Kaynak: Reader's Digest Derleyen: Sevin Turan Fotoğraflar: Alamy ve Ingimage
Mutfakta herkesin çok sık yaptığı önemli hatalar
Mutfakta yemek yaparken hem zaman hem de lezzet kaybetmemize neden olan, hatta bazen hayatımızı bile tehlikeye atan hataları hepimiz zaman zaman yapıyoruz. Örneğin bıçağı yanlış tutuyor, kesme tahtamızı yanlış kullanıyor ya da yapacağımız iş için uygun olmayan aletler seçip kullanmaya çalışıyoruz. Sizin için bu hataların en yaygın olanlarını listeledik. Buradaki uyarılar hepimizin kulağına küpe olmalı…
Mutfakta yemek yaparken hem vakit hem de lezzet kaybetmemize neden olan, hatta bazen hayatımızı bile tehlikeye atan hataları hepimiz zaman zaman yapıyoruz.
Malzemeleri yanlış sırayla ekliyorsunuz.
Yemek tariflerinin aşama aşama yazılmasının sebebi malzemelerin ekleme sırasına göre yemeğin lezzetinin yavaş yavaş inşa edilmesidir. Eğer malzemeleri rasgele eklerseniz, yemeğinizin tadı değişir. Özellikle yeşillikler gibi fazla pişirilmemesi gereken malzemeler mutlaka en son eklenmelidir.
Etleri en üst rafa koyuyorsunuz.
Çiğ haldeki etleri, tavukları daha soğuk diye buzdolabının üst rafına koyduğunuzda sularının aşağı damlaması ihtimaline kapı açıyorsunuz. Sebze meyveleri en üste, süt ürünlerini ve pişmiş yemekleri ortaya, et balık gibi çiğ tüketmediklerinizi ise en alta koyun. Böylece bakteri yayılımını önleyebilirsiniz.
Mikser kullanmanız gerekirken blender kullanıyorsunuz.
Mutfak robotları, mikserler ve blender’lar ayrı ayrı işler için tasarlanmış ve üretilmiştir. Mutfak robotları genellikle hem mikserlerin hem de blender’ların fonksiyonlarını taşırlar. Bu nedenle zaman zaman birbirlerinin yerlerine kullanılmaları doğaldır ancak örneğin blender’la hamur yapmak gibi hatalardan kesinlikle uzak durun.
Bıçaklarınızı sık sık bilemiyorsunuz.
Çok fazla yemek pişirmeyen biri bile olsanız bıçaklarınızı yılda iki ila dört kez bilemeli ya da bir profesyonelden bunun için yardım almalısınız. Bıçaklarınızı bir profesyonele biletmek soyulmaların, kırılmaların önüne geçer. Bıçakla birlikte satılan çelik çubukların amacı ise bıçaklarınızı keskinleştirmek değil düzleştirmektir.
Malzemelerinizi ihtiyacınız oldukça hazırlıyorsunuz.
Eğer zamandan tasarruf etmek ve lezzetli bir yemek hazırlamak isterseniz, malzemelerinizin tamamını yemeği hazırlamaya başlamadan önce hazır etmelisiniz. Buna profesyoneller mizanplas diyor. Böylece örneğin tarifte dövülmüş sarımsak varsa ve diğer malzemeler kavrulurken sarımsağı soyup ezmeye kalkışırsanız, tenceredekilerin yanması riskiyle karşı karşıya kalabilirsiniz.
Tavanızı yeterince ısıtmıyorsunuz.
Malzemeleri tavaya koymadan önce tavanızın iyice ısınmasını beklemelisiniz. Aksi takdirde yemeğinizin pişme süresi uzar, hatta yanabilir. Tariflerde ocağın ya da fırının nasıl ayarlanması gerektiğine dair uyarıların sebebi budur. “Kısık ateşte” pişirilmesi gereken bir yemeği yüksek ateşte daha kısa sürede pişiremezsiniz.
Yemekleri pişirirken tadına bakmıyorsunuz.
Halbuki profesyoneller pişirmenin her aşamasında mutlaka tadına bakılmasını tavsiye ediyor. Çünkü her malzeme yemeğin lezzetine farklı bir katman eklemek anlamına geliyor. Özellikle önemli malzemeleri ilave ettikten sonra tadına mutlaka bakmalısınız.
Blender’a sıcak malzemeler koyuyorsunuz.
Profesyoneller bunu yapıyor olabilir ama siz evinizde bu işlemden kaçının. Çünkü blender’ın içinde biriken buhar basınç yapıp patlamaya neden olabilir. Sıcak sıvının her tarafa saçılması, sizin de elinizi yüzünüzü yakması çok büyük bir risk. Eğer illa sıcak malzeme koyacaksanız blender’ın kapağını bir mutfak havlusuyla tutmayı ve cihazı çalıştırmaya düşük devirde başlamayı ihmal etmeyin.
Yemeye hazır yiyeceklerle pişmemiş gıdaları temas ettiriyorsunuz.
Yemeye hazır yiyecekler derken çiğ tüketilebilen sebzeler ve meyveleri kastediyoruz. Bu tür malzemeleri çiğ et gibi tehlikeli malzemelerle yan yana aynı kabın içine ya da tahtanın üzerine koymak çok tehlikeli.
Yemek yapmaya başlamadan önce tarifin tamamını okumuyorsunuz.
Ocağı açmaya başlamadan önce tarifi baştan sona okuyup bütün malzemelere ve ekipmana sahip olduğunuzdan emin olun. Yemeği yapmaya başladıktan sonra bir malzemenizin ya da mutfak aletinizin eksik olduğunu görmek çok can sıkıcı olabilir.
Buzdolabınızı yeterince sık temizlemiyorsunuz.
Buzdolabınızı en son ne zaman köşe bucak temizlediniz? Muhtemelen epey zaman oldu değil mi? Normalde buzdolabınızı haftalık temizlikten geçirmeniz en doğrusu ama bunu yapamıyorsanız da ayda bir kapsamlı bir temizliği ihmal etmeyin. Dolabın içinde bir şeyler döküldüğünde de hemen silmeyi ihmal etmeyin tabii.
Bıçaklarınızı yanlış tutuyorsunuz.
Bıçağın sapını parmaklarınızla sımsıkı sarıyor ya da işaret parmağınızı sapın üzerinden ileri doğru uzatıyorsunuz. Ancak bu tutuş biçimleri hem yanlış hem de çok tehlikeli. Bunun yerine bıçağın keskin kısmının bir tarafına baş parmağınızı bir tarafına da işaret parmağınızı yerleştirmeli, kalan üç parmağınızla da sapın üst tarafını tutmalısınız. Bıçağı düzgün tutarsanız çok daha düzgün kesimler yapabilirsiniz.
Meyvelerinizi buzdolabına mı tezgaha mı koyacağınıza karar veremiyorsunuz.
Aslında bu kafa karışıklığını yaşamanıza gerek yok. Birçok meyve oda sıcaklığında saklandığında daha lezzetli olur. Buzdolabı ise raf ömrünü uzatmakla birlikte lezzette kayıplara neden olabilir. Uzun süre saklamak istediğiniz meyveleri dolaba kaldırın, hemen yiyecekseniz tezgahın üzerinde bırakın.
Bıçaklarınızı çekmecede başıboş bırakıyorsunuz.
Bıçaklarınızı diğer mutfak aletleriyle birlikte karışık bir çekmecede saklıyorsanız, keskin kısımlarını kesinlikle açıkta bırakmayın. Bu durum hem yanlışlıkla parmağınızı kesmenize sebep olabilir hem de açıkta kalan bıçaklar kırılıp çatlayabilir. Bunu önlemek için bıçak koruma kılıflarından ya da ahşap bloklardan faydalanın. Bıçakları blokta doğru yerlere yerleştirdiğinizden emin olun.
Yemeklere lezzet katan baharatları ve otları bir kerede ekliyorsunuz.
Yemeği pişirirken her aşamada tadına bakmanın sebeplerinden biri de bu. Her seferinde azar azar eklediğinizde hata yapma ihtimaliniz azalır. Tek seferde bir tencere dolusu malzemeyi tatlandırmaya çalıştığınızda altta kalanların tatsız, üsttekilerin ise çok baharatlı olmasına sebep olabilirsiniz.
Ölçmek yerine göz kararı yapıyorsunuz.
Bir tatlı kaşığı tarçının ne kadar olduğuna dair bir fikriniz olabilir ama kavanozu açıp döktüğünüzde muhtemelen asla o miktarı tutturamazsınız. Bu nedenle özellikle hamur işleri yaparken ölçü kaşıklarını ve mutfak terazilerini kullanmaya çalışın. Dahası malzemeleri de rasgele artırıp azaltmayın, bu özellikle kek gibi yiyeceklerde çok büyük bir hatadır.
Çok fazla sebze ve meyve alıyorsunuz.
Bir üstteki maddenin devamı olarak malzemelerinizi bol bol alıp buzdolabında sakladığınızda lezzette kayıplara yol açacağınızı bilmelisiniz. Hem bu kaybı hem de gıda israfını önlemenin en kolay yolu ise haftalık alışveriş yerine 2-3 günde bir markete ya da pazara gidip azar azar alışveriş yapmaktan geçiyor.
Tavanızı çok fazla dolduruyorsunuz.
Uzmanlar tavayı bir asansör gibi düşünmenizi tavsiye ediyor. Herkese yer olmalı ama kimse birbirine dokunmamalı, sıkışmamalı. Tavada malzemeler üst üste yığıldığında hepsi yeterince ısınmaz ve iyice pişmez. Tavayı çok doldurduğunuzda hem yemeğinizin pişirme süresi uzar hem de yemeğinizin kıvamı bozulur.
Etlerin buzunu tezgahın üzerinde çözdürüyorsunuz.
Etleri buzlarının çözülmesi için tezgahın üzerinde bırakmayın çünkü oda sıcaklığında hemen bakteri üremeye başlar. Eti güvenle çözdürmenin üç yolu vardır: Mikrodalga fırından yararlanmak, buzdolabının alt kısmında bekletmek ya da soğuk suya koymak. Ancak hangi metodu kullanırsanız kullanın etinizi önce derin bir kaseye yerleştirmeyi unutmayın.
Aynı süngeri uzun bir süre kullanıyorsunuz.
Süngerler mutfaklardaki en pis eşyaların başında gelir. Temizlik işini yapan onlar olduğundan kirli olduklarını pek düşünmeyiz ama aslında özellikle her gün kullanılan süngerlerin 30 kullanımdan sonra yenilenmesi gerekir. Süngerlerin üzerinde bakteriler kolayca ürer ve oradan hızla yayılabilir.
Fırınınızı yeterince ısıtmadan yemekleri fırına veriyorsunuz.
Özellikle hamur işleri fırın iyice ısınmadan fırına verilirse düzgün pişmezler. Bu nedenle tarifte “Fırını önceden ısıtın” deniyorsa, sabırlı olup fırınınızın iyice ısınmasını bekleyin. Bu size zaman kaybı gibi gelebilir ama iyi ısınmış bir fırın yemeğinizi daha çabuk pişirecektir.
Yemeklerinize yeterince tuz eklemiyorsunuz.
Aşırı tuz tüketiminin sağlığa birçok zararı olduğu bir gerçek. Bu nedenle birçok kişi yemeklere tuz eklerken ürkek davranıyor. Ancak yemeklere yeterince tuz eklememek de lezzetin ortaya çıkmasına engel oluyor, tatsız sonuçlar doğuruyor. Eğer doktorunuz tuzu yasakladıysa yapabileceğiniz bir şey yok elbette ancak böyle bir sağlık sorununuz yoksa tariflerdeki tuz miktarını azaltmamaya çalışın.
Fırını fazla ısıtıyorsunuz.
Tarifte 180 derece yazıyorsa, çabuk pişsin diye fırını 200 dereceye çıkarmayın. Bu yemeğinizi daha çabuk pişirmediği gibi yanmasına ve fırınınızın duman dolmasına neden olur. Pişirme, çeşitli kimyasal maddelerin ısı yardımıyla açığa çıkmasını sağlayan bir süreçtir ve doğru sıcaklık ve süreye ihtiyaç duyar.
Sadece tarife bakarak yemek yapıyorsunuz.
Yemek tarifleri hayatı kolaylaştırmak için vardır elbette ancak tarifine bakmadan pişirebileceğiniz birkaç yemek de dağarcığınızda mutlaka bulunmalı. Havalı tarifleri yapacak kadar zamanınız ya da malzemeniz olmadığında bu basit ve bildik tarifleri pişirerek kısa sürede nefis yemekler ortaya çıkarabilirsiniz.
Süreyi doğru öngöremiyorsunuz.
Bir saatte hallolacağını düşündüğünüz bir yemeğin pişirme süreci 3 saati buluyorsa orada bir sorun var demektir. Muhtemelen malzemeleri hazırlamak için ya da yemeği dinlendirmek için ayırmanız gereken zamanı hesaba katmıyorsunuz. Yemek pişirmeye başlamadan önce bu süreleri gerçekçi bir biçimde planlamayı ihmal etmeyin.
İnce porselenlerinizi bulaşık makinesine koyuyorsunuz.
Bir sürü para verip satın aldığınız porselen tabaklarınızı yıkamak için bulaşık makinesine koymayın, elinizde yıkayın. Bulaşık makinesinin yüksek sıcaklığı tabaklarınıza zarar verecek, süslemelerinin renklerini solduracak vb. Tembellik etmek daha büyük kayıpla sonuçlanacak.
Tavayı yağlamayı ihmal ediyorsunuz.
Özellikle yapışmaz tabanlı olmayan tavalara malzemeleri koymadan önce mutlaka zeytinyağı ya da tereyağı ile yağlamalısınız. Aksi takdirde yemeğiniz tavanızın dibine yapışacaktır. Bunu önlemek için yağlı kağıt da kullanabilirsiniz. Özellikle fırında pişirdiğiniz yemekler için yağlı kağıt çok pratik bir çözümdür.
Sık sık kapağı açıp pişmiş mi diye kontrol ediyorsunuz.
Tencerelerin ya da fırınların kapaklarını sık sık açıp yemeği pişmiş mi diye kontrol ettiğinizde pişirme süresini uzatıyorsunuz. Çünkü kapağı her açtığınızda fırının ya da tencerenin içindeki ısı dışarı çıkıyor, sıcaklık düşüyor bu da pişme hızını yavaşlatıyor. Karıştırıp, çevirmekten vazgeçin, bırakın yemeğiniz sakin sakin pişsin.
Sıcak yemekleri buzdolabına koyuyorsunuz.
Uzmanlar bu konuda bazı anlaşmazlıklar yaşasa da ocaktan yeni alınmış ya da fırından yeni çıkmış çok sıcak bir yemeğin buzdolabına koyulmaması gerektiği konusunda herkes hemfikir. Yemekleri 2 saat kadar oda sıcaklığında gönül rahatlığıyla bekletebilirsiniz, bozulmazlar. Yemekleri kolay soğumaları için birkaç kaba bölüştürmek de bir seçenek.
Hamur yoğururken çok küçük kaplar kullanıyorsunuz.
Bu ister ekmek hamuru olsun ister kek hamuru, küçük kaseler kullandığınız takdirde un ve diğer malzemelerin ortalığa saçılmasına engel olamazsınız. Bu nedenle karıştırma işlemleri için, özellikle de hamurlar söz konusu olduğunda mümkün olduğunca büyük kaseler kullanmaya çalışın.
Sebzeleri kurulamadan tencereye alıyorsunuz.
Birçok sebzenin yapısında bol miktarda su bulunuyor. Bir de o sebzeleri tencereye koymadan önce iyice kurulamazsanız ortaya hem fazla sulu bir sonuç çıkıyor, hem de sebzelerin üzerindeki su tenceredeki yağın patlamasına neden oluyor. Eğer sebzelerin kurumasını bekleyecek vaktiniz yoksa, bir kağıt havludan faydalanabilirsiniz.
Salatanızın sosunu çok erken döküyorsunuz.
Malzemeyi marine etmekle soslamak arasında bir fark vardır. Sosu çok erken dökerseniz salatanızdaki yeşillikler diriliklerini kaybedip ölürler. Son dakika salata hazırlamaya vaktiniz olmayabilir. Zaman kazanmak için malzemeyi önceden doğrayıp kenara koymanız yeterli. Sosunu ise servisten hemen önce dökmelisiniz.
Eti pişirmeden önce yıkıyorsunuz.
Etleri pişirmeden önce yıkamak iki açıdan sakıncalı. Birincisi etin yapısındaki su miktarını artırdığından lezzetinin bozulmasına neden oluyor. İkincisi ve daha önemlisi etteki pişirildiğinde kaybolacak patojenlerin yıkama etkisiyle mutfağın başka yerlerine yayılma ihtimali doğuyor. Doğru pişirme ise etteki zararlı maddeleri ortadan kaldırıyor.
Ellerinizi sadece işe başlarken yıkıyorsunuz.
Yemek yapmaya başlarken ellerinizi yıkamanız doğru bir hareket ama yeterli değil. Yemek yaparken ellerinizi sık sık sabunla yıkayıp 20 saniye kadar akan suyun altında tutmalısınız. Özellikle tavuk gibi bir malzemeye dokunduktan sonra baharatları almadan, çekmeceleri ya da fırını açmadan önce mutlaka elinizi yıkayın.
Bütün işler için aynı bıçağı kullanıyorsunuz.
Sebzelerle etler için aynı bıçağı kullanmanın sağlık açısından sakıncaları, kesme tahtalarından bahsederken anlattıklarımızla neredeyse aynı. Ayrıca eti kemiğinden ayırmak, havucu soymak ya da soğanı doğramak için kullanmanız gereken bıçaklarının her birinin de kalınlığının ve keskinliğinin farklı olduğunu unutmayın.
Yanlış yağ kullanıyorsunuz.
Farklı yağların ısıya verdiği tepkiler de farklı olur. Kısık ateşte pişecek yiyecekler için rafine olmamış bir yağ kullanabilirsiniz. Sağlıklı yağ arıyorsanız avokado, badem, Hindistan cevizi ve keten tohumu yağını deneyebilirsiniz. Zeytinyağı çeşitleri ise farklı rafinasyon seviyeleri ile her yemeğe uygun olabilir.
Mutfak evyenizi temizlemeye ihmal ediyorsunuz.
Tıpkı süngeriniz gibi evyenizi de yeterince sık temizlemiyorsunuz. Bu da mutfağınızda bakteri üremesine ve bu bakterilerin yedikleriniz aracılığıyla vücudunuza girmesine neden oluyor. Evyenizi deterjan ve su yardımıyla birkaç haftada bir mutlaka temizlemelisiniz.
Alışveriş torbalarını boşaltmayı geciktiriyorsunuz.
Alışveriş torbalarını eve gelir gelmez boşaltıp içlerindekileri uygun yerlere kaldırmalısınız. Özellikle dondurma gibi yiyeceklerin erimesine kesinlikle fırsat vermeyin. Et, peynir gibi kolay bozulabilecek yiyecekleri de 2 saatten uzun dışarıda bırakmayın.
Mutfak termometresi kullanmıyorsunuz.
Mutfak termometreleri yemeklerinizin doğru sıcaklıkta pişip pişmediğini kontrol etmenin en kolay yolu. Bunun iki açıdan önemi var. Birincisi doğru sıcaklıkta pişirme lezzet açısından çok önemli. İkincisi de kırmızı etlerin pişirme dereceleri zevke göre değişse de örneğin tavuğun standart bir sıcaklığa kadar iyice pişirilmesi gerekiyor. Termometre bu sıcaklığı kaçırmanıza engel oluyor.
Marketten aldığınız paketli etleri doğrudan sepete atıyorsunuz.
Bunun yerine etinizi sepete koymadan önce manav reyonundakine benzer şeffaf torbalara yerleştirmelisiniz. Eve döndüğünüzde de etinizi buzdolabına koymadan önce bu torbayı çıkarmayın. Etinizi torbasıyla birlikte buzdolabınızın en alt rafına yerleştirin.
Su ekliyorsunuz.
Tarifte “Şu miktarda su ekleyin” denmediği müddetçe yemeklerinize su ilave etmeyin. Bu yemeğin bütün lezzetini ve kıvamını bir anda alıp götürecek, affı olmayan bir hatadır. Üstelik birçok malzeme pişerken kendi suyunu saldığı için yemeklerin çoğuna su eklenmesi gerekli değildir. Tariflerde su yerine et suyu, süt, meyve suyu gibi lezzetli sıvılar kullanmayı tercih edin.
Gözünüzü sarımsaklarınızdan ayırıyorsunuz.
Sarımsak en kolay yanan sebzelerden biridir. Pişmesi için 30 saniye yeterlidir. Eğer sarımsaklarınızı kavururken dikkatinizi bir an bile tencereden başka bir tarafa çevirirseniz, sarımsakların yanmasını adeta garantilemiş olursunuz.
Yönergeleri dikkate almıyorsunuz.
Yeni bir mutfak aleti aldığınızda kullanım kılavuzunu okumadan bir kenara atıyorsanız büyük hata yapıyorsunuz. Çünkü bu kılavuzlarda temizlik, güvenlik vb. birçok konuda önemli uyarılar yer alıyor. Kullanma kılavuzlarını mutlaka okuyun, hatta ihtiyaç duyuyorsanız saklayın.