Kibirle gelen ölüm

DEDEM 102 yaşında öldü. Gözleri görmediği için hiç araba kullanamadı fakat Amerikan arabalarına özellikle de General Motors’un (GM) efsane otomobil markası Chevrolet ve Cadillac’a hayrandı.

Dedemin hayalini amcam gerçekleştirdi Cadillac alamadı ama kızıl renkli Chevrolet’si ile gençlik yıllarında bizi epey eğlendirdi.

Dün tüm dünya medyasında çok önemli bir ’ölüm haberi’ vardı.

Dünyanın en büyük otomobil devi GM tam 101 yaşında Hak’kın daha doğru tabirle, Amerikan hükümetinin rahmetine kavuştu. Asırlık çınar resmen iflas etti.

Dedemin gençlik ikonu GM, dedem kadar bile yaşayamadı.

Türkiye gibi ortalama şirket ömrünün 30 yıl olduğu bir ülkede 101 yıllık GM efsanesini küçümsüyor değilim. Fakat ona bakarsanız Türkiye gibi ortalama yaşam süresinin 70’i bulmadığı bir ülkede dedem de 102 yıl yaşadı.

Meselem sayılar değil GM’i öldüren zihniyet!

* * *

Dedem gözleri görmediği halde son nefesini verene kadar dolu dolu yaşadı.

Bana çocukluğumda Cadillac’la yaptığı hayali yolculukları anlatırdı.

Oysa GM ilk elli yılda yarattığı efsanenin altında kaldı. Düşünün daha 1950’lerin başında Amerikan otomobil pazarının yüzde 54’ü GM’in elinde.

Öyle ki GM bir otomobil markası olmanın çok ötesinde ’güç, konfor ve ihtişamın’ sembolü. Fakat 1970’lerden itibaren sahip olduğu o ’muhteşem gücün’ esiri.

Düşünün Arap Dünyası’nın başlattığı petrol ambargosu otomotiv sektörünü alt üst etmiş GM kılını kıpırdatmıyor.

Enerjinin kıymete bindiği yeni dünyada enerji konusuna aldırış etmeyen ’ihtişamlı arabalar’ üretmeye devam ediyor. Tüketici taleplerinde yaşanan dramatik değişimi ciddiye almıyor. Peki neden?

Büyüklük kompleksinden!

* * *

’Büyüklük kompleksi’ insanlarla sınırlı değil, şirketler hatta devletler de çoğu zaman bu hastalıktan muzdarip.

İşin kötüsü tıpkı ’aşağılık kompleksi’ gibi ’büyüklük kompleksi’ de öldürücü olabiliyor. Hele de söz konusu olan rekabetin çok çetin yaşandığı ekonomi dünyası ise.

Nasıl mı?

Çok değil bir yıl kadar önce GM 100. kuruluş yıl dönümünü kutluyordu.

Dün Referans’ta yazdım, işler iyi gitmemesine, bilanço sürekli eksi yazmasına rağmen GM CEO’su Rick Wagoner umut vaat ediyordu.

Hatta iflası tartışılan yüz yıllık GM’in, "yüz yıl daha ayakta kalabilecek güçte" olduğunu iddia ediyordu. Ne de olsa GM, bir döneme damgasını vurmuş efsane arabaların yaratıcısıydı. Ama nafile! İnsanlar gibi şirketler de ölümlü.

İşin kötüsü GM, yaklaşık otuz yıldır ölümün pençesinde.

İlk büyük kalp krizini 1970’lerde yaşadı. Arap ülkelerinin petrol ambargosu "kaslı-konforlu-büyük ama aşırı maliyetli" otomobil devi GM’i iki seksen yere serdi.

* * *

1912 yılında lüksün sembolü Cadillac’ın elektrikle çalışan modelini üretmeyi akıl eden GM, seksen yıl sonra bırakın geleceğin otomobili "hibrid modele" hazırlık yapmayı, sahip olduğu mirası bile eline yüzüne bulaştırdı.

1996 yılında tam 1 milyar dolar harcayarak piyasaya sunduğu elektrikli EV1 modellerini geri çağırmak zorunda kaldı. Marka sayısını azaltıp geleceğin teknolojisi ve tüketim alışkanlıklarına odaklanmak yerine ölümcül büyüme stratejisiyle içine düştüğü bata ğı daha da derinleştirdi.

Opel’in büyük ortağı olmak yetmiyormuş gibi Avrupa pazarında daha fazla genişleme adına fazlasıyla niş bir marka olan Saab’ı aldı.

Yetmedi tüketici daha küçük ve az maliyetli Toyota’ya yönelirken GM, dalga geçercesine Hummer’ı satın aldı.

Satışları düşmesine rağmen yeni model SUV üretimine devam etti.

Peki ama neden?

* * *

Birçok sebebi var, ben sadece GM ’in ’büyüklük kompleksine’ ilişkin bir örnekle yetineceğim.

GM CEO’su Rick Wagoner geçen yıl sadece "GM yüz yıl daha yaşar" demedi.

Hindistanlı otomotiv şirketi Tata’nın dünyanın en ucuz otomobili iddiasıyla ürettiği 2 bin 500 dolarlık otomobille ilgili soruya bakın nasıl cevap vermiş: "Nano’yu ilk gördüğümde önce tekerlekleri dikkatimi çekti. Biz açıkçası bunca yıldır gösterişli araç üretirken böyle bir tekerleğe sahip araç üretmeyiz. Çok komplike çözümlerden sonra bizim mühendislerimiz böyle bir araç geliştirmek istemezler."

Görüyor musunuz "kibri."

Bir yıl sonra iflas edecek bir şirketi yönetiyor hala rakiplerine, tüketici taleplerine tepeden bakıyor. Sanki GM’i parlak jantlı, 24 inçlik lastikler kurtaracak!

Oysa tam da bu sebeple batmadı mı GM?

Timsah gözyaşları dökecek değilim. Ben ’büyüklük kompleksinden’ muzdarip GM’in iflasına değil dedemin hayallerini süsleyen efsanenin ölümüne üzülüyorum.

O efsanenin çoktan öldüğünü bilmeme rağmen!
Yazarın Tüm Yazıları