Hürriyet Lezizz Özel Fotoğraflar: Ingimage
Mutfaktaki gizli tehlikeye dikkat! Her kullanımdan sonra bunu mutlaka yapın
Özellikle pandemi döneminde hepimizin gündemine yerleşen hijyen konusu aslında hep çok önemliydi; hele ki mutfaklarımızda... siz ve sevdikleriniz için mutfağı ve içinde pişen yemekleri hijyenik hale getirecek bazı püf noktalarını derledik. İşte mutfak hijyeninde dikkat edilmesi gerekenler…
Özellikle pandemi döneminde hepimizin gündemine yerleşen hijyen konusu aslında hep çok önemliydi. O kadar ki her yıl 16 Ocak tarihi Dünya Hijyen Günü olarak kutlanıyor. Birçok kurum ve kuruluş hijyen bilincini artırmak için bu tarihte özel etkinlikler düzenliyor. “Sağlığa zarar verecek ortamlardan korunmak için yapılacak adımlar ve alınan temizlik önlemlerinin tümü” olarak tanımlanan hijyen, en çok da mutfaklarda önem kazanıyor. Biz de siz ve sevdikleriniz için mutfağı ve içinde pişen yemekleri hijyenik hale getirecek bazı püf noktalarını derledik. İşte mutfak hijyeninde dikkat edilmesi gerekenler…
Söylemeye bile gerek yok ama hijyen mutfakta da ellerden başlıyor. Ellerinizi mutfağa girmeden önce yıkamak en önemli kural. Sonrasında yemek hazırlarken özellikle et, tavuk yumurta gibi malzemelerle temas ettikten sonra elleri ılık suyla ve sabunla yıkamak şart. Ellerinizi yıkadıktan sonra kuruladığınız havlu da hijyen açısından çok önemli. Zira el havluları çok fazla nemlendiklerinden, üstlerinde kolayca bakteri ürüyor. Böyle bir havluya el kurulamak da yıkamanın bütün etkisini alıp götürüyor.
Fırının düğmeleri, buzdolabının kapısı, bulaşık makinesinin kapağı gibi çok sık temas edilen alanlar adeta birer mikrop yuvası. Üstelik bu alanlar mutfak temizliği sırasında da çok fazla ihmal edilen noktalar. O nedenle bu alanları her gün mutlaka dezenfektanlarla temizlemelisiniz. Dahası buralara dokunduktan sonra da ellerinizi sabunla ve ılık suyla yıkamayı ihmal etmeyin.
Mutfak evyelerinde klozettekinden fazla E.coli bakterisi yaşar. Sürekli nemli olan evyeler bakterilerin üremesi için çok uygun alanlardır. Bu bakteriler yıkanan sebze ve meyveler ve bulaşıklar aracılığıyla yiyeceklerinize, oradan da size bulaşabilir. O nedenle lavabonuzu mutlaka her gün dezenfekte edin. Eğer lavabonun içinde çöp öğütücüsü varsa ve kullanıyorsanız kötü koku yapmaması için beyaz sirke ve buzla ya da narenciye kabukları ve soğuk suyla öğütücünüzü de temizlemeyi ihmal etmeyin.
Bir diğer gizli tehlike de bulaşık makinesinin içinde. Makinelerin kapaklarının çevrelerindeki lastikler neredeyse hep ıslak kaldıkları için buralarda mantar üreyebiliyor. Bu da kötü bir kokuya ve görüntüye neden oluyor. Bu lastikleri bir fırçayla iyice temizlemelisiniz. Makinenizin genelini temizlemek için ise bir bardak sirke ve bir bardak suyu spreyli bir şişeye doldurup makinenin iç duvarlarına sıkın. Ardından makinenizi boşken en yüksek derecede çalıştırın ve iyice havalandırın.
Kendini temizleme özelliği olan fırınlar günden güne yayınlaşıyor ancak bu fonksiyon için fırın çok yüksek derecelere çıktığından zarar görebiliyor. Onun yerine fırınınızı kendiniz temizleyin. İçine bir mutfak temizleyicisini spreyle sıkıp bir gece bekletin. Ertesi sabah sildiğinizde pırıl pırıl olacak. Izgaraları da büyük bir çöp torbasına yerleştirip üzerine deterjan sıkmanız ve sabaha kadar bekletmeniz yeterli. Ilık sabunlu suyla durulayıp kuru bezle sildikten sonra yerlerine takabilirsiniz. Mikrodalga fırın için yarım limona ihtiyacınız var. Limonun suyunu sıkıp mikrodalga fırının içindeki tabağa yayın. Parçalarını da yarım fincan suya koyup fırına yerleştirin. Fırını 3 dakika kadar çalıştırın. Su kaynayınca kapatın ve 5 dakika bekletin sonra temiz bir bezle silin.
Mutfakların en yağlı ve kirli yerleri olan ocakları genelde sık temizleriz. Ancak özellikle gazlı ocakların başlarına ekstra özen göstermek gerekiyor. Çünkü bu başlıkların altları ve çevreleri iyice temizlenmediğinde bakteri üremesine yol açabiliyor. Başlıkları temizlemek için yapabileceğiniz en pratik ve doğru şey, parçalarını söküp amonyakta bekletmek. Bir kilitli torbaya bu parçaları yerleştirip üzerine çeyrek fincan kadar amonyak dökün. Bir gece bekletin, ertesi sabah süngerle ovalayarak temizleyin. Ardından birkaç saat boyunca ılık deterjanlı suya da yatırırsanız pırıl pırıl olacaklar.
"Sürahiye sadece su koyuyoruz, ne kiri olacak?" diye düşünebilirsiniz. Ancak özellikle filtreli sürahileri her hafta sabunla yıkamadığınızda içinde bakteri ve yosun üreyebilir. Özellikle de sürahinizi buzdolabına koymuyorsanız... Diğer yandan sürahinin sapı da gün içinde defalarca temas edilen bir yerdir. Ev halkının tamamının elinin değdiği bu noktalar da oldukça kirli olabilir. Bu nedenle sürahiniz bulaşık makinesine dayanıklıysa makinede, değilse elinizde, ama mutlaka ılık deterjanlı suyla sık sık yıkamayı ihmal etmeyin.
Kesme tahtaları, tahta kaşıklar, sapları tahtadan bıçaklar… Bunların hiçbiri bulaşık makinesinde yıkanmamalı. Çünkü makinenin yüksek sıcaklığı ahşapta minik çatlaklar oluşmasına neden oluyor. Bu çatlaklara da bakteriler yerleşiyor. Üstelik ahşap makinede yıkandığında su çektiğinden ve bakteri üremesi daha da hızlanıyor. Bu bakteriler yediklerimize bulaşarak vücudumuza da giriyor. Bu nedenle ahşap mutfak ürünleri mutlaka elde yıkanmalı. Hatta mümkünse mutfağınızda bunları kullanmak yerine daha sağlıklı materyallerden yapılan alternatiflerini tercih edebilirsiniz.
Alışverişte plastik poşetlerin kullanımı büyük oranda azaldı. Onun yerine hepimiz yeniden kullanılabilen kumaş alışveriş torbalarından faydalanıyoruz. Ancak bu torbalar da hiç aklımızda olmayan tehlikeler içeriyor. Hem iç hem de dış yüzeyleri oldukça kirli olan bu torbaları mutfak alışverişi dışında hiçbir işte kullanmayın. Torbanıza et gibi suyu akabilecek ürünleri koyarken iyice paketlemeye dikkat edin. En önemlisi de alışveriş torbanızı her kullanımdan sonra temizlemeyi ihmal etmeyin. Bunun için ters yüz ettiğiniz torbanızı deterjanlı suyla yıkayın, yıkanabilir materyalden değilse iyice silin ve yeniden kullanmadan önce iyice kurumasını bekleyin.
Birçoğumuzun evinde sabah uyanır uyanmaz düğmesine bastığımız bir kahve makinesi var ve bu makineleri gerektiğince sık temizlemeyi göz ardı ediyoruz. Bu hem içtiğimiz kahvenin lezzetini etkiliyor, hem de burada üreyen bakteriler, kahvemizle birlikte vücudumuza giriyor. Bir araştırmaya göre kahve makinesinde banyonun kapı kolundan fazla mikrop yaşıyor. Kahve makinesini temizlemek için sirkeden faydalanabilirsiniz. Kahve makinesinin kağıt filtresini yerleştirin. Su haznesini de yarısı sirke yarısı su olacak şekilde doldurun. Makineyi çalıştırın ve kaynama aşamasındayken kapatın. Bu karışımı bir saat kadar makinede tutun. Ardından makineyi tekrar çalıştırın. Suyu döküp filtreyi değiştirin ve bir kez de temiz su kullanarak makinenizi çalıştırın.
Ekmek kızartma makinesinin altında bulunan ve görevi dökülen kırıntıları toplamak olan tepsi genellikle temizlenmeden kalır. Bu parçayı çıkarıp kolayca temizleyebilirsiniz. Ancak bu tepsi yoksa tost makinenizi ters çevirip hafifçe vurarak kırıntıların dökülmesini sağlayın. Hatta mümkünse ince bir plastik fırçayı makinenin içine sokarak (fişini çıkardığınızdan emin olun) kenar ve köşeleri temizleyin. Blender'larınızı yıkarken sünger kullanmayın. Haznesine ılık su ve deterjan koyduğunuz blender'ı 10 saniye kadar çalıştırın. Ardından durulayıp kurumaya bırakın. Ancak zaman zaman blender'ınızın parçalarını söküp her yerini sabunlu suyla iyice silmeyi unutmayın.
Gelelim gıdaların temizliğine… Hayatımızı kolaylaştıran dondurulmuş sebze ve meyveler genellikle paketinden çıkarıldığı gibi tencereye atılır. Nitekim ambalajlarında da bu şekilde tavsiye verilir. Eğer dondurulmuş sebzeleri yüksek sıcaklıkta pişirecekseniz, yıkamanıza gerek yoktur. Ancak sebzeleri biraz daha dişe gelir şekilde örneğin buharda pişireceğiniz zaman dondurulmuş sebzeleri de taze sebzeleri yıkadığınız gibi yıkamanızı öneririz. Böylece kirden ve bakteriden arınmış olurlar.
Pirinç, bulgur, mercimek, nohut, fasulye gibi tahıllar ve bakliyatlar da tencereye konmadan önce mutlaka 3-4 kez yıkanmalıdır. Bunun iki sebebi vardır. Hem taneciklerin dışında biriken tozu temizlemek hem de özellikle pirinç bulgur gibi nişastalı tanelerin dış yüzeyindeki nişastayı akıtarak birbirlerine yapışmalarını ve topaklanmalarını önlemek. Yıkama işlemini yaptığınız suyu da israf etmemek için bir kovada toplayıp çiçeklerinize dökebilirsiniz.
Bütün kabuklu deniz canlılarını, dondurulmuş bile alsanız çok iyi yıkamanız gerek. Çünkü kabuklarının içi kum dolu olabilir. Kabuklu deniz ürünlerini akan suyun altında iyice yıkayıp pisliklerinden arındırmadan kesinlikle pişirmeyin. Temizlenmiş balığı çiğ yemeyecekseniz yıkamanıza gerek yoktur. Çünkü yüksek sıcaklıklarda pişen balığın bakterileri ölür. Üstelik balığı yıkadığınızda sıçrayan sular nedeniyle mutfağınızın her yerine bakteri yayma riski doğar. Öte yandan balık hazırladıktan sonra ellerinizi, bıçağınızı ve kesme tahtanızı çok iyi yıkamanız gerektiğini unutmayın.
Yumurtaların dış kabuklarındaki tavuk pisliklerinin, yapışmış tüylerin vb. kirlerin yıkayınca temizlendiğini düşünüyoruz ama bu çok büyük bir yanlış. Yumurta yıkandığında üzerinde bulunan mikroorganizmalar kabuktaki gözle görülmeyen deliklerden içeri çekiliyor ve enfeksiyon riski artıyor. Birçoğumuz alışkanlıkla tavuğu da pişirmeden önce sudan geçiriyoruz ancak bu da çok yanlış bir hareket. Tavuğu iyice pişirmek yeterli çünkü tavukta bulunan bakteriler pişince ölüyor. Yıkadığınızda o bakterileri mutfağın diğer yerlerine de saçma riski doğuyor.
Ancak çiğ tavuğa değen ellerin, bıçak, kesme tahtası vb. eşyanın iyice yıkanması şart. Dana ve kuzu etleri söz konusu olduğunda da tavukla benzer bir durum geçerli. Özellikle kirli yerlere temas eden etleri yıkayıp temizlediğimizi düşünüyoruz. Ancak yıkama kirlenen kısımdaki bakterileri her yere yaydığı gibi bakterilerin çoğalmasına da zemin oluşturuyor. Bu nedenle kirli kısımları yıkamak yerine kesip atın.