Kalemli olayı büyüyor

Emin ÇÖLAŞAN
Haberin Devamı

Meclis eski Başkanı Mustafa Kalemli'nin, kendi imzasıyla ihale verdiği ve milyonlarca dolar tutarında ödemeler yaptığı Mesa isimli şirketten aldığı daire, başını fena ağrıtacak.

Kalemli'nin bu şirketle yakın ilişkisi olduğu anlaşılıyor.

Sadece daire değil, başka işler de yaptırdığı iddia ediliyor.

Örneğin İstanbul'da dairelerini, Mesa şirketi satmış. Mesa emlakçılık yapan bir kuruluş olmadığına göre, bu işi acaba niçin yapmış?

İzmir Çeşme'deki yazlık evin içini de Mesa'nın taşeronları halletmiş.

Bütün bu iddiaların gerçek olup olmadığı yakında ortaya çıkacak. Kalemli keşke bu tür ilişkilere girmeseydi.

Burada Mesa şirketi üzerinde de durmak gerekiyor. Bütün suçu Kalemli'ye yüklüyoruz da, Mesa'nın hiç mi suçu yok? Elbette var.

Bir olayda, alan kadar veren de sorumludur...

Dolayısıyla, açılacak soruşturmada işin bu yönüne de bakılması gerekir.

Ama kime ne diyeceksiniz! Türkiye'de bütün işler böyle yürütülüyor. Adamına göre muamele yapılıyor.

* * *

Burada, Kalemli döneminde Meclis Genel Sekreteri olan Necdet Basa'ya da bir soru sormak istiyorum.

‘‘Kendiniz veya yakınlarınız adına Mesa şirketinden yakın geçmişte konut veya konutlar aldınız mı? Ya da Mesa'ya ev yaptırıyor musunuz? Ne zaman, kaça, nerede?’’

Basa'nın göndereceği yanıtı da burada yayınlamaya hazırım!

* * *

Sevgili okuyucularım, bir Meclis Genel Kurul Salonu ihalesi düşünün ki, içinden pislik fışkırıyor.

İhale dolarla veriliyor. Alan, Emlak Konut isimli bir ‘‘devlet’’ şirketi! Hani şu en büyük vurgunların döndüğü Emlakbank'ın şaibelerle dolu arsa ve konut işlerine aracılık yapan kuruluş!

Meclis Başkanlığı, işi bunlara veriyor. Bunlar da ihale açıp işi taşeron firmalara veriyor.

Yapılacak iş atla deve değil. Meclis Genel Kurulu'ndaki eski koltuklar sökülecek, orada yenileme çalışmaları yapılacak, yeni koltuklar takılacak ve elektronik sistem değişecek.

Bunların içinde en yararlı olanı, kuşkusuz elektronik sistem. Böylece, Meclis'te saatler süren oylama rezaleti bitecek ve oylama sonuçları birkaç saniye içinde sonuçlanacak. Yoklamalar da çabuklaşacak.

Şimdi dikkat ediniz:

Eski koltukların sökülmesi dahil, bütün işler dolar üzerinden -ve bir devlet şirketi tarafından- ihale ediliyor!

İşi taşeronlar arasında bölüştüren Emlak Konut ise oturduğu yerden komisyon alıyor!

Emlak Konut'un yeni yönetimi bugün Ankara'da Meclis yetkilileriyle bir araya gelecek... Ve şu konu tartışılacak:

‘‘Bu pisliği nasıl temizleriz?’’

* * *

Türkiye'nin binlerce sorununu bıraktık, Meclis yolsuzluğu ile uğraşıyoruz. Yasama çatısı altında yer alan parasal rezaletleri, inanılmaz savurganlığı ve ahlak dışı davranışları tartışıyoruz.

O yasama organı ki, Türkiye'ye örnek olmalı... O yasama organı ki, her konuda titiz davranmalı, topluma yol göstermeli...

Ama TBMM bile KİT olmuş, memleketin paralarını savurmuş, ona buna hortumlamış, işin içine çıkar ilişkileri girmiş.

Nelerle uğraşıyoruz, nelerle!

* * *

Burada önemli bir noktaya daha değinmek istiyorum. Bizim dinci basında, Meclis yolsuzluğu ve Kalemli konusunda yazı ve haberler çıkmaya başladı:

‘‘Laikler birbirine girdi. Laikler birbirini suçluyor...’’

Adamların kısır mantığı işte bu kadar!

Biz kimsenin yolsuzluğunu, hırsızlığını örtbas etmeye kalkışmayız. Kim olursa olsun, elimize bilgi ve belgeler gelince patlatırız... Çünkü biz, Türkiye'yi soyan bütün hırsızlara karşıyız. Onların dinci, yobaz, laik vesaire olması bizi ilgilendirmez.

‘‘Benim hırsızım iyidir. Aman onun yaptıklarını görmezden geleyim’’ gibi bir inanç bizde yoktur.

Keşke bizim din sömürücüleri de bu çizgiye gelseler!.. Devleti, milleti ve halkı soyan din bezirganlarına karşı tavır koyabilseler!.. Bir yanda ‘‘Allah, Peygamber, cennetin anahtarı’’ diye bağırıp öte yanda devleti ve milleti soyan din ve iman işportacılarına karşı ses verebilseler!

Ama bunu asla yapamazlar. Örneğin ahaliyi soyan Refah'lı büyükşehir belediyelerine karşı ağızlarını açamazlar.

Ellerine örneğin bir Refah'lı siyasetçinin veya belediye başkanının yolsuzluk belgeleri geçse, bunu özenle saklarlar!

Bunların dürüstlük anlayışı, Müslümanlığı, yüreklerindeki Allah korkusu ve vatan sevgisi işte bu kadardır!

Memleketi soyan laik ise üzerine gidelim!.. Dinci yobaz ise görmeyelim!

‘‘Benim hırsızım iyidir, senin hırsızın kötüdür...’’

Ne uyanıkmış bunlar!

DYP BATMIŞ

Bizim Hakan Akpınar'ın haberi çok ilginç. DYP beş parasız kalmış... Çünkü partinin parası, Tansu'nun miting, uçak ve helikopter harcamaları karşısında eriyip gitmiş.

Akın İstanbullu ile sekreterine, partinin parasıyla iki araba satın alınmış. Partinin Akay Caddesi'ndeki ek genel merkez binasında kaloriferler tasarruf olsun diye söndürülmüş. Çalışan personele parasızlık yüzünden zam yapılmamış.

Oysa Tansu miting meydanlarında bar bar bağırıyor, işçiye ve memura yapılan yüzde 30 oranındaki zammı eleştiriyor! Demek ki iş kendi partisinin personeline gelince, sıfır zamla vaziyeti idare ediyor!

Şimdi ben Tansu'nun yerinde olsam, DYP'ye kendi cebimden biraz borç veririm. Bende yoksa, kocam olan Özer'den alırım. Gerekirse Amerika'daki malları satıp kaloriferleri yaktırırım, personelime zam yaparım.

Haydi Tansu!.. Pamuk eller cebe Tansu! Kefenin cebi yok, trilyonları mezara mı götüreceksin Tansu?

Allah rızası için partiye yardım Tansu!



Yazarın Tüm Yazıları