Güncelleme Tarihi:
Sevgiyi ifade etmenin pek çok yolu var. Bazen güzel bir söz bazen de ince bir hareket sevdiğinizi ya da sevildiğinizi hissettirir. Bazıları için ise tüm bunların dışında "Seni seviyorum" cümlesini kullanmak ya da duymak oldukça yeterli ve etkileyicidir.
Genel olarak erkeklerin bu sihirli sözü söyleme konusunda daha çok zorlandığı düşünülür. Kadınlar ise sevgisini daha içten belli eder ve kolayca “Seni seviyorum” der, karşı taraftan da sevgi sözcüğünü daha çok duymak ister.
Bir de ailelerde evlatlarına karşı sevgilerini içlerinde yaşayanlar var ki o çocuklar kaç yaşına gelirlerse gelsinler hayatta istedikleri tek şey anne ya da babalarının onlara bir kez "Seni seviyorum" demesi olur. O çocuklardan biri de David Rockower…
‘GEÇİRDİĞİ AĞIR HASTALIK BABAMA SENİ SEVİYORUM DEMEYİ ÖĞRETTİ’
Geçtiğimiz günlerde Insider için kaleme aldığı bir yazıda babasının kendisine hiç “Seni seviyorum” demediğini anlatan Rockower, yaşanan bir olayın her şeyi tersine çevirdiğinin altını çizdi:
“Babam doktor olarak uzun saatler çalışıyordu ve bir gün bile işi kaçırmamakla gurur duyuyordu. Dengeli bir yapıya sahipti ve sarsılması zordu. Onun gözünde insanlar ya iyi ya da kötüydü; arası yoktu. Bizi sevdiğini bilirdik ama asla 'Seni seviyorum' demezdi.
Ocak 2020'de 73 yaşındayken anevrizma (beyin damar çeperlerinin bazı nedenlere bağlı olarak zayıflaması) geçirdi. Annem, erkek kardeşim ve ben, o acı içinde kıvranırken günlerce hastanede yanında kaldık. Hayatta kalma şansı düşüktü… Ameliyat olacağı sırada acil servis görevlileri onu sedyeye taşırken eğildim ve elini tuttum. Ona ne söylediğimi tam olarak hatırlamıyorum ama muhtemelen ameliyattan çıktığında hep yanında olacağımla ilgili bir şeydi. Gözleri kapalıydı ve acısının dayanılmaz olduğunu görebiliyordum.
Bana döndü ve şöyle dedi: “Her şey için üzgünüm. Sevdiğiniz birini, acı çekerken izlemenin zor olduğunu biliyorum. Seni ve kardeşini çok seviyorum.”
Büyük bir acı çekerken nasıl bu kadar özverili olabildiğini, nasıl başkaları için endişelenebildiğini merak ettim. O an ona karşı daha derin bir sevgi hissettim. Ameliyatı başarılı geçti ve artık daha iyi… Güzel olan ise artık babamla telefonda konuştuğumda sesi mutlu geliyor ve telefonu kapatmadan önce hep 'Seni seviyorum' diyor. Geçirdiği bu ağır hastalık babama seni seviyorum demeyi öğretti. Bir cümle ailemizdeki sevgi bağını daha da güçlendirdi.”
Tıpkı David Rockower’ın babası gibi bu cümleyi kuramayan insanların sayısı oldukça fazla… Peki bazıları için “Seni seviyorum” demek neden bu kadar zor?
İşte iki dudağının arasından bir türlü “Seni seviyorum” cümlesi çıkmayanların görüşleri ve uzmanların yorumları…
BABAMIN YAPTIKLARI BU SÖZÜ HAFIZAMDAN SİLDİ
Sedat A. (41)
Babam ben 14 yaşındayken vefat etti. Hayatını kaybetmeden önce de annemle evlilikleri pek örnek olabilecek türden değildi. Babam eve gelmeden biz kardeşlerimle yemeğimizi yer odaya geçerdik. Özellikle o yemek yerken ortalıkta görünmek yasaktı. Annemle babam akşam yemeklerini her zaman baş başa yerdi. Daha doğrusu babam yer annem ona hizmet ederdi. Ailecek yemek yediğimizi hiç hatırlamıyorum.
Babamla annemi neredeyse hiç yan yana görmedik. Kucaklarına atlayıp sarılmadık. Hiç onlarla oyun oynamadık. Annem babamın ihtiyaçlarını karşılamakla, babam da kendi keyfine bakmakla meşguldü; bize zamanları kalmıyordu. Tahmin edersiniz ki böyle bir evde bırakın “Seni seviyorum”u herhangi bir sevgi sözcüğü duymak imkansızdı. Onun yaptıkları yüzünden 'seni seviyorum' benim kelime dağarcığımdan da silindi.
Zaman geçti ben büyüdüm, 23 yaşındayken biri ile tanıştım ve çok âşık oldum. Evleneli 18 yıl oldu, iki çocuğumuz var. Hem eşimi hem de çocuklarımı canımdan çok seviyorum. Babamın aksine eşim hep bana sevgisini gösterir sıklıkla da dile getirir. Eşim bana “Seni seviyorum” dediğinde ayıp olmasın diye "Ben de" diyorum.
Başlarda bu duruma çok üzülse de artık sebebini çok iyi anladı. Çocuklarımla da sürekli ilgileniyorum, onlar için her şeyi yapıyorum ama çok içten bir şekilde sevgimi dile getiremiyorum. Bunun yanlış olduğunun farkındayım. Anlayacağınız babamın yaptıkları ve davranışları bu sözü hafızamdan sildi… Umarım bir gün ben de sevdiklerime rahat rahat "Seni seviyorum" diyebilirim.
EŞİM ‘SENİ SEVİYORUM DEMEMİ BEKLİYORSAN AYRILALIM ÇÜNKÜ SÖYLEYEMİYORUM’ DEDİ
Çiğdem G. (33)
Ben ne yazık ki “Seni seviyorum” diyemeyen biriyle evliyim. Bunu duyamamak söyleyememekten daha zor. Başlarda çok mücadele ettim söylemesi için, hatta bir gün “Seni seviyorum dememi bekliyorsan ayrılalım, ben söyleyemiyorum. Bunu bekliyorsan daha çok beklersin” cümlelerini duydum eşimin ağzından. O zaman durumun ciddiyetini anladım. O an gitmek ve kalmak arasında bir seçim yapmam gerekti. Fakat bebeğimiz olduğu için gidemedim.
Binbir zorlukla evlilik danışmanına gitmeyi ikna ettim eşimi. Danışman bunu görev haline getirerek söylemesi gerektiğini, zamanla dilinin alışacağını söyledi. Hissiz bir şekilde bile duymayı kabullenmiştim gururuma yenilip. Ama nafile… Danışman üç seansta bizi yolladı. Çünkü eşim dediklerini yapmıyordu.
Hâlâ birlikteyiz ama değişen ben oldum. Artık ben sevgi sözcükleri beklemiyorum, o da zaten demiyor. Ama şimdi daha kıymetliyim çünkü umursamayan ben oldum. Bence "Seni seviyorum" diyememesinin sebebi ailesinden kaynaklı.
Sevgi görmemiş, kimseden sevgi sözcükleri duymamış ve bunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyor. Çünkü ağzı alışmamış… Alışmaya da fırsat vermediği için bizim durumumuz da böyle arada kaldı.
“Seni seviyorum” çok fazla söylendiğinde etkisini kaybeden bir şey. Bugüne kadar hiçbir kız arkadaşıma “Seni seviyorum” demedim. Eşime de evleneceğimiz zaman, evlilik teklifi yaptığımda “Seni seviyorum” dedim. Ondan sonra da hiç söylemedim.
Bir kere “Seni seviyorum” dediysem, aksini söyleyene kadar seviyorum demektir zaten… Durum güncellemesi yapmaya gerek var mı? Sevmiyorsam zaten birlikteliğimi devam ettirmem.
Bu sefer de şey denebilir, “Bu cümleyi kurmuyorsun ama sevgini gösterebiliyor musun?” Bunu tam olarak becerebiliyor muyum, pek emin değilim. Eşimin tüm isteklerini yapıyor, onu memnun etmeye çalışıyorum. Fakat eşim, değer görmediği konusunda sürekli şikâyet ediyor.
Derler ya hani “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır” diye, benim de elimden gelen bu… Ben duygusal değil de mantıklı ve düz bir insanım. İstesem de her gün “Seni seviyorum” diyemem, kendimden soğurum.
PAPAĞAN GİBİ HER GÜN 'SENİ SEVİYORUM' DEMEDİĞİM İÇİN YARGILANIYORUM
Pınar K. (39)
Ben sürekli "Seni seviyorum" diyenlerin gerçekten o kadar sevdiğine inanmıyorum. Bana bu tarz sevgi sözcüklerini çokça kullanmak yapmacık gibi geliyor. Bana göre sevgi öyle afili cümlelerle değil yoğun bir şekilde hissettirilerek gösterilmeli.
Ben hayatım boyunca hep bu konuda eleştiri aldım hem ikili ilişkilerimde hem de eş dost tarafından duygusuzlukla suçlandım ama bana göre bu çok yanlış bir etiketleme. Papağan gibi sürekli seni seviyorum demediğim için "Sen beni sevmiyorsun, hiç söylemiyorsun" cümleleri ile yargılandım. Ben senin yanındaysam zaten bu sevdiğimin bir göstergesi değil mi? Sürekli seni seviyorum diyerek her gün bunu teyit mi etmemiz gerekiyor. "Ben bu kadar seviyorum da sen beni bu kadar sevmiyorsun" kıyaslamaları önüme gelince olan sevgim de çabucak tükeniyor zaten.
Çok sevdiğim arkadaşlarım, dostlarım var ama onlara da "Seni seviyorum" diyen bir insan değilim. Karşındaki kişiye değer vermek, onunla zaman geçirmek, her koşulda yanında olmak "Seni seviyorum" demekten çok daha değerli bir şey bence… Ben söyleyemediğim gibi bana da yersiz "Seni seviyorum" diyenlerden hoşlanmıyorum, hiç inandırıcı gelmiyor çünkü.
Peki uzmanlar, konuyla ilgili neler söylüyor?
‘KADINLARDA DUYGULARIN DIŞA VURUMU ERKEKLERE GÖRE DAHA FAZLA’
Bu cümlenin söylenememesinde yetiştirilme tarzı, anne baba tutumları, çocukluk dönemindeki deneyimler, cinsiyet ve kültürel faktörlerin oldukça fazla rol oynadığının altını çizen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Taha Can Tuman, “Kadınlarda duyguların dışa vurumu erkeklere göre daha fazladır. Erkeklerde duygular hissedilse bile sözel ya da jest, mimik, beden dili gibi sözel olmayan iletişim aracılığıyla duyguların dışa vurumu kadınlara göre daha zayıftır” dedi.
“Bu durumun oluşmasında çocukluk dönemindeki deneyimlerin, aile içinde görüp öğrenilenlerin ve kültürel faktörlerin önemli etkisi bulunuyor” diyen Doç. Dr. Tuman “Duyguların ifade edilmesinin hoş karşılanmadığı bir ortamda büyümek, duyguların sözel ya da sözel olmayan yollarla dışa vurumunu etkiler” diye konuştu.
‘GÜNÜMÜZDE BOŞANMA ORANLARININ ARTMASINDAKİ EN BÜYÜK NEDENLERDEN BİRİ İFADE EDİLMEMİŞ SEVGİDİR’
Uzman Klinik Psikolog Buse Akçil de sorunun ana kaynağının aile olduğuna dikkat çekerek, “Görmediğiniz ve almadığınız bir şeyi ne verebilir ne de gösterebilirsiniz. Sevginin ifade edilmediği ailelerde büyüyen çocuklar, duygularını ve düşüncelerini ifade edemeyen bireyler oluyorlar” dedi. Akçil, şöyle devam etti:
“Çocukluğunda sevgi görmemiş ve sevgi sözcüklerini duymamış bireyler, bunun nasıl ifade edileceğini ve gösterileceğini bilemezler. Aslında bu konu günümüzün sorunlarından biri… Üzerinde çok fazla durulması ve konuşulması gerekiyor. Çünkü son yıllarda boşanma oranlarının artmasındaki en büyük nedenlerden biri ifade edilmemiş sevgi…”
SORUNUN ÜSTESİNDEN GELMEK İÇİN NASIL ADIMLAR ATILMALI?
Bu noktada şu iki sorunun cevabı oldukça önemli. Birincisi 'Seni seviyorum diyemeyenler sorunun üstesinden gelmek için hangi yolu izlemeli?' İkincisi de 'Bu sözü karşısındakinden duymak isteyip de duyamayanlar o kişiye nasıl yaklaşmalı?’
“Kişi, kendisine ilk olarak 'Ben neden seni seviyorum demek istemiyorum?' sorusunu sormalı. Bunun cevabını bulduğunda çözüme giden yolun ilk adımını atmış demektir” diyen Doç. Dr. Tuman, şu bilgilerin altını çizdi:
-- Birey, bunu bir zayıflık, acizlik olarak mı algılıyor? Ayıp olduğunu mu düşünüyor? Karşıdaki kişiye karşı güçsüzlük olarak mı değerlendiriyor? Ya da duyguların ifade edilmediği, duyguların ifade edilmesinin hoş karşılanmadığı bir ortamda mı büyümüş? Nedeni bulduğumuzda, çözüme yönelik adımları atmamız daha kolay olacaktır. İnsan yeni şeyler öğrenebilir, tutum ve davranışlarını değiştirebilir.
-- Bu sözü duymak isteyip duyamayanlar ise şunun ayrımını iyi yapmalı: Duygu mu yok, duygunun ifadesinde mi sorun var? Eğer duygunun ifadesinde sorun varsa duygularını, hissettiklerini sözel ifade etmesi için kişiyi cesaretlendirebiliriz. Çocukluk döneminden itibaren duygularını ifade etmekte ve dışa vurmakta sorun yaşayan bir kişi olabileceğini akılda tutmalıyız.
-- Sadece sözel olarak ifade edilen ancak tutum ve davranışlara yansımayan sevgi sözlerinin de yeterli olmayacağını bilmek gerekir. Beraber kaliteli zaman geçirmek, takdir edilmek, önemsenmemek, onaylanmak, küçük jestler yapılması, küçük hediyeler alınması, ihtiyaçların giderilmesi, yapılan fedakarlıklar, fiziksel yakınlık diğer sevgi ifadeleridir. Karşıdaki kişiden bizi anlamasını beklemek yerine, beklentilerimizi açıkça ifade etmek daha sağlıklı bir iletişimin başlamasını sağlar.
EBEVEYNLER, ÇOCUKLARININ SEVGİSİNİ İFADE ETMEKTE ZORLUK ÇEKMEMESİ İÇİN NELER YAPMALI?
Görünen o ki aile buradaki en önemli unsur. Peki, ebeveynler çocuklarının sevgisini göstermede zorluk çekmemesi ve seni seviyorum cümlesini kurmakta zorlanmaması için nasıl adımlar atmalı?
Bu soruma Buse Akçil, “Ebeveynler çocuklarının ileride bu sorunu yaşamaması için öncelikli olarak karı koca ilişkilerinde çocuklarının yanında birbirine olan sevgilerini göstermekten çekinmemeli, onların yanında seni seviyorum cümlesini kullanmalı ve duygularını tanımlamalı” cevabını verdi. Akçil, şöyle devam etti:
“Bunu gören çocuklar büyüdüklerinde partneriyle kurduğu ilişkide sevgi sözcüklerini kullanmaktan çekinmeyecektir. Ebeveynler sevgi sözcüklerini kullanarak çocuklarıyla kurdukları ilişkilerde, çocuklarının duygularını tanımlaması için onlara rol model olacaklardır. Çocuklarımızla kurduğumuz iletişim dilinde olumlu duygularımızı ifade ediyor olmak onların duygularını tanımlamasını kolaylaştıracaktır.”
Fotoğraflar: iStock