Paylaş
Evet benim sevgili dostlarım, yine bir senenin sonuna geliyoruz. Ama nasıl bir sene breh breh... 2020 unutulmaz bir yıl oldu, hani böyle yaşlanınca ileride torunlara bol bol anlatacağımız cinsten.
Benim kafam biraz farklı çalıştı. Sürekli iyi olana yönelmeye çalıştım. Arada iniş çıkışlar olmadı mı oldu tabii o ayrı... Yeni yıl sofrası için de aynı yolu izledim. Çünkü öyle unutulmaz bir seneydi ki onu uğurlamak pek bir sevindirici olacaktı hepimiz için. Şimdi diyeceksiniz bana “Eh gelen gideni aratmasın?” İnanın bana aratmayacak, 2021 güzel olacak. Gelin evrene bu enerjiyi hep birlikte gönderelim
Şimdi gelelim yılbaşı sofrasına… Biliyorum aklınızdan geçeni; korkmayın ben de sadece eşimle kutlayacağım yeni yılı, zaten hiç sevmem dışarıda yeni yıl kutlaması. Lakin kalabalık bir ortamımız maalesef olamayacak bu yılbaşı. Ama ölçüleri küçük tutup, yine de masamı donatma konusunda gayet motiveyim. 2021 taptaze bir sene... Hoş karşılamak lazım değil mi tazeyi? 😊
Bunu yapmazsam sanki daha kötü olurmuş gibi hissediyorum. Saçma bir batıl inanç ne yapayım? O yüzden diyeceğim o ki, biz yine de kuralım sofralarımızı, yapalım enfes yemeklerimizi, geçelim masamızın başına. Yeni yılın büyüsü, yaşama sevincimiz, umutlarımız evlerimizden hiç eksik olmasın, 2021 size sağlıklı bereketli haberleri gani gani getirsin.
Yılbaşı sofrası derken, hep çocukluğumda Babaannem’de kutladığımız o çok kalabalık sofralar geliyor aklıma. 80’li yıllar… Nasıl bir görsel hafıza varsa bende, kokusu ile birlikte tüm detayları duyularıma işlemiş. Tercih edilen yiyeceklerde ilk kriter, her zaman alamadığımız, tadamadığımız lezzetlerle masamızı donatmaktı, mesela hindi gibi. Veya çeşit çeşit çerezler gibi… Cevizli sucuk mutlaka olmalıydı o çerezlerde. Varlıklı sayılan bir aile ortamımız yoktu ama yılbaşı sofrası her zaman şölen masası kıvamındaydı. Başlangıçlar, sıcak ve soğuk mezeler, zeytinyağlılar, sarmalar, iç pilavlar, hindi ve tabii ki yeni yıl pastası.
Yetişkinlikle birlikte, yeni yıl sofrasında biraz farklılık, biraz değişikliğin güzel olduğunu keşfettim. Her yılbaşı hindi yemek pek sıkıcı gelmeye başladı. İyi yapılmışsa hiç acımam, bayılırım. Bu arada hindi eti sevmeyenlere gelsin bu lafım, “Aman yağsız-yavan-saman gibi olur onun eti” demeyin, siz usta ellerden çıkmış bir hindi tandır yememişsiniz sanırım. Bir ara onun tarifini de vereyim, hemen not alıyorum...
Neyse diyeceğim o ki sizlere biraz farklı bir menü hazırladım. Nergis salatası tam bir görsel şölen. Lezzeti fevkalade üstelik sizi tıkamayan bir salata. Kuzu incik nar ekşisi ile pişince bence lezzeti logaritmik artıyor. “Kuzu eti kokuyor, hiç sevmem” diyenler bile önce kuzu etini sonra parmaklarını yiyeceklerdir haberiniz olsun. Tatlı olarak, balkabaklı tiramisu paylaştım sizinle. Mutlaka 1 gün hatta 2 gün önceden yapın ve dolapta bekletin. Yılbaşı akşamı bu tatlıyı yerken dilek dileyin içinizden. Tarifin içinde bir sihir var, sizi bulacaktır 😊
Umarım hepsini denersiniz ve seversiniz. Şimdiden muhteşem güzellikte bir sene bizlerin olsun. Sevgi ve sağlıkla dolu, esenlikler içinde bir yıl dilerim…
Nergis Salatası
Malzemeler:
3 adet haşlanmış yumurta
Yarım göbek salata
10 adet cherry domates
4 adet sivri biber
1 çay bardağı haşlanmış nohut
1 yemek kaşığı kapari
Yarım portakal
Bir avuç kornişon turşu
Yarım limonun kabuğu rendesi
Minik turplar
Yarım demet dereotu
Sos için:
1 tatlı kaşığı mayonez
5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı susam yağı
Tuz
Yarım limonun suyu
1 çay kaşığı sirke
Üzeri için:
Kavrulmuş susam
Kabak çekirdeği
Nasıl yapılır?
Öncelikle yumurtaları haşlayalım. Kaynamış suya atalım ve 5 dakika sonra alalım. Soğuduktan sonra soyabilirsiniz.
Heryumurtayı boylamasına 4 parçaya böleceğiz. Yalnız lütfen çok haşlanmış olmasın, ortadaki turuncu renk önemli J
Göbek salata ve sivri biberleri ince ince doğrayalım. Cherry domatesleri ikiye bölelim.
Portakalları ince dilimler halinde boylamasına dilimleyelim. Turşuları halka halka doğrayalım.
Salata sosumuzu hazırlayalım ayrı bir kapta.
Şimdi karıştırma kabına göbek ve biberleri alalım. Üzerine kiraz domateslerin yarısı, turşu dilimlerinin tamamı, nohutun tamamı, kaparileri alalım... Sosun yarısını üzerine gezdirelim ve bir karıştıralım şöyle.
Şimdi servis edeceğimiz kaba aktaralım bu bazımızı. Üzerine sıra sıra yumura dilimi, portakal dilimi, pul pul doğranmış minik turplarda sıralayalım. Ortaya kalan kiraz domatesleri kıyılmış dereotu ile karıştırıp yerleştirelim. Sosun kalanını en üste gezdirelim. Susam ve kabak çekirdeklerini serpiştirelim. Afiyetler olsun...
Narlı Kuzu İncik
Malzemeler:
4 adet kuzu incik
2 adet kuru soğan
1 adet havuç
1 dal kereviz sapı
5-6 diş sarımsak
2 adet defne yaprağı
Birkaç dal taze kekik
Birkaç dal biberiye
10 top tane karabiber
1 çorba kaşığı sirke
Yeteri kadar tuz
Yeteri kadar su
2 çorba kaşığı nar ekşisi
1 çay bardağı nar tanesi
Nasıl yapılır?
Kuzu inciklerimizi bir gün önceden marine edelim. Bol zeytinyağı, karabiber, biberiye, kekik ile güzelce ovalım tüm inciklerimizi, buzdolabında bekletelim. Tuzu şu aşamada sürmeyelim, eti sertleştirebilir.
Kuzu inciklerimizi, üstündeki sosu silerek biraz arındırın, aman yıkamayın. Kızgın döküm tavada veya tencerede her yeri kızaracak şekilde 5 dakika mühürleyelim. Tencere sıcak olmalı, aksi takdirde etler suyunu salabilir.
Tencereden alalım inciklerimizi. Aynı tencereye soğan, havuç ve kereviz saplarını irice doğrayarak tabanına yerleştirelim. Top karabiber, sarımsak, defne yaprakları, biberiye, kekik ekleyip, üzerlerine incikleri yerleştirelim
İnciklerin üzerine çıkacak kadar soğuk su ekleyelim ve sirkeyi ekleyelim yüksek ateşte su kaynayana kadar kapağı açık olarak pişirin. Üzerinde biriken köpükleri alalım. Ardından ateşi en kısığa alıp kapağını kapağı kapatalım , tuzunu ve toz karabiberini ekleyin ve yumuşayana kadar pişirelim. 1,5 saate yakın kısık ateşte üstünü açmadan pişirin.
Pişen incikleri fırın kabına aktaralım. Tenceredeki sudan (kalmışsa eğer) yarım su bardağı fırın kabına, inciklerin altına dökelim. 2 kaşık nar ekşisini, 2 kaşık zeytinyağı ile karıştıralım. İnciklerin üzerlerine fırça ile bu karışımdan sürelim ve fırında 200 derecede pişmeye alalım. Üzerine fırın kağıdı koyalım. Bu şekilde 20 dakika, ardından 10 dakika kadar bu sefer fırın kağıdını alalım. Üzerleri biraz kızarsın yeterli. Bir de hemen fırından aldığımız gibi servis etmeyelim. Fırın kabını tezgah üstüne alıp, 7 dakika dinlendirelim sonra servis edelim. Servis esnasında nar taneleri, biberiye ve/veya kekik ile süsleyip, yanında güzel bir mantarlı fıstıklı iç pilav ile efsane olur.
Balkabaklı Bademli Tiramisu
Malzemeler:
Şurubu için:
240 mililitre (1 su bardağı) su
2 çorba kaşığı instant toz espresso veya kahve
Tiramisu için:
4 adet yumurta sarısı
90 gram toz şeker
Bir çimdik tuz
Kedidili bisküvi (kalıbınızın büyüklüğüne göre miktarı değişebilir)
Yarım su bardağı sıvı krema
1,5 su bardağı haşlanıp püre olmuş balkabağı (hiç pütür kalmasın)
1 su bardağı mascarpone peyniri
4 yaprak jelatin (veya 6 tatlı kaşığı toz jöle)
1 tatlı kaşığı silme muskat cevizi
Yarım çay kaşığı toz zencefil
File Badem (Fırınlanmış)
Nar taneleri (Opsiyonel üzeri için)
Nasıl yapılır?
Şurup için suyu kaynatın, kahveyi içinde çözdürün. Derince bir kaba aktarın.
Isıya dayanıklı bir orta boy kaseye yumurtalar, toz şeker ve tuzu koyun. Ocağın üzerine orta ateşte bir tencere koyun, içine üç parmak kadar su koyup kaynamasını bekleyin. Kaynayınca altını kısın ve üzerine yumurtalı kaseyi oturtun (benmari usulü kaynayan suyun buharı ile bu karışımı pişireceğiz, kase suya kesinlikle değmesin). Oturttuğunuz andan itibaren yaklaşık 6-7 dakika sürekli hızlı hızlı çırpmaya başlayın. Dilerseniz bu aşamada el mikseri de kullanabilirsiniz. Ilık suda bekletip yumuşattığınız jelatini elinizle süzüp ekleyin yumurtalı karışıma. Karışım beyazlaşıp, kalınlaşacak. Kesinlikle karıştırmayı bırakmayın, topaklanmasın.
Kıvamı koyulaşıp rengi açılınca ocaktan alın. Bu sırada sıvı krema, mascarpone, balkabağı püresi, muskat rendesi ve toz zencefili bir çırpma kabında kabarana kadar çırpın.
Yumurtalı karışımı çırpılmış kremalı mascarpone'un içine ekleyin ve spatula ile güzelce birbirine yedirin.
Yuvarlak bir kalıbın altını üstünü her yerini sızıntı olmayacak şekilde iki üç kat streç film ile kaplayalım. Öncelikle, kalıbın iç kenarlarına eşit yükseklikte olacak şekilde şuruba batırılmış kedidillerini dizelim. Çok batırmayın ama şuruba bu önemli yani dağılmasın. Taban kısmını, yine kedidili bisküvilerinin bir kısmını bir kat olacak şekilde teker teker kahveli karışıma batırarak dizin. Boşluk kalmasın. Gerekirse küçük parçalara ayırın ve boşlukları doldurun.
Üzerine balkabaklı karışımınızın yarısını döküp yayın. İkinci kat kedi dili bisküvilerini şuruba batırıp dizin. Kalan balkabaklı karışımının hepsini dökün. Üzerini düzleyin ve buzdolabına kaldırın.
24 saat sonra kalıptan çıkarın. Kelepçeyi açın kalıbı çıkarın ve streç filmi pastandan sıyırarak çıkartın. Üzerine önceden fırınlanmış bol file badem ve dilerseniz nar taneleri ile servise hazırdır.
Paylaş