Kararın hakaret olduğunu kendileri bile söylüyor

İLK kez oluyormuş. Fransa’da iktidar partisinin senatörleri ilk kez Başkan ve partinin tutumuna karşı çıkıyorlarmış.

Sarkozy’nin partisi UMP’nin senatörleri, arasında Türkiye’nin AB üyeliğini referanduma bağlayan maddenin de bulunduğu anayasa değişikliğine karşı çıkacaklarını açıkladılar.

Anayasa değişiklik paketi parlamenterler tarafından geçen salı günü kabul edildi.

Sonuç 7 Temmuz’da parlamenterler ve senatörlerin katılacakları oylamada belirlenecek.

Fransa’nın eski Başbakanı Jean Pierre Raffarin de Türkiye referandumuna karşı olduğunu açıklayanlardan.

"Bu oylamada yaratıcı sadakat ile hareket etmek zorundayız" diyen Raffarin’e göre hem yaratıcı hem sadık olmak, anayasa değişikliğini genel olarak imzalarken Türkiye ile ilgili konuda kesin tavır koymak demek.

Raffarin, "Anayasada bir ülkeyi parmakla doğrudan işaret etmek yanlıştır"diyor.

Bu yanlışlığı, iktidar partisinin Avrupa işleriyle sorumlu bakanı bile söyledi.

Ama Sarkozy, Türkiye’nin üyeliğine karşı Fransız ve Avrupa kamuoyunda var olan korku ve isteksizliğin siyasi önderliğinden vazgeçmiyor.

Yunanistan’ı ziyareti sırasında da bu tavrı yumuşamadı.

* * *

SARKOZY
, ziyareti sırasında Yunanistan’da büyük destek aldı.

Sarkozy’nin Parlamento’da yaptığı konuşmada, "Ben Yunanistan’ın yanındayım" sözleri, arkasından Kıbrıs’ta "duvarın" tamamen kalkması, bölünmüşlüğün sona ermesi yolundaki görüşü büyük alkış topladı.

Ama Türkiye konusunda anlaşamadılar.

Atina. Türkiye’ye tam üyelik hedefini engelleyecek her şeyden kaçınılmasını istiyor.

Muhalefet lideri Papandreu, Sarkozy’ye bu konuda bir mektup iletti ziyareti sırasında.

Türkiye’ye tam üyelik konusunda verilen sözlerin tutulması gerektiğini söyleyen Papandreu Türkiye’nin de bütün yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini hatırlattı.

* * *

BÜTÜN
bu tartışmada bir konu var ki gözden kaçıyor.

Sarkozy, Türkiye’nin Avrupa üyeliğine karşı kampanyanın yüzü olarak algılanıyor.

Böyle bakınca da, insani hataya verilecek yanıtlar veriliyor.

Muhatap Sarkozy oluyor.

Oysa, bu artık Fransa’nın tavrı.

Sarkozy politikaları, Fransa’nın Türkiye’ye yaklaşımını biçimlendiriyor.

Bu durumun iki ülke ilişkilerini zedelediği ortada. Pekiyi bu yeni bir süreç mi?

Tabii ki değil. Avrupa Anayasası tartışmalarından, Fransa seçimlerinden beri, kısaca Türkiye’nin adaylığının kabul edilmesiyle başlayan bir süreç bu.

Ama hiçbir zaman Türkiye tarafından yeterince ciddiye alınmadı.

Siz hem Avrupa Birliği’nden yana olduğunuzu söyleyeceksiniz, hem de bu yolu tıkayan en önemli engel ile başa çıkacak yaratıcı politikalar geliştirmek için parmağınızı kımıldatmayacaksınız.

Şimdi, bunun haksız bir yaklaşım olduğunu duyar gibiyim.

AKP hükümeti bu konuyu tersine çevirmek için uğraştığını ileri sürebilir. Demek hiç bir işe yaramamış.

Eğer bir etkisi olsaydı sonuçları mutlaka ortaya çıkardı.

Kastettiğim, mutlaka Fransa mallarını protesto etmek, krizler çıkartmak değil.

Öncelikleri doğru belirlemekle yoluna girebilecek bir şey bu.

Eğer önceliğiniz, kendi iç politikalarınıza destek sağlamak değil de gerçekten Avrupa üyeliği ise o zaman ortaya koyacağınız siyasetler de sonuçlar da farklı olur.

Fransız anayasasına Türkiye’yi dışlayıcı bir kararın, hakaret olduğunu Fransız politikacıların dile getirdiği bir sırada, burada yarattığı duygular da etkili biçimde ifade edilebilirdi o zaman.
Yazarın Tüm Yazıları