Kulak çınlaması can sıkıcı bir sorundur

Kafa içinde bazen kuş, çekirge, bazen dere, deniz sesi, bazen de zil, kapı tokmağı veya uğultu şeklinde duyulabilen sesler, uzun süreli ve tekrarlayıcı olduğunda son derece rahatsız edicidir.

Tıp terminolojisinde "Tinnutus" adını alan bu seslerden yakınanların sayısı sanıldığından fazladır. Tinnutus zaman zaman ortaya çıktığında veya ayda yılda bir kapınızı çaldığında dayanabilirsiniz, ama sürekli ses dayanılmaz bir rahatsızlığa dönüşebilmektedir. Bu nedenle ruhsal dengesi bozulan, intihara kalkışanlar bile var.

NEDEN OLUŞUYOR

Kulak çınlamasının pek çok sebebi vardır. Bunların başında enfeksiyonlar, kulak zarında delinme, orta kulak kemiklerinde yer alan eklemlerin sertleşmesi veya orta kulakta sıvı birikmesi gelmektedir.

Özellikle işitme kaybıyla birlikte olan kulak çınlamalarında daha dikkatli ve aceleci olmak gerekiyor. Kulak çınlamalarının vücudun başka yerinde oluşan problemlerden de kaynaklanabileceği aklınızda olsun. Alerjik faktörler, kan basıncındaki yükselme ve düşmeler, kan şekerinde düşmeler, tiroid bezi hastalıkları ve damar sertliği çınlamayna yol açabiliyor. Bazen boyun bölgesine gelen darbeler ve travmalar yine kulak çınlamasına yol açıyor.

GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİNE DİKKAT!

Kulak çınlamasının en önemli nedenlerinden biri de gürültü kirliliğidir. Yüksek frekanslı ses yoğunluğunun artması, kulak çınlamasının en sık rastlanan nedenidir.

Özellikle yüksek yoğunluklu müzik yayınları, barlar, kulak çınlaması sorununu tetiklemektedir. Kulaklıklarla yüksek frekansla müzik dinlemek de çınlama riskini yükseltmektedir.

(Yarın devam edecek)

Bugün çok özel bir gün

Doktorluk güzel bir meslektir.

İnsanların sağlığını korumak, hastalanınca iyi olmalarına yardımcı olmak güzel bir şeydir.

14 Mart günü biz doktorlar için çok özeldir, önemlidir. Bize biraz daha güç, sevgi, şefkat, biraz daha sabır, hoşgörü, iyilik hissi yükleyen çok güzel bir gündür...

Bize güç veren, destek olan takım arkadaşlarımıza, hemşirelerimize, teknisyenlerimize, fizyoterapistlerimize, hasta bakıcılarımıza, eczacılarımıza, psikologlarımıza, diyet uzmanlarımıza, hayatını insan sağlığına adayan bütün dostlarımıza, ve bizi yetiştiren sevgili hocalarımıza teşekkür borçluyuz.

Elinizdeki uyuşmanın nedeni

Elimizin işlevlerini yürütmede temel rol oynayan sinirimiz, bileğimizden elimize uzanırken "karpal tünel" dediğimiz bir kanaldan geçer. Eğer sinir, korunduğu bu kanal içinde sıkışırsa, elinizde uyuşukluk, ağrı ve sonrasında da elde güç kaybı ortaya çıkabilir. Bu tabloyu "Karpal tünel sendromu" olarak adlandırmaktayız.

BELİRTİLERİ NELER?

Genelde bileğinizde belli belirsiz bir ağrı şeklinde başlar, ancak zaman içinde yakınmanız giderek artış gösterir. Elinizi ve ön kol bölgesini içine alacak şekilde yayılır. Eldeki karıncalanma ve uyuşukluk, küçük parmak dışındaki tüm parmakları etkiler. Karıncalanma ve uyuşma şikayetleriniz araba kullanırken, telefon ahizesini tutarken sıklıkla ortaya çıkar ve elinizi/kolunuzu sallamakla azalır. Eğer hastalık ilerlerse, elde gelişen güçsüzlük nedeniyle hastalar ellerindeki objeleri sıkça düşürdüklerini tarif ederler.

EN SIK NEDENLERİ

* Romatizmal hastalıklar.

* Hormonal hastalıklar.

* Diabet, gebelik.

* Zorlu el ve bilek hareketlerinin sıkça tekrarlanması.

NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Karpal tünel sendromu oluşan hastaların büyük bölümünde, uygun tedavi ile uyuşukluk ve ağrı şikayetlerinin giderilebilir. Ancak hekime başvurmada gecikilmesi, sinir ve kaslarda hasarlanmaların oluşmasına neden olabilir. Hastaların büyük bölümünde cerrahi girişime gerek duyulmaz.

Prof. Dr. Ayşe ALTINTAŞ

Depresyon genetik mi

Bu çok sık gündeme getirilen bir sorudur. Cevabı büyük ölçüde "hayır" olmalıdır. Ailenizden birinin depresyon sorunu yaşaması veya birinci derece akrabalarınızda depresyona yakalananların sayıca fazla olması, sizde de depresyon ortaya çıkacağı anlamına gelmez.

Bununla birlikte bazı çalışmalar, depresif ruhsal örgütlenmeye sahip kişilerin çok olduğu ailelerde, artmış bir riskin az da olsa görülebileceğini belirtmektedir. Bu riskin genetik olması yanında aile çevresi, sosyal yapılanma, ekonomik durum gibi ortak bazı yaşamsal ilişkilerle de bağlantısı olmalıdır.


ehattat@yasasinhayat.org

Kilo kontrolü şart ama abartmayın

Formda ve ince bir vücudun hoş, etkileyici ve başarılı bir imaj gibi sunulması, genç kızları kusursuz bir bedene sahip olma tutkusuna sürüklüyor. Bunlarda yetersiz ve dengesiz beslenme ile ilgili sağlık sorunlarına daha sık rastlanıyor. Bazıları yetersiz besin almakla da yetinmiyor, daha çok kilo vermek için idrar söktürücü, ishal yapıcı veya zayıflatıcı ilaçlar kullanıyor, tıbbi denetimden uzak kurumların pazarladığı "şarlatan diyet programları"na kolaylıkla aldanıyorlar. Hormonal, metabolik ve psikiyatrik belirtiler kompleksi olan "Anoreksiya Nevroza" hastalığına artık daha sık rastlanıyor. Ailelerin kız çocuklarında gözledikleri bu yöndeki değişimleri önemsemeleri ve vakit kaybetmeden doktor yardımı istemeleri gerekiyor.

Genç erkeklerin sorunu oldukça farklı... Büyüme çağındaki erkek çocuklarının bazıları daha fazla kasa sahip olmak, güçlü ve atletik bir görünüm kazanmak adına yararsız ve hatta zararlı olabilen bazı besin desteklerini kontrolsüz kullanıyor, sağlıklarını tehlikeye atıyorlar. Bu konuda spor hekimlerinin önermediği hiçbir besin katkısını kullanmamaları için onları uyarmalısınız. Kilo fazlalığı ve şişmanlığa verdiğiniz önemi yetersiz veya yanlış beslenmeye de vermelisiniz.

Diyetisyen

Tuğçe ALTAN

BAHÇE


Vitamin C

YAŞASIN HAYAT BESİN DESTEKLERİ KLAVUZU

FAYDALARI

l Antioksidandır

l Kansere karşı koruyucudur

l Bağışıklık artırır

l Anti-stres hormonlarının oluşumunda etkilidir

l Enfeksiyonlara karşı koruyucudur

l Sağlıklı dişetleri için gereklidir

l Kolesterolü ve tansiyonu düşürmeye yardım eder

l Damar sertliğini önlemede etkilidir

l Yara iyileşmesinde etkilidir

EKSİKLİĞİ

l İskorbüt

l Kolay kanayan diş etleri

lEnfeksiyonlara yatkınlık

l Eklem ağrıları

l Enerji yokluğu

KAYNAKLAR

l Turunçgiller

l Yeşil sebzeler

Dr. Evren ALTINEL

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için:

Tel: (0212) 236 73 00

Diyet yaparken haşlanmış sebze yemekten sıkıldım. Sebzeleri başka nasıl tüketebilirim?

Sebze ograten

Diyet yaparken haşlanmış sebze yemek zorunda değilsiniz. Yaklaşık 1 kg’lık sebzeye 2 kaşık sıvı yağ ilave ederek sebze yemekleri pişirebilirsiniz. Aklınıza gelecek sorulardan biri de salça ve soğan ilavesi olacaktır; damak tadınıza uygun bir şekilde bu ilaveleri de yapmanızı öneririm. İşte size yanında 3 yemek kaşığı az yağlı yoğurtla tüketeceğiniz farklı bir sebze tarifi daha:

2 kişilik (200 kalori)

10 adet arpacık soğan, 2 orta boy kabak, 4 iri boy mantar, 2 diş sarmısak, 1 çorba kaşığı sıvı yağ, 2 çorba kaşığı kepekli un, 2 adet domates, 1 çay kaşığı hardal, yarım su bardağı su, tuz, karabiber, kekik, 1 ince dilim rendelenmiş az yağlı peynir...

Yağı tavaya ilave ettikten sonra unu ekleyip, biraz renk alıncaya kadar pişirin. Hardalı ekleyin. Suyu azar azar ilave edin. İçine bütün sebzeleri atın ve bir kez çevirdikten sonra ateşten alın. Üzerine tuz, karabiber ve kekiği, daha sonra da peynir rendesi ilave edip fırında 40 dakika pişirin.

niluferinceis@yasasinhayat.org

Diyetimi bozmamaya çalışsam da sevdiğim bir yiyeceği görünce dayanamıyorum. Kendimi nasıl durdurabilirim?

Hayır diyebiliyor musunuz

Diyeti hiç bozmadan sürdürmek kolay değil. Olması gereken de bu aslında; yani küçük ve masum kaçamaklarla diyet yapıyormuş gibi davranmak değil de sadece dikkat ederek bir beslenme programını sağlamak ve sürdürmek. Yani bizim de hep söylediğimiz gibi "yaşam tarzı" haline getirebilmek.

O karşınıza çıkan yiyecekler, karşınıza çıkmaya devam edecekler ve siz onlara karşı gücünüzü kullanmak zorundasınız. Bir kere "evet" dediğiniz bir ısrara ikincide "hayır" demeyi öğrenmelisiniz. Ancak o zaman hem sevdiğiniz yiyeceklerden kaçmıyor hem de yavaş yavaş kilo kaybını sağlıyor olacaksınız. Kendi vücudunuzu tanıyın, onu kızdırmadan size özel bir beslenme ve egzersiz programı belirleyin. Hatta gerekirse psikolojik yardım alın.

gunes@yasasinhayat.org
Yazarın Tüm Yazıları