Kadın tarihinin öncüleri

NEREDEYDİNİZ?
Kitabı görür görmez aklıma ilk gelen soru bu oldu. "Neredeydiniz?"

Çünkü:

Seksen darbesinin en ağır baskı günlerinde, sol hareketlerden gelen kadınlar kendilerini birey olarak yeniden tanımlamaya giriştiklerinde ortak bir payda bulmuşlardı.

Kadına yüklenen rol ve bu rolden beklenenler solcular arasında da aynıydı. Toplumun diğer kesimlerinden hiçbir farklılık göstermiyordu.

Seksen sonrası feminizmle tanışma böyle başladı.

Filmmor, kadın filmleri festivalinde bu yıl açılış filmi olan "İsyan-ı Nisvan" adlı belgeselde bu ilk grubu ve onların tanıklıklarını dinlerken o günleri anımsadım.

Rahmetli Mustafa Kemal Ağaoğlu’nun kurduğu YAZKO’ya feminist kitaplar çevirmek için bir araya gelen küçük bir grup kadın, nereden başlayacağımızı konuşurken kaynak sıkıntısı çekmiş batılı yazarlara yönelmiştik. Feminizm mi? Büyük bir tepkiyle karşılaştık, batılı kaynaklara referans verdiğimiz için de "batıcılık"la suçlanmıştık.

Evet o dönemde kaynaklar Batı’dandı. Çünkü Türkiye’de kadın tarihi tamamen karanlıktaydı.

***

AYNI
karanlığı biz, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile müzakereleri açma kararı vereceği zirve öncesinde de fark ettik.

Bu kez, Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın girişimiyle Türkiye’deki kadın örgütlerinin temsilcilerinin de katılımıyla Brüksel’de bir sergi ve sempozyum düzenleniyordu. 13 Ekim 2004’teki toplantıda Avrupa’ya, Türkiye’deki kadın hareketinin cumhuriyet öncesi de var olduğunu anlatmayı amaçlamıştık.

Türkiye’de kadınların ve onların mücadelesinin değişimin garantisi olan dinamiğini tanıtmak istiyorduk.

Ama biz o çalışmalar sırasında da hep birşeylerin eksik kaldığını hissetmiştik. Tarihi bir kopukluk, elimizi uzattığımızda sıcaklığını hissettiğimiz ama dokunamadığımız bir kadın geçmişini hissediyor ama fazla da ulaşamıyorduk.

***

ELİMDEKİ kitaba bakarken işte bu yüzden soruyorum. Neredeydiniz? Size öyle çok ihtiyacımız vardı ki nerede kaldınız?

"II. Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Basında Kadın Öncüler."

Heyamola Yayınlarından çıkan kitaplarında Güldane Çolak ve Lale Uçan, arşivde ve Osmanlıca kadın dergilerinde yaptıkları araştırma sonucu, kadın tarihinin bizim çok sonradan keşfettiğimiz dönemlerine ışık tutuyorlar. Yazarlar, "Bu kitap, Osmanlı kadınının II. Meşrutiyet ile ivme kazanan varlığını duyurma mücadelesini, II. Meşrutiyet’in 100. yılında bir kez daha vurgulamak için hazırlandı" diye özetliyorlar çalışmalarının amacını.

Son yıllarda Türkiye’de bu konuda çok güzel, derin çalışmalar yapıldı. Bu kitapta yer alan isimlerin bir kısmını tanıyoruz. Ama hiç tanımadıklarımız da var bu resmi geçitte.

Kadınların iş hayatına ilk adım atışları sayılan Bedra Osman’ın, Kadınlar Dünyası Dergisi’nin açtığı kampanya ile İstanbul Telefon Şirketi’ne girişinin öyküsünden, eğitimden sağlığa, edebiyattan tiyatroya hayatın her alanında mücadele veren öncü kadınları, resimleri ile öyküleri ile bir arada bize getiriyor kitap.

Bir önyargı yıkılıyor.

Türkiye’de kadın haklarının, kadınların mücadelesi ile kazanılmadığını, Cumhuriyet tarafından tepeden inme biçimde verildiğini ileri sürenlere işte yanıt.

Kadınların özgürlük ve hakları için yüz yıllık mücadele tarihi.
Yazarın Tüm Yazıları