Klonlama hakları birleşik cephesi



Ayşe Özek KARASU
Haberin Devamı

HANİ Dolly'nin klonlanmasından sonra müthiş bir etik hareketi oluşmuştu, bilimadamları, politikacılar, ‘Dünyada kimseyi klonlattırmayız’ diye ayağa kalkmıştı. Hepsi kuru gürültü kaldı.

Bir takım uçuk fikirli doktorlar, tarikatlar, klonlama ve eşcinsel haklarını birleştiren hareketler insan kopyalamak için kuyruğa girdi. Bilimin insan kopyalama noktasına geldiği gelişmiş ülkelerde, klonlamaya karşı kamuoyu duyarlılığı oluştuğu için, klonlama fanatikleri bu işi yapabilecekleri üçüncü ülkeleri ayarlamaya başladılar. En ciddi görünen hekimden en uçuk tarikata kadar bütün klonlama girişimcileri bu ülkelerin isimlerini saklı tutuyor.

Aslında Amerika'da klonlamayı engelleyen bir yasa yok. Ancak Gıda ve İlaç Dairesi, klonlamanın bir üreme yöntemi olarak kullanılması halinde bu kurumdan izin alınmasını şart koşuyor.

Örneğin çocuksuz çiftlere bebek klonlayacağını geçen hafta Amerika'da açıklayan İtalyan kısırlık uzmanı Severino Antinori ve Kentucky Üniversitesi'nden ABD'li meslektaşı Panayiotis Zavos denemelerine bu yıl sonunda başlayacaklar. Ancak bu işi hangi ülkede yapacaklarını gizli tutuyor, bir Akdeniz ülkesi olacağını söylemekle yetiniyorlar. Bu ikili, hücre çekirdeği transferi yöntemiyle, erkeğin kısır olduğu çiftlere çocuk klonlayacaklar.

İnsanların uzaylıların klonu olduğunu öne süren Kanada merkezli Rael tarikatı da yine adı açıklanmayan bir ülkede insan kopyalamaya hazırlanıyor. Tarikat tıbbi bir kaza sonucu ölen on aylık bebeği klonlayarak, genetik ikizini dünyaya getirecek.

GAYLERE BEBEK

İskoçya'daki Roslin Enstitüsü'nün 1997'de koyun Dolly'yi kopyalamasından hemen sonra ABD'de kurulan Klonlama Hakları Birleşik Hareketi ise daha özgün bir klonlama işi peşinde. Randolfe Wicker önderliğindeki bu hareketin amacı eşcinsel erkekleri çocuk sahibi yapmak.

Hareketin çıkış noktası şu: Her bireyin üreme hakkı vardır, eşcinseller kendi aralarında üreyemeyeceğine göre onlara bilimsel yöntemlerle yardımcı olmak gerekir.

Peki bu iş nasıl olacak? Özetle söylemek gerekirse, sperm kokteyli yöntemiyle olacak, ancak işin içine kadın parmağı da karışacak. Bir yumurta alınıp hücre çekirdeğindeki DNA silinecek. Ardından eşcinsel erkeklerin sperm DNA'ları yumurtaya aşılanarak bir ‘erkek yumurtası’ oluşturulacak. Emriyo meydana geldikten sonra bir taşıyıcı annenin rahmine yerleştirilecek.

Biyolojik açıdan bakıldığında bu homoseksüel üreme yöntemi, heteroseksüel üremeyi taklit ederek gerçekleşecek; yani iki insanın DNA'sı birbirine karışacak. Ancak sadece sperm bağlantılı olacak. Dünyaya gelecek çocuğun, yumurtayı veren ve doğuran kadınla hiçbir genetik bağı olmayacak. Çocuk, iki erkeğin DNA'sını taşıyacak. Ortaya ne cins bir yaratık çıkacağı konusunda bilgi yok.

Bu işlemi baştan sona sırf kadın yumurtalarıyla yapmak da mümkün. Zaten Dolly de o şekilde doğmuştu. Erkek cinsi hiçbir şekilde araya karıştırılmadan meme hücresinden alınan doku yumurtaya aşılanarak oluşturulan embriyodan Dolly dünyaya gelmişti.

KORKUNÇ SONUÇLAR

Bilimadamlarına bakılırsa klonlama çok basit bir işlem, ancak ortaya çıkabilecek sonuçlar o kadar basit değil. Kopyalamanın başarısızlığı çok korkunç sonuçlar doğuruyor. Aynı tehlike insanoğlu için de geçerli. Başarıyla kopyalanan her bir inek, koyun ya da keçiye karşılık onlarcası telef oluyor. Bunlar ya rahimde büyümüyor, ya doğumda ölüyor, ya da özürlü olduğu için fazla yaşamıyor. Büyük bir başarı olarak kamuoyu önüne çıkarılan Dolly'yi herkes tanıyor ama, telef olan talihsizlerin adını kimse anmıyor.

Bu yüzden Dolly, Neil Armstrong'a benzetiliyor. Armstrong'tan sonra aya ayak basan astronot ya da kozmonotların adını da kimse anmıyor.

İnsanlık, insan klonlama yolunda hızla ilerliyor. İtalyan kısırlık uzmanı Severino Antinori, 2003 yılında klonlama tekniğiyle kısır çiftleri bebeklerine kavuşturacak. ABD'de ise klonlama haklarını savunan bir örgüt şimdi gay çiftleri aynı yöntemle çocuk sahibi yapmak için harekete geçti.

Bilimin önünde iki tehlike George W.Bush ve kloncular

İNSAN kopyalama heveslileri, klonlama yöntemiyle hastalıklara çare bulmayı amaçlayan bilimadamlarına karşı önemli bir tehlike oluşturuyor. Klonlama uzmanları, İtalyan hekim Severino Antinori ve Panayiotis Zavos'un çocuksuz çiftlere bebek kopyalama macerası yüzünden bu alandaki tıbbi araştırmalara karşı direncin büyümesinden endişe ediyorlar. Oysa fetüs hücresinden alınacak doku örnekleri üzerinde yapılacak araştırmalar sonucu diyabetten, kanser, Parkinson ve Alzheimer'e kadar birçok hastalığa karşı ilaç geliştirilmesi planlanıyor.

Bu alandaki araştırmaların karşısında başka bir tehlike daha var: ABD Başkanı George W.Bush. Yeni başkan geçen hafta bu konudaki kişisel görüşlerini açıklarken, kürtajdan elde edilen fetüsten alınacak dokularla yapılacak araştırmalara federal bütçeden pay verilmesine karşı olduğunu söyledi. Bu açıklama, çalışmalarının geleceği açısından araştırmacıları fazlasıyla kaygılandırdı.

Klonlama cephesinin aktörleri

Antinori ve Zavos

Bu yıl sonunda deneylere başlamak üzere 10 çocuksuz çiftle anlaştılar. Ancak başarı şansını artırmak için en az 50 çift olsun istiyorlar. Severino Antinori Roma'daki bir yapay döllenme kliniğinin şefi. 62 yaşındaki bir kadını anne yapmasıyla ünlü. Kısırlığı giderici ürünler pazarlayan ZDL adlı şirketin başındaki Panayiotis Zavos ile Antinori 15 yıldır tanışıyor. 1988 yılından beri klonlama projesi üzerinde çalışıyorlar.

Randolfe Wicker

Eşcinsel çiftleri çocuk sahibi yapmayı amaçlayan bu hareket, Dolly'nin kopyalanmasından hemen sonra Randolfe Wicker tarafından 26 Şubat 1997'de kuruldu. Hareket, klonlama haklarını savunan gösteriler düzenliyor. Wicker, eşcinseller de dahil bütün insanların üreme hakkına sahip olduğu tezinden yola çıkarak, salt erkek DNA'larından çocuk klonlamak istiyor.

Claude Vorilhon

Fransız Claude Vorilhon önderliğindeki Rael tarikatı ölü bir bebeği kopyalayacak. Amerikalı bir çift, tıbbi bir kaza sonucu ölen 10 aylık bebeklerinin kopyalanması için tarikata 300 bin sterlin dedi. Çocuktan ölmeden önce alınan hücrelerin klonlanması sonucu elde edilecek klon ölmüş bebeğin tıpatıp genetik kopyası olacak.

Richard Seed

1998 yılında, hayvan kopyalama alanındaki gelişmelerden etkilenen Harvardlı biyoloji uzmanı Richard Seed, kendisini klonlayacağını ilan etti. Kopyayı doğuracak olan kişi de üçüncü karısı Gloria'ydı. Ama sonra planlarında küçük bir değişiklik yaparak, Gloria'yı kopyalamaya karar verdiğini açıkladı. Çünkü egosuna aşırı düşkün olmakla suçlanmak istemiyordu. Seed'in adı şu günlerde pek anılmıyor.

Yazarın Tüm Yazıları