Kumarbaz argümanı

İSTANBUL’dan adını vermeyen kimya mühendisi bir okurumuzun yazdıklarını hep birlikte okuyalım:

‘Teistlerin Tanrı’nın varoluşunu ispata çalıştıkları kanıtları ile ateistlerin Tanrı’nın varolmadığını göstermeye çalışan kanıtlarını inceledim, karşılaştırdım ve buradan Tanrı’nın varlığının da yokluğunun da kanıtlanamayacağı sonucuna vardım.’

Sayın mühendisin bu tavrı bana Pascal’ın Argüment du Joueur (Kumarbaz Argümanı) diye bilinen akıl yürütmesini hatırlattı.

Pascal’a göre, insan Tanrı’nın varolup olmadığını kesin olarak bilmiyorsa, iyi bir kumarbaz gibi hareket etmeli ve Tanrı’nın varoluşu konusunda kaybı olabildiğince az tutarak mümkün olan en büyük kazancı elde etmeye çalışmalıdır. Bu da Tanrı’nın varolduğuna inanmakla mümkün olur.

* * *

Pascal,
bu konuda tercihlerimizle ilgili bazı alternatifler ortaya koyar. Şöyle ki; Tanrı’nın varolduğuna karar verir ve kazanırsak en büyük ödül elde etmiş oluruz. Bu da ebedi yaşam ve mutluluktur. Tanrı’nın varolduğuna karar verir, fakat Tanrı’nın varolmadığı ortaya çıkarsa, bu takdirde kaybımız birinciyle kıyaslandığında çok büyük olmaz. Kaybımız birtakım dünyevi hazlardan uzak kalmakla, bazı vakitleri ibadetle geçirmekle sınırlı kalır.

Hazreti Ali’nin inkárcılara dediği gibi, farz edelim ki sizin dediğiniz şekilde olsun. Allah ve ahiret günü yoksa bizim ne kaybımız olur. Abdest aldıksa temizlendik, oruç tuttuksa perhiz yaptık vb. Yok eğer bizim dediğimiz doğru çıkarsa sizin haliniz nice olur?

Sayım okurum! Allah’ın yokluğunu ispat için yapılan bütün mantık gayretleri boşunadır. Ne yapılırsa yapılsın düşüncemizden Allah fikrini çıkarmak imkánsızdır. Álem, yüce yaratıcının tecelli (görüntü) sahasıdır. Biz, álemle diğerleri olduğu için Allah var değil, aksine Allah olduğu için álem vardır düşüncesindeyiz. Estetik düzen, ahlaki düzen, sosyal düzen ve insani ideal bütün bunların devamı Allah’a inanmakla mümkün olur. Fikirden Allah’ı çıkarmak, insan şuurunu, bilgisini, özgürlüğünü ve sorumluluğunu manasız kılar. Allah, álem ve insan; dinlerin, felsefi düşüncelerin üç temel konusudur. Bu üç temelden birinin ortadan kalkması, bütün varlık münasebetlerini altüst eder.

Şunu da ifade eldim ki, yüce varlık bilgi ve düşünceyi aşar. Onunla ancak inanç gücüyle temasa geçebiliriz. Ona inançtan başka bir yolla nüfuz edemeyiz. Pascal bu konuda şunları söyler: ‘Biz sonlu olanın varoluşunu ve özünü biliyoruz; çünkü onun gibi biz de sonluyuz. Sonsuz olanın varolduğunu biliyor, fakat doğasını bilmiyoruz. Tanrı sonsuz derecede kavranılamaz. Çözüm inançta, yürekte ve dini bir yaşamdadır. Çünkü yalnızca burada inanan insan Tanrı’ya ilişkin aşk dolu bir kavrayışa ulaşabilir.’ Pascal’ın ‘kalp mantığı’ dediği budur. Mevlana da son derece güzel ifadesiyle ‘Seziş ve kavrayış, güneşin ışınlarıyla beslenir ve bizi hakikatin hisle, idrakle erişilemeyen yönleriyle temasa getirir’ demektedir.

* * *

Yüce yaratıcının varlığı akılla bilinir. Ancak aşk ve imanla yaşanır, hissolunur. İnanmak insanı güçlü yapar, insanın kendi üzerinde, başka insanlar üzerinde ve tabiat üzerinde egemenliği imanın neticesidir. İnanmak, insanın kendisini yenmesini, kendini aşmasını temin eder. Bu da onun özgürlüğünü kazanmasından ibarettir ki bütün tarih bu hürriyet mücadelelerinin sahnesidir. İnsan da iman kuvveti kalkınca mücadele kuvvetini kaybeder. O inkár ettiği için değil, kabul ettiği için büyüktür.

Beşer için Allah’ı inkár mümkün değildir. Hele yaşadığımız asırda inkár kapıları tamamen kapanmıştır. Allah’ın zatını kavramak ise mantıken imkán dahilinde değildir. Çünkü eksik bir varlık, kámil bir varlığı tarif edemez. Sözlerimi Abdülhak Hamit’in dizeleriyle bitiriyorum.

‘Halik-i müteali (Aşkın varlığı) her ne türlü eylerse inkár İkrar çıkar yine netice-i kar’

SORALIM ÖĞRENELİM

Çek ve senetlerin zekátı verilecek mi?

Ömer KENAR

Çek ve senetler tahsil edilecek durumdaysa, yani herhangi bir riski yoksa kasanızdaki para gibi zekátınızı vereceksiniz.

İrlandalı bir kadınla evliyim, imam nikáhı kıydırmadım. İmam nikáhı kıydıranlar Müslüman mezarlığına gömülür diyorlar. Bu doğru mu?

Ramazan SALMAN

Daha önce de açıkladığım gibi, nikáh, şahitler huzurunda eşlerin irade beyanında bulunması ve resmen tescilinden ibarettir. İmamın nikáhtan sonra dua okuması gelenektir. ‘İmam nikáhı olan Müslüman mezarlığına defnolunur’ sözü asılsızdır.

‘Maşallah’ kelimesi maşa Allah şeklinde yanlış yazılıyor. Bunu duyurur musunuz?

Ata ERDİNÇ

Maşallah, ‘Allah’ın dilediği’ anlamına gelir. Bitişik olarak yazılır.

Kaza namazlarının farzları mı kılınır? İskat-ı sulut var mıdır?

Nur AKILIK

Farz namazları kaza edilir. Sünnetler kılınmaz. Kılınmayan namazları para karşılığı düşürmek anlamına gelen ‘iskat-ı sulut’un dinde yeri yoktur. Tutulamayan orucun fidyesi, varsa yemin kefareti, vefat eden şahsın malının üçte birinden ödenir.
Yazarın Tüm Yazıları