Kör döğüşünde bir teselli

BİZİM Maliye Bakanı Sümer Oral, Amerikan Hazine Bakanı Larry Summers ve İngiltere Maliye Bakanı Gordon Brown uluslararası bir toplantıda yan yana oturuyor.

Yıl 1999, Berlin, G-20’lerin toplantısı. G-20, yani dünyanın büyüklerini içeren G-8’lerin yanında, bölgelerinde ağırlığı olan ülkelerin oluşturduğu bir kurum. Çin, Hindistan, Arjantin, Brezilya, Güney Afrika Birliği gibi ülkelerin yanı sıra, G-20’ye Türkiye de dahil.

G-20’lerin ilk toplantısı, Berlin’de, sonraki 2000 yılında Montreal’de. Aynı toplantılarda ABD Merkez Bankası Başkanı Greenspan ile IMF Direktörü Köhler de var.

G-20 toplantılarında uluslararası mali sorunlar, bölgesel ekonomik krizler ele alınıyor. Toplantı öncesi ve sonrasında da, sohbetler.

EKİP ADAMI

Yukardaki isimler, insanın ufkunu açıyor. Türkiye’nin kısır siyasal çekişmelerinin dışında, insana nefes aldırıyor.

Köhler şimdi Almanya Cumhurbaşkanı. Summers Harvard Üniversitesi Rektörü. Gordon Brown ise, iki günlük İngiltere Başbakanı.

Şu anda güncel olan Gordon Brown.

Geçmişte değişik bakanlıklarda bulunan Sümer Oral, bu isimleri saydıktan sonra, o toplantılara dönüyor:

"Gordon Brown dikkatimi çok çekmişti. Arkasında müthiş bir danışman ekibi vardı ve her seferinde onlara danışıyordu. Örneğin, Hintli Bakan bir şey söylediğinde, anında o sözleri kontrol ettiriyordu. Birlikte çalıştığı ekibe daha sonra Greenspan’ı de dahil etti. Onlara çok güvendiği belliydi."

İmrendiğim bir manzara.

YENİDEN YAPILANMA

Tony Blair
ve Gordon Brown ikilisi, İngiltere’de ekonomik başarılara imza atıyor.

On yılda, ortalama büyüme hızı yüzde 2.8, kişi başına gelir 37 bin 600 dolar, işsizlik yüzde 4.8. İlk kez 1997’de kazandıkları seçimi 2001 ve 2005 seçim zaferleri izliyor.

Brown bunu şöyle anlatıyor:

"Partide yeniden yapılanmaya önem verdik. Blair, parti içi demokrasiyi sonuna kadar işletti. Geniş uzman kadrosuyla çalıştık. Sosyal demokrasiyi ülkemiz ve Avrupa açısından yeniden yorumlayan bir program yaptık. Bu, bizi iktidara getirdi. Bu arada hiç kimseyle kavga etmedik. Muhalefette iken, sorunlara çözümler önerdik, sadece eleştirmekle yetinmedik. Blair elbette ön plandaydı, ama ekip adamıydı."

Bizdeki muhalefete, bizdeki lider profiline yıldızlar kadar uzak.

Çok genç yaşta Başbakan olan Tony Blair, daha iki yıl olmasına rağmen, Başbakanlığı kendi isteği ile bırakıyor. Kolay rastlanacak özveri değil.

Yerine Gordon Brown geliyor. Hiç atışmadan, hiç kavga etmeden, hiç ayak oyunlarına girmeden. Hiçbirbirini suçlamadan. Partiyi önde tutarak.

Bir bu insanlara bakıyorum, bir de içimize. Kör dövüşünden ibaret siyaset curcunası, hepimizi esir almış gibi.

Blair, Köhler, Brown gibi örnekler, bizim düşünce dünyamızda bir teselli.

Cenazelerde tepki MHP’yi yaraladı

GÜNEYDOĞU’dan arka arkaya gelen şehitler için camilerde kılınan namaz sırasında, bir ara siyasal sloganlar önde geliyor. Genellikle, AKP’yi suçlayan sloganlar. Hatta, bazı cenazelerde istenmeyen olaylar yaşanıyor.

AKP, bu sloganları MHP’ye mal ediyor. Camilerde daha çok MHP’lilerin olay çıkardığını açıklıyor. MHP de, buna tepki göstererek, yalanlıyor.

MHP’liler ya da değil, şehit cenazelerinin siyasete alet edilmesi MHP’ye zarar veriyor. Hatta, oy oranını olumsuz etkiliyor.

Bu sloganlar şimdi kesiliyor. MHP aldığı yarayı gidermeye çalışıyor.
Yazarın Tüm Yazıları