Kuzey Irak'ta demokrasi adımı sevindirmeli

KUZEY Irak'ta bugün gelinen noktada Türkiye'nin de katkısının bulunduğunu unutmamak ve unutturmamak gerekir.

Kürdistan Yurtsever Birliği Başkanı Celal Talabani, Irak Kürdistan bölgesi parlamentosunu açarken yaptığı konuşmada ABD ve İngiltere'nin yanı sıra Türkiye'ye de teşekkür ederken bu gerçeği dile getiriyordu.

Eğer Cuma günü, Kuzey Irak'ta Kürtler arası barış sağlandıysa bunda Türkiye'nin de payı vardır.

Üstelik Türkiye'nin rolü, sadece Kuzey'de güvenli bir bölge oluşturulmasıyla sınırlı değildir.

Türkiye, Barzani ve Talabani arasında patlak veren silahlı çatışmaya son vermek, bölgede barışı sağlamak için 1996'da Ankara sürecini başlattı.

Türkiye, ABD ve İngiltere'nin de hazır bulunduğu ve Ankara'da yapılan toplantılar sonucunda Talabani ve Barzani arasında ateşkes sağlandı.

Bölgenin kaderi ve geleceğinin kararlaştırıldığı bu toplantılarda, Türkmenlerin de masaya eşit taraf olarak oturması sağlanırken, barışın bozulmaması için Türkmenlerden oluşan Ateşkes İzleme Gücü kuruldu.

Bu hatırlatmayı neden yapıyorum?

Çünkü bugün, bağımsız Kürt devletine ilk adım olarak lanse edilen Irak Kürdistan bölgesi parlamentosu, Talabani ve Barzani arasındaki çatışmanın sona ermesi sayesinde yeniden faaliyete geçebilmiştir. Ve Türkiye, bu barışın sağlanması için bundan altı yıl önce yoğun çaba harcamıştır.

Dün barış sağlansın, bölgede bir düzen kurulsun diye uğraşırken, bugün kurulan düzenden rahatsızlık duymak tutarlılık mıdır?

Bölgedeki otorite boşluğunun PKK'ya yaradığını söyleyen ve bundan sürekli şikayetçi olan Türkiye değil midir? Türk ordusunun bölgedeki operasyonlarının gerekçesi olarak otorite boşluğu gösterilmemiş miydi?

Talabani ile Barzani'yi barıştırmak için Türkiye uğraşmadı mı?

* * *

ERBİL'de oy birliği ile kabul edilen Washington anlaşmasının, Ankara sürecinin bozulması yüzünden ortaya çıkan ve federal çözümü öngören bir anlaşma olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.

Türkiye Ankara sürecini devam ettirebilseydi belki yeni bir sürece gerek kalmayabilirdi.

Tabii burada önemli bir ayrıntıyı da anımsamakta yarar var. Ankara'nın barış girişimi sırasında siyasilerin denetiminde olan Kuzey Irak politikasında zamanla askerlerin ağırlığının artması, daha sonraki hükümetlerin Ankara sürecinde ısrarlı tavrı koruyamamalarının önemli nedenlerinden biridir.

* * *

TÜRKİYE'ye soğukkanlılık yakışır.

Önceki gün Kuzey Irak'ta Parlamento açılışını bağımsız bir devletin ilk adımı olarak yorumlayanlar, bunun öyle olmasını isteyenler vardır. Bunu görmek için internette Kürtlerle ilgili sitelere ve bazı yayınlara şöyle bir göz atmak yeterli.

Özellikle Avrupa'da yaşayan ve uzmanlık alanları ırkçı Kürtçülük olan bazı aydınlar arasında, bağımsız Kürdistan kurulması için Talabani ve Barzani'yi ABD ile yazılı anlaşma imzalamaya çağıranlar bile var.

Ama bu çevrelerle, onların maceracı isteklerine karşı koyabilecek tek mahalli güç olan Talabani ve Barzani yönetimlerini bir tutmak ve Kuzey Irak'ta her kıpırtıyı yüreği ağzında izlemek doğru değil.

Irak'ın kuzeyi demokrasiye ilk adımlarını atıyor. Üstelik Türkiye'nin de yardımıyla. Bu, Türkiye için sevindirici bir gelişme olmalıdır. Çünkü orada bizim vatandaşlarımızın akrabaları, Kürtler, Türkmenler ve Asuriler yaşıyor.

Bizim eleştirilerimiz, bir etnik grubun diğerini asimileye yeltenmesi noktasında yoğunlaşmalı.

Bölgede bağımsız bir Kürt devletinin kurulamayacağını, Washington dahil aklı başında herkesin görmesi gerekir.
Yazarın Tüm Yazıları