Paylaş
Temel İhtiyaç Derneği’nin çatısı altında hizmet veren Destek Market’lerden bahsediyorum. İstanbul’da Güneşli’de bulunan şubesini birkaç ay önce ziyaret ederek, nasıl çalıştığına bizzat şahit olduğum Destek Market’ler Türkiye’de hem yoksullukla hem de gıda israfıyla mücadelede önemli rol oynuyor. Peki ama nasıl?
Öncelikle yoksulluk boyutuna bakalım işin: Menkul ya da gayrı menkul bir varlığınız ve sabit bir geliriniz olmadığını devlet kurumlarından onaylı olarak belgeleyip Destek Market’e ya da bulunduğunuz ilçenin Kaymakamlığı’na başvuruyorsunuz. Yararlanma hakkınız onaylandığında cep telefonunuza mesajla alışveriş yapma onayı geliyor. TC Kimlik Numarası üzerinden şahsınıza her ay belli bir limitte puan yükleniyor ve siz Destek Market’e gidip kartınızdaki puan miktarınca alışveriş yapabiliyorsunuz. Limitin belirlenmesinde ailede kaç kişinin yaşadığı, kaç çalışan olduğu, engelli birey olup olmadığı gibi kriterler göz önünde bulunduruluyor. Belirlenen bu limit, ailede bir kişinin (genellikle anne tercih ediliyor) TC Kimlik Numarası’na tanımlanıyor. Farz edelim aylık limitiniz 4000 puan, 1 paket makarna 10 puan, 1 şişe şampuan 25 puan, 1 teneke zeytinyağı 120 puan olsun. Siz bütün ay boyunca limitinizi aşmamak suretiyle ihtiyaçlarınızı hiçbir bedel ödemeden Destek Market’ten alıp evinize götürebiliyorsunuz.
Ya bu ürünler nereden geliyor? Orada da devreye TİDER bağışçıları giriyor. Bu bağış nakdi olabildiği gibi ayni de olabiliyor. Özellikle gıda maddesi üreticileri ve büyük zincir marketler, son kullanma tarihi yaklaşan, paketleme hatası olan veya üretim fazlası ürünlerini Destek Market’lere gönderebiliyor. Hatta TİDER’e ulaştıkları takdirde ellerindeki ürünler TİDER tarafından alınıp Destek Market’e teslim ediliyor.
Bugün bu konuya değinmemin sebebi ise 20 Şubat 2020 tarihinde İstanbul’da gerçekleştirilen 2. Gıda Bankacılığı Zirvesi. Türkiye’deki ve dünyadaki gıda bankacılığı çalışmaları adına en önemli organizasyonlardan biri olan bu zirvede TİDER’in başta Destek Market olmak üzere 10 yıldır sürdürdüğü faaliyetleri anlatıldı.
‘Gıda bankacılığı dünyada nasıl yapılıyor’, ‘Türkiye’de gıda bankacılığının gelişimi’, ‘Türkiye’de geri kazanım ve geri dönüşüm sistemi’, ‘Gıda israfının önlenmesi’, ‘Türkiye’de atık algısı ve farkındalık’ ve ‘Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının dayanışması’ ana başlıkları altında alanında uzman isimler, tüm gün katılımcıları bilgilendirdi.
Zirvenin açılış konuşmasını yapan TBMM Dilekçe Komisyon Başkanı M. Belma Satır ise, sosyal hayatın gelişmesiyle israfın da arttığına dikkat çekerek, “Kamu, özel sektör, STK’lar ve vakıfların iş birliğiyle hareket edilmesi halinde israf konusunda önemli yol alınabilir. Komisyon olarak her alanda israfın önlenmesi için çalışmalarımızı yapıyoruz. Bu nedenle ikincisi yapılan bu zirveyi çok önemsiyoruz. Mottomuz ‘Paylaşmak zenginliktir’” diye konuştu.
Ne kadar doğru bir söz değil mi? Üstelik daha da güzeli paylaşmanın sınırı yok. Herkes elinden geldiğince, eskilerin tabiriyle karınca kararınca da olsa paylaşabilir. Kimi malını parasını paylaşır, ben böyle yazı yazarım bildiğimi paylaşırım. Belki siz de burada okuduğunuzu sosyal medyanızda ya da arkadaş sohbetinizde paylaşırsınız da birilerine faydamız dokunur. Belli mi olur?
Paylaş