’Mağdurum resmen’

AŞAĞIDA okuyacağınız yazı, yurdum insanıyla, zaman zaman, aşk, cinsellik, evlilik gibi konularda yapmış olduğum sohbetlerin bir bölümünün yorumsuz naklidir.

F.M. Kadın. 35 yaşında. Bekár. Bankacı.

Evlenmek ve çocuk yapmak istiyorum. Acilen.

Ama kahretsin adam yok. Yani var da evlenmeye yanaşan yok. Hepsi yan çiziyor. Karşıma çıkanlar hep boşanmış, çocuklu adamlar. Heveslerini almışlar yani. Beni anlamıyorlar.

Panik halindeyim desem yalan olmaz.

S.H. Erkek. 27 yaşında. Bekár. Sigortacı.

Bir sevgilim var. Üniversitede beraber okuduk. Evlenmeyi düşünüyoruz. Daha doğrusu o düşünüyor. Ben kararsızım.

Kırmak istemiyorum onu. Hem evlenmeyip de ne yapacağım bir yandan da.

Çok áşık sayılmam. Ama áşık olacağım diye bekleyeyim mi yani?

H.N. Kadın. 39 yaşında. Evli. Çalışmıyor. İlkokul mezunu.

Ay ne bileyim... Seviyorum beyimi. O da beni seviyor, neden sevmesin?

Hiç kavgamız yoktur.

Zaten vakit yok. Üç çocukla uğraşıyoruz. "O iş"e bile vakit bulamıyoruz.

Bazen beyim içimi gösteren şeyler giymemi istiyor. Geceleri tabii. Gülmem geliyor. Giyiyorum mecburen.

Ne?

Tabii tabii. Olmaz mıyım, oluyorum o dediğinden.

B.K. Erkek. 34 yaşında. Bekár. Şoför.

İnan olsun ablacığım evlenilecek kız yok!

Tam buldum diyorum, ikinci buluşmamızda yatağa giriyor. Yıkılıyorum.

Vallahi istemiyorum ben, denemek için teklif ediyorum. Fakat sınavı geçen yok ablacığım. Hiç ummadığın kızlar...

Mağdurum resmen. Evlenemem bu gidişle.

S.Y. Kadın. 42 yaşında. Bekár. İş kadını.

Hiç evlenmedim. Kendimi bildim bileli aşk peşinde koşuyorum. Hep "ölümüne aşk"ın varlığına inandım. Ve bir gün o türlüsünün beni bulacağına... İki cinsin birbirine áşık olmak için yaratılmadığına inanıyorum artık. Yani bu bilimsel olarak mümkün değil herhalde.

Ben de artık erkekler gibi bakıyorum olaya. Pazuları güçlüyse bir erkeğin, neden olmasın mesela?

Z.E. Erkek. 51 yaşında. Evli. Genel müdür.

Şimdi tabii...

Önce aşkın tarifini yapmak lazım. Sonra evlilik kurumuyla bağdaşıp bağdaşmadığına... Bizler aklı başında insanlarız elbet. Düşünülerek atılmış adımlar var hayatımızda. Eşim ve ben de sorumluluklarımızın bilincindeyiz.

Sonra biliyorsunuz çocuk faktörü çok önemli.

B.A. Kadın. 38 yaşında. Dul. Doktor.

Aşktan ağzımın payını aldım.

Yaşasın seks!

40’ımı geçtikten sonra seksi satın almayı düşünüyorum.

50-60 yaşındakine razı olacağıma 25 yaşındakini satın alırım. Madem ikisinde de aşk yok...

E.A. Kadın. 23 yaşında. Tezgáhtar. Lise mezunu.

Evlenmek istiyorum aslında ama...

Şu ana kadar dört tane erkek arkadaşım oldu. Şu sıralar kimse yok. Daha doğrusu internette biri var ama... Antalya’ya çağırıyor beni.

Bir yatmaktan anlıyorlar...

Bazen beni nasıl olup da kaçırdıklarını anlamıyorum erkeklerin... Vallahi. Güzelim, kültürlüyüm, para kazanıyorum, yemek, ev işi bilirim... Ay koca arıyor gibi oldu!

MIŞ-MUŞ

Ağar 25 gün sonra koltuğuna geri dönmüş.

Bir oyla bir araba dolusu laf eden seçmen demek bunu da dedi: Git, 25 gün sonra geri gel!

Deprem uzmanı Prof. Naci Görür "Bu hızla hastanelerimizi 190 yılda güçlendiririz" demiş.

Buna da şükür, 40 deprem sonrasına hazırız demek!

En genç İngiliz polis memuru bir türbanlı kızmış.

Haset etmeyin, bizden de "en genç cumhurbaşkanı eşi bir türbanlı kadın" haberinin dünyaya yayılmasına birkaç gün kaldı.
Yazarın Tüm Yazıları