Kriterleri yerine getirmek, Kıbrıs fırsatı yaratacak

GENİŞLEME kararı yaklaştıkça, Avrupa'da buna karşı çevreler de harekete geçti. Geçen hafta, Avrupa Parlamentosu'nda Hırvatistan ile sınır sorununu çözmeden, Slovenya'nın üyeliğinin kabul edilemeyeceğini içeren bir önerge imzaya açıldı.

Oysa Slovenya, üyelik yolunda en fazla ilerlemiş olan adaylar arasında.

AB müktesebatıyla uyumu tamamlamak üzere. Kopenhag kriterleri konusunda ise - olayları bilmeden fikir yürüten ve AB'nin sadece Türkiye'ye bir şeyler dayattığını ileri sürenlerin iddialarının aksine - azınlıklarla ilgili çok ayrıntılı çalışmalar yapılmış.

Örneğin, İtalyan ve Macar azınlıkların hakları yasalar tarafından tamamen korunuyor. Anayasalarındaki 64'üncü maddeye göre, İtalyan ve Macar azınlıkları ana dillerinde eğitim yapabiliyorlar. Ama Avrupa ile yapılan müzakereleri tamamlamak için, bu iki azınlık için ülkenin hangi bölgelerinde 'iki dilde eğitim' uygulamasına başlanacağının yasal çerçevesinin tamamlanması gerekiyor.

Ayrıca, kendi ulusal kimliklerini gösteren sembolleri kullanma, dernek kurmak, ekonomik, kültürel ve bilimsel faaliyetler sürdürme haklarını garanti altına alacak yasal değişiklikleri tam üyelik öncesi tamamlaması gerekiyor Slovenya'nın.

Üstelik, devletten azınlıkların bu haklarını en iyi bir biçimde kullanmaları için maddi destek sağlaması isteniyor. Bununla da bitmiyor, özerk yerel yönetimler oluşturabilecek güce kavuşmaları için devlet desteği şartı da var.

Bir de azınlık statüsüne sahip olmayan etnik gruplar, Romanlar ve Almanca konuşanlar, ayrıca savaşlar sırasında ülkeye göç eden Hırvatlar, Sırplar ve Boşnaklar var. Onlar da ana dillerini kullanma ve eğitim hakkına sahipler. Ancak bu konuda, bazı eksiklerin olduğu kayda geçiyor.

Slovenya onurlu giriş-onursuz giriş tartışmaları yapmıyor. Bu yıl sonunda tam üyelik hakkını elde etmek için çalışıyor.

*

ANCAK
, geçen hafta Avrupa Parlamentosu'na verilen bir önergede komşusu Hırvatistan ile sınır sorunlarını çözmeden Slovenya'ya tam üyelik verilemeyeceği dile getirildi.

Bu, sıradan bir olay değil. Genişleme kararının, bir süre ertelenmesi olasılığını Avrupa'nın gündemine sokan bir girişim.

Henüz AB adayı olmayan Hırvatistan, Slovenya ile birlikte üyelik istiyor. Arkasına da Almanya ve Avusturya'nın desteğini aldığı söyleniyor. Zaten, önerinin altında da bir Alman ve bir Avusturya milletvekilinin imzaları bulunuyor.

Bu önerinin referansı ise Helsinki Zirvesi sonunda yayınlanan belgenin 4. Maddesi. Yani, Türkiye ile Yunanistan arasındaki Ege sorunlarının 2004 yılına kadar çözülmesini isteyen ve çözülmezse Lahey Adalet Divanı yolunu gösteren madde.

Yunanistan'ın isteğiyle kayda geçen bu madde, şimdi Avrupa genişlemesini riske atıyor. Çünkü, Avrupa on üye için birlikte karar alacak. Tek tek oylanmayacak adayların üyelikleri.

*

TABİİ
ki bu girişim, genişleme kararından vazgeçileceği ve sürecin tersine çevrileceği anlamına gelmiyor. Fakat, zaman daraldıkça tartışmalar boyutlanıyor. Ayrıntılar önem kazanıyor.

Bu, Kıbrıs için bir fırsat. Avrupa Kıbrıs konusunun karmaşıklığını yeni anlamaya başlıyor. Genişlemeye şüpheyle bakan çevreler, Kıbrıs'ı çözüm olmadan üyeliğe kabul etmenin büyük sorunlar yaratabileceğinin yeni farkına varıyor. Kıbrıs için, geniş bir kampanya ile atağa geçmenin tam zamanı.

Ama, demokratikleşme ve insan hakları konularında adım atmayacağını açıklamış bir koalisyon ortağı ile tartışmayı sadece bu noktaya odaklamak kolay değil. Avrupa hedefi zayıflamış görüntüsü veren bir Türkiye'nin Kıbrıs konusunda Avrupa ile 'ortaklar arası müzakere' zeminini yakalaması çok zor.
Yazarın Tüm Yazıları