Kılıçdaroğlu: Yüzde 40 oyla kazanırım

DAVETİ kabul eden tek bir aday var. CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Kemal Kılıçdaroğlu.

Genç İşadamları Derneği TÜGİAD İstanbul’un bütün büyükşehir başkan adaylarını ayrı ayrı davet ediyor, "gelin, sohbet edelim". Diğerlerinden henüz ses yok. Kılıçdaroğlu önceki akşam TÜGİAD’ın konuğu. Toplantıyı ben de izliyorum.

Diğer adaylar neden henüz yanıt bile vermiyor. Genç işadamları karşısında soru yağmuruna tutulmaktan mı çekiniyorlar? Örneğin, Kadir Topbaş ürküyor mu?

SİYASAL NEZAKET

Belki de, ürkmekte haklı. Birkaç yönden.

1- Kılıçdaroğlu sakin güç. En olumsuz sorular karşısında bile, bildiğini söylemekten çekinmiyor. Örneğin, çarşaf ve rozetle ilgili bir soruya şu yanıtı veriyor:

"Çarşafa rozet takmak, genel başkan düzeyinde doğru mu idi, değil miydi, bu tartışılır."

2- Bizim çok ender rastladığımız düzeyde, siyasal nezaket sahibi. Rakibi olsa bile, son beş yılda yapılanlara eleştirel yaklaşsa bile, zaman zaman, "Sayın Topbaş şunu iyi yaptı, bu onun iyi projelerinden biriydi" demesini biliyor ve gönülleri fethediyor.

3- Seçilirse, uygulayacağı projeleri anlatıyor. Ulaşım sorunu ve metrodan kimsesiz çocuklara, İstanbul’a göçü önlemekten yeşil alanlara, varoşlarda yaşayan insanları kazanma yollarından, Haydarpaşa Garı’nı uluslararası kongre merkezine dönüştürmeye, İstanbul’u dünya kültür merkezlerinden biri yapmaya, yaşlılara yardım eli uzatmaya kadar pek çok proje anlatıyor. Projesi yok iddiaları iflas ediyor.

4- Belediyecilikte şeffaflığı savunuyor. Belediyenin ne kadar geliri var, bunu nereye harcıyor, neden harcıyor, bunları sürekli halkla paylaşmayı öngörüyor. "Madem bu kentte yaşıyorsunuz, öğrenmek sizin hakkınız" diyor ve bazı kararlar için halkın oyuna başvuracağını söylüyor.

Salonda dikkat ediyorum, söylediklerini onaylayan da var, "bu olmaz" diyen de. Ancak, duygu ya da siyasal görüş ne olursa olsun, Kılıçdaroğlu insanlarda güven ve sempati yaratıyor.

AKP İstanbul’da 2004 yerel seçimlerinde CHP’nin 700 bin oy önünde. Ancak, aynı seçimde iki milyon seçmen sandığa gitmiyor.

HER SEÇMEN ÖTEKİNİ


Kazanmak için, sandığa gitmeyenlerin en az yarısını sandığa çekmek gerek. Kılıçdaroğlu bunun için ne yapıyor? Ben bunu soruyorum. Yanıtı:

"Biz her yerde bunu işliyoruz, sandığa giden her seçmenden, yanında bir seçmeni daha sandığa götürmesini istiyoruz. İlginç olan, sandığa gitmeyenler daha çok üst gelir grubundan, varoşlardan değil."

Size ayıp olacak, rahatsız olacaksınız ama, 29 Mart günü sandığa gitmek gerek.

Devamında, alacağı oyla ilgili soruya şu karşılığı veriyor:

"Ben hesap yapmadım, ama arkadaşların tahminine göre, ben yüzde 40 oy alacağım."

Kılıçdaroğlu
karşısındaki en katı kişide bile, "oyumu acaba Kılıçdaroğlu’na mı versem" sorusu uyandırıyor.

Birebir ne kadar çok kişi ile temas kurarsa, şansı o kadar artıyor. TÜGİAD toplantısında bunu gözlüyorum. Toplantı sonrasında bazı genç iş adamlarına soruyorum, tercihleri Kılıçdaroğlu lehine değişenler var.

Hatta, bazıları "29 Mart’ta artık bu dönem kapanıyor, 30 Mart’ta artık yeni bir başkan var" diyecek kadar iddialı.

Genç işadamları AKP’ye artık uzak

TÜGİAD 635 üyeli, İstanbul, Ankara ve Bursa’da örgütlenmiş bir sivil toplum örgütü. 18 milyar dolar ithalatı, 15 milyar dolar ihracatı var. Ama, etkinliği bu üye ve ekonomik rakamların ötesinde.

Seçim ve ekonomi onların gözünde at başı gidiyor. Pek çoğu ile sohbet ediyorum. Anlayana davul zurna gelecek başlıklar var.

1- Tayyip Erdoğan’ın medya ile kavgasını hiçbir biçimde onaylamak mümkün değil. Hırçınlığı ve tek adam fobisi, bizi artık korkutuyor.

2- Ekonomik krize karşı AKP Hükümeti duyarlı değil. İhracat, ticaret, otomotiv, tekstil, inşaat ve diğer sektörlerde ciddi gerilemeler var.

3- Geçen yıl sanayide yüzde 90’ı bulan kapasite kullanımı şimdi yüzde 40’a geriliyor. Bu kırmızı alarmdan başka bir şey değil.

4- IMF ile ilişkiler kötü yönetiliyor. Bu tavır kriz dönemini uzatıyor.

5- Varoşlarda ve genelde işsizlik AKP’nin kaderini çok ciddi etkiliyor.

Bunları dinledikten sonra, orada küçük bir anket yapıyorum. Kılıçdaroğlu’nun karşısına Kadir Topbaş’ı değil, Tayyip Erdoğan’ı koyan bir tavır var. Sanki fiili rakip Topbaş değil de, Erdoğan gibi.

Ankette Kılıçdaroğlu ile Topbaş başa baş çıkıyor. Eğer, genelde de öyle ise, demek ki, Kılıçdaroğlu 2004’e göre, aradaki oy farkını kapatmaya başlıyor.
Yazarın Tüm Yazıları