Kemiklerinize sahip çıkın

Sağlıklı bir vücut için kemiklerin güçlü olması çok önemli. Belirli bir yaştan sonra yaşanan düşmelerde kırılan kemiklerin kaynamasının ne kadar güç olduğunu yakınlarımızda yaşadığımız tecrübelerden iyi biliyoruz.

Bel omurumun düzleştiğini öğrendiğimde henüz 30’lu yaşlarımın başındaydım. Neden düzleştiğini tam olarak bilemedim. Ancak arada eğilip, tekrar ayağa kalkmaya çalıştığımda iki büklüm olduğum zamanlarım çoktur. Bunda Nehir’in katkısını göz ardı etmem haksızlık olur. Çünkü geçen seneye kadar Nehir’i kucağımda taşıdım. Ancak belimin ağrısında Nehir’in ağırlığından çok kızımı taşımama kızan annemin delici bakışları daha etkili olmuştur.

İskeletimin bu yaşta yamulmasının başka bir nedeni daha var. Süt içmiyorum. Ne çocukluk dönemimde böyle bir alışkanlığım vardı ne de yetişkinliğimde... Hamileliğim boyunca kalsiyum ihtiyacımı haplarla karşıladım. Neyse ki kızım bana çekmedi. Altı yaşına kadar bazı günler bir litreye yakın, çoğunlukla da yarım litre süt içti. Altı yaşına kadar büyüme sütü daha sonra da normal süt tüketti. Ama şimdi her gün süt içme alışkanlığını kızım da kaybetmiş durumda.

Bu konuya el atmam gerektiğini Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Profesör Tanju Besler ile yaptığımız sohbetten sonra kesinkes anlamış bulunuyorum. Düşünsenize günde bir litre sağlıklı sütün vücuda katkısını; 17 kilo elma, üç kilo çavdar ekmeği veya 13,5 kilo sığır eti yiyerek sağlayabiliyoruz. Kemiklerin güçlü olması o kadar önemli ki. Belirli bir yaştan sonra yaşanan düşme olaylarında kırılan kemiklerin kaynamasının ne kadar güç olduğunu yakınlarımızda yaşadığımız tecrübelerden iyi biliyoruz.

Tüketim çok az

Artık sabah programlarında ünlü sanatçıların yerini beslenme konusunda uzman olan hocalar aldı. Söyledikleri o kadar önemli ki... Ekran başındakiler ellerinde kalem káğıt söylenenleri not alıyor.

Ülkemiz beslenme durumu yönünden hem gelişmekte olan hem de gelişmiş ülkelerin profiline sahip. Ama halkın beslenme durumu bölgelere, mevsimlere, sosyo-ekonomik düzeye ve kentsel-kırsal yerleşim yerlerine göre önemli farklılıklar gösteriyor. Her türlü ürünün yetiştiği ülkemizde sorun, besin yetersizliğinden ziyade toplumun beslenme konusunda yanlış uygulamaları.

Tanju Besler Hoca, Türkiye genelinde gıda tüketimine bakıldığında, tahıl ve tahıl ürünlerinin tüketiminin ilk, sebze tüketiminin ikinci sırada geldiğini söyledi. Süt ve süt ürünlerinin yeterli miktarda tüketiminin her yaş grubu için önem taşıdığını vurgulayan Tanju Besler’e göre ülkemizde süt içme alışkanlığı yaygın değil. Yapılan araştırmalarda sütün tüketim oranı yüzde 9 civarında çıkıyor. Kişi başına yıllık süt tüketimi sadece 24 litre. Oysa bu miktar birçok Avrupa ülkesinde 100 litrenin üzerinde.

Güneşle aranızı düzeltin

Kalsiyum tüketimi ile kemik yoğunluğu arasında sıkı bir ilişki var. Süt ve süt ürünlerinin kemik yoğunluğunun en üst noktaya ulaştığı yirmili yaşlara kadar tüketilmesi, kemik yoğunluğunun artmasına neden oluyor. Tanju Hoca hangi yaşta olunursa olunsun günde en az iki su bardağı süt veya süt ürünleri tüketmesi gerektiğini vurguladı. Günde bir bardak süt içen bir çocuk, protein ihtiyacının yüzde 35’ini, kalsiyum ihtiyacının yüzde 52’sini, B12 vitamini ihtiyacının yüzde 98’ni karşılıyor.

Türkiye’de 8 milyon civarında osteoporoz hastası varmış. Kemiklerin güçlü ve sağlam kalması için gereken kalsiyumun büyük bir kısmının kaybolması anlamına gelen osteoporoz, genellikle ileri yaşlarda görülse de temeli çocukluk ve ergenlik dönemine dayanıyor. Osteoporoz, en çok menopoz dönemindeki kadınları etkiliyor. Hocaya insanların süt konusunda kafasının karışık olduğunu, günlük mü, yoksa uzun ömürlü süt tüketimine mi yönelmeleri gerektiğini bilmediklerini sordum. İki çocuğu olduğunu söyleyen hoca kendi evinde uzun ömürlü süt tükettiklerini ve haftada bu miktarın 12 litreyi bulduğunu söyledi.

Ayrıca güneşin etkisini de göz ardı etmeyin. Gerçek bir D vitamini deposu olan güneşten faydalanmanın püf noktaları var. Mesela 11.00-14.00 saatleri arasında güneşe çıkıyorsanız günlük D vitamini ihtiyacınızı 20 dakikada karşılarsanız. Günün diğer saatlerinde ise en az 45 dakika güneşte kalmanız yararlı olur. Camın arkasından aldığımız güneşin hiçbir yararı olmadığını söylemeliyim.

Profesör Tanju Besler’in yanından ayrılırken kendi kendime bir söz verdim. Bundan böyle ailece düzenli süt içeceğiz.

Kendinizi test edin

Osteoporoz yönünden risk altında olup olmadığınızı saptamak için bu testi yapabilirsiniz. Sorulara evet ya da hayır yanıtını verecekseniz.

1) Aile bireylerinizden herhangi birinde hafif bir-çarpma veya düşme sonrasında kalça kırığı meydana geldi mi?

2) Herhangi bir kemiğinizde hafif bir çarpma veya düşme sonrasında kırık meydana geldi mi?

3) Üç aydan daha uzun süre kortizon kullandınız mı?

4) 3 santimetreden daha fazla boy kaybınız oldu mu?

5) Sık ve uzun süreli ishal olur musunuz? (Çölyak hastalığı veya crohn hastalığı nedeni ile)

6) Daha önce kemik mineral yoğunluğunuz ölçüldüğünde yetersizlik saptandı mı?

7) 45 yaşından önce mi menopoza girdiniz?

8) 12 ay veya daha uzun süre adet görmediğiniz oldu mu?

9) Her gün sigara içer misiniz?

10) Her gün kolalı içecek ya da 4 fincandan fazla kahve tüketir misiniz?

11) Her gün düzenli olarak egzersiz yapar mısınız? (Yürüyüş, koşu, aerobik)

12) Her gün önerilen miktarda süt tüketir misiniz? (Günde en az 2 su bardağı süt)

13) Her gün önerilen miktarda süt ürünleri tüketir misiniz? (Günde 2 káse yoğur, 2 kibrit kutusu büyüklüğünde peynir)

14) Gün ışığından yararlanır mısınız? (Yüzünüz, elleriniz, kollarınız günde en az 15 dakika güneş ışığıyla temas eder mi?)

NOT: Bu sorulardan herhangi birine ’hayır’ yanıtı verseniz bile risk grubunda yer aldığınız için bir uzmanla görüşmeniz tavsiye ediliyor.

Yeni yıl kartı oldu

AÇEV (Anne Çocuk Eğitim Vakfı) tarafından düzenlenen, çocukların sanata ve eğitime erken yaşta başlamalarını desteklemeyi ve aileleri bu konuda bilinçlendirmeyi hedefleyen "7 Çok Geç" kampanyası kapsamında gerçekleştirilen "Renklerle Oynayalım" projesinde 15 anne ve 56 yaş grubundaki çocukları Günseli Kato liderliğinde çalışmıştı. Çocukların Kato’yla birlikte büyük keyif alarak hazırladıkları resimler, ünlü ressamın usta dokunuşları ile renk cümbüşünü andıran özel kolajlar haline gelmişti. Geçtiğimiz aylarda Joker/Maxitoys’un girişimleri ile İstanbul Metrocity’de sanatseverlerin beğenisine sunulan eserler, tebrik kartlarına da ilham verdi. İstanbul’da ve Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde sergilenmeye devam etmesi tasarlanan eserler, AÇEV tebrik kartları olarak tüm Joker Maxitoys mağazalarında, 10 adedi 12 YTL’den satışa sunuldu. Kartların satışından elde edilecek gelirin tamamı AÇEV’e bağışlanacak.
Yazarın Tüm Yazıları