilerin yanı sıra maksadını aşanlar da yok değil.

İyi niyetinizi, hoşgörünüzü, insanlığınızı hiçe sayıp çiğneyerek maksadını aşanlar da var maalesef.

Maksadını aşanlar olduğu kadar maksadına ulaşanlar da var ne mutlu ki.

‘İyi de Melike, bu yazıyı yazma maksadın ne senin?’ dediğinizi duyar gibiyim.

Tamam, sadede yani olaya geliyorum.

Sevilen ünlü isimlerle röportaj yapıyorum yıllardır.

Onlarla röportajlarımı yapıp bitirdikten sonra bir daha görüşmeyeceğim sanırken…

Tam tersi…

Çoğuyla telefonlaşır, haberleşir, bir araya geliriz.

Sohbetler, dertleşmeler, fikir alış – verişleri, hayattan kareler…

Gülmeler, ağlamalar…

Gırgır, şamatalar…

CEVABIMI KULAKLARINA ÇERÇEVELEDİM!

Üç yıl önce röportaj yaptığım bir oyuncuyla, geçen yıl sohbet ederken “Her ne kadar dizilerle tanınmış olsanız da, doğaçlama -  gitar eğitmenliği yapsanız da, sizin için varsa yoksa oyunculuğun ve tiyatronun öncelikli olduğunu biliyoruz evet. Ama bence bunların yanı sıra birikimlerinizi, kültürünüzü de insanlara aktarabileceğiniz bir kültür - sanat programı yapsanız… Tek kural şu; farklı ve samimi bir sohbet tarzıyla…” demiştim.

Haberin Devamı

‘Başarabilir miyim?’ demişti, ona hoş bir ayrıcalık katan Fransız aksanıyla.

‘Denemeden öğrenemezsiniz. Başarırsınız.’ olmuştu cevabım.

Geçtiğimiz ay bir telefon…

“Melike… Bir kültür – sanat programı sunmamı istiyorlar. Biliyorsun bu iş, oyunculuktan farklı bir alan. ‘Acaba başarabilir miyim’ diye kaygılarım var. Takıldığım ya da yardıma ihtiyacım olduğunda bana destek olur musun?” dedi.

‘Tabii ki, elimden gelen bir şey olursa…’ cevabımı, kulaklarına çerçeveledim.

O kişi bir süredir bu alanda çalışmalarını sürdürüyor hummalı şekilde.

Veeeeee bugün, büyük gün onun için.

Çok heyecanlı…

Çünkü ilk programı bu akşam (8 Temmuz) izleyicilerle, sanatseverlerle buluşacak.

Haberin Devamı

Konuğuyla yaptığı sohbetten de keyif alacağınızı söyleyebilirim.

Samimi bir sohbetin yanı sıra, konuğunun ekranlardan, basından bildiğiniz haliyle değil de bilmediğiniz yönlerini de…

Onu yalnız bırakmazsınız değil mi?

Hangi kanalda?

Uydudan ya da D Smart 245’ten izleyebileceğiniz Bea Tv’de.

Her Cuma 21:00’de…

‘Programı duyurdun da, kim sunuyor onu söylemedin’ dediğinizi duyar gibiyim.

E, bilerek adını sona sakladım.

Merak edin ve bana ‘Hadi ama…’ deyin diye. :)

Onu ‘Binbir Gece’ dizisiyle…

Sonra ‘Figaro’nun Düğünü’ oyunuyla sahnede…

Ardından ‘Es Es’ dizisiyle…

Şimdilerde ise Sadri Alışık Kültü Merkezi’nin (SAKM) sahnelediği ‘Pir Sultan Abdal’ oyununda…

Bu bildiklerinizin öncesinde de çalışmaları var.

Haberin Devamı

Çok uzun yıllar Fransa’da yaptığı oyunculuklar…

Kim mi o?

Hadi söyleyeyim.

Ergün Demir.

Şimdilerde oyunculuğuyla kalmıyor.

Bu kez maksadını aşıyor.

Ne mi yapıyor?

Sanatla sohbeti buluşturuyor.

Bunu farklı soruları ve samimiyetiyle gerçekleştiriyor, kültürünü de pasta üstündeki vanilya kokusu misali programa serperek.

Programın adı ne diyecek olursanız…

Sizce Ergün Demir’in bu programı yapma maksadı ne olabilir?

‘Maksat Sanat’

Yazarın Tüm Yazıları