İzmir İzmir olalı böyle zulüm görmedi Fasl-ı Şahane’ye yapılan büyük haksızlık

Biliyorsunuz, Türk Sanat Müziği’nin devleri Bülent Ersoy, Muazzez Abacı, Seçil Heper, Samime Sanay, Mustafa Sağyaşar, Yaşar Özel, Zekai Tunca, Nalan Altınörs ve Yıldırım Bekçi’nin bir araya geldiği Fasl-ı Şahane projesini, sizlere ilk ben duyurmuştum.

Haberin Devamı

Rahmetli Fahrettin Ağabey (Aslan) dahil böyle dev bir kadroyu bu güne değin bir araya getirmedi. Üstelik bu kadar dev ismi bir araya getiren kişi öncelikle bir öğretmen. Sinan Kuzucu. Yani ne gazinocu, ne de menajer. Daha önce de Emel Sayın, Muazzez Abacı ve Seçil Heper’i bir araya getiren Sinan, babamın oğlu da değil. Kendisini ilk projesinde bana açtığı telefonla tanıdım. Türk Sanat Müziği aşığı. Bu aşkına, heyecanına hayran oldum. Para kazanmadığını bilerek böyle bir işe soyunmak da, akıl kârı değil. O nedenle ona destek verdim. Sinan eski gazino, müzikal günlerini yaşatmak, Türk Sanat Müziği’ni eski coşkulu günlere döndürmek için hep çalıştı. Yaşayan efsane Müzeyyen Senar ve sahnelerin altın sesli bülbülü Behiye Aksoy’a yaptığı vefa geceleri ile ayakta alkışlandı.
  Ödül yağmuru
İlk konser Mart ayında Ankara’da oldu. Oradaydım. Muhteşem bir olaydı. Dakikalarca ayakta alkışlandılar. Sahneye defalarca çağırıldılar. Bu tablo karsısında başta ben ve birçok seyirci ağladı. Konserler Ankara’dan sonra İstanbul, Kayseri, Kıbrıs ve Bursa’da da devam etti. Çok büyük bir ilgi gördü. Pek çok özel kuruluş ödül verdi. 37. Altın Kelebek Ödülü’nü de aldılar. Bu ödül halkın ödülüydü. O nedenle grupta pek çok kez bu ödülü hak eden devler, sanki ilk kez alıyorlarmış gibi sevindiler. Bu arada katıldığım her davette İzmir’in elitleri, sokakta halk, yüzlerce mail bana konserin ne zaman İzmir’de geçekleşeceğini soruyorlardı. Sinan sürprizi pazartesi günü Swiss Hotel Lobi’de elinde konserin afişi ile gelerek patlattı. Bu arada Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun çok sevdiği seslerin bir arada olması nedeniyle Sinan’a, “Ben Başkanla yan yana izleyeceğim” dedim. Sinan da yaptığım röportajla, Aziz Bey’i daha iyi tanıdığını ve çok sıcak bulduğunu söyledi. Perşembe akşamı gece yarısı Sinan beni aradı. “Şenay Hanım konser iptal” dedi. Şaşırdım. “Peki anlaşma yapmadın mı?” deyince. “Tarihte okeyleştik ama resmi anlaşmayı yapmamıştık” dedi. Sarı bir suratla eve geldi. Sevgili Nalan Altınörs’ü aradım. Anlatılanlar karşısında hayrete düştüm. “Peki Başkanın haberi var mı?” deyince, Sinan ve Nalan, “Nereden olsun. Sanata, sanatçıya, müziğe hayran ve saygılı olan bir insan Sayın Aziz Kocaoğlu. Haberi olsa müdahale eder” dediler. Efendim Sinan. İki aydır İzmir Fuar Açık Hava Tiyatrosu’nu kiralamak için İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Daire Başkanlığı’na başvurmuş... 19 Ağustos tarihine gün verilmiş. Tabi parasıyla. Hem de peşin. Fakat sözleşmede ön sıralardan 150’ye yakın ücretsiz verilmek üzere davetiye talebi olmuş. Şaşırdım. Bana göre niye?.. Sabah, gerçekten süper bir insan olan Aziz Başkanın danışmanı Reşat Yörük aranmış. Davetiye sayısı biraz düşürülmüş.

Haberin Devamı

Devler Başkana sesleniyor

Haberin Devamı

Hiçbir sponsor desteği olmadan, sadece satılacak bilet gelirleriyle salon kirası, ses-ışık, orkestra , ulaşım, konaklama, güvenlik, sanatçı ücretleri, vb. masrafları cebinden para da koyarak ancak dengeleyen Sinan haklı olarak krizde. Diğer bütün illerde çok iyi ağırlanan sanatçılar da şaşkın. Tabi ki protokol için belli bir miktar bilet talebi olur ama insaf. Böyle bir konseri İzmirlilerin izleyememesi ise yazık. Sayın Başkan lütfen devreye girin. Bakın bu konuda sanatçılarımız da sizden yardım bekliyor;
Bülent Ersoy : Bizler Türk Müziğine hizmet vermek için sorgusuz sualsiz elimizi taşın altına koyduk. Böyle müthiş bir projeye Türk Sanat Müziği’ni yaşatma adına destek gerekirken, köstek olmak niye? Bu anlamsız ve mantık dışı isteklerden dolayı iki aydır İzmirlilerle buluşamadık. Hayret ve şaşkınlıklar içindeyim.
Muazzez Abacı : Şenay’ım şu an biliyorsun Saba’nın, kızımın yanında Amerika’dayım. Gelmeden önce Aziz Başkanı iki kez aradım. Ancak ulaşamadım. Sekreterine not bıraktım. İstenen 150’ye yakın protokol davetiyenin 20-30 adete düşürülmesini rica ettim. Bu durumun bu kadar uzamasına ben de bir anlam veremedim.
Nalan Altınörs : İzmir’de yaşayan bir sanatçı olarak İzmirlilerin bu Türk Müziği ziyafetini sabırsızlıkla beklediklerini biliyorum. Bende bu projenin İzmir’de olması için çok çaba gösterdim. Ancak yüksek sayıda davetiye talebinden dolayı İzmir bu muhteşem geceden mahrum kalacağı için çok üzgünüm.

Haberin Devamı

Fatih dolu dizgin

Salı akşamı da Fatih Ürek aradı. Ailece çok sevdiğimiz bir isim Fatih. Yüreği de kalbi de bir. Yalanı, dolanı, kıvırması yok. Yıllardır tanırım. İnsan olarak süper. Dibe vurduğu günleri de iyi bilirim. Ama aslanlar gibi çıkmıştır. Fatih Salı-Cuma Çeşme CeCe’de sahne alıyor. Sağolsun hep davet ediyor. Can dostu Sibel Barış’ da öyle. Ama benden geçti. Bodrum Pashas’ da da her Çarşamba sahne alan Fatih bir de Cook Shop adlı yine Bodrum’da hayli şık bir restorana da ortak. Boşu yok sizin anlayacağınız. Allah güzel kalbine göre veriyor. Laflarken “Sen beni asıl 2011’de gör. Bir albüm hazırlıyorum. Ortalık yıkılacak. Sezen Aksu, Nazan Öncel, Tarkan, sağolsunlar hepsi şarkı veriyorlar. Şenay’ım sen biliyorsun ne imtihanlardan geçtim” dedi. Doğruyu da söyledi. O nedenle Allah iyi kulunu sıkmıyor. Fatih gibi... Benim gibi!

Haberin Devamı

Bir Akademisyen’in isyanını duyun gerçeklerden de artık kaçmayın

Şenay hanım Hürriyet Ege’de çıkan yazınızı okudum ve çok şükür dedim. Senelerdir ben bunun savaşını veriyorum, insanlara söyledikçe kızıyorlar. İzmir’imiz bir tane, ona laf yok demekten başka bir şey yapmıyorlar. Karşıyakalı, İzmirli olmak ayrıcalıktır, İzmir bir şehir değil, yaşam biçimidir şeklinde face bookta gruplar kurmayla olmuyor... Bu kafayı devekuşu misali kuma gömmek demektir. Ne diyorlar, İzmir kültür sanat şehri olacak. Böyle mi? 26 senedir İzmir’deyim. Karşıyaka’da oturuyorum. Güzel Sanatlar Fakültesi mezunuyum, D.E.Ü. Rektörlüğünde resim okutmanı, ayrıca resim, fotoğraf sergileri açan kısa film yapan bir sanatçıyım. Karşıyaka’da köpek pisliği, sigara izmariti ve yerlere atılan çöpler, hafta sonu sahilin geldiği durum, insanların yerlere tükürmesi, dükkanların kaldırımları işgal etmeleri, esnafın süpürdükleri çöplerini yol kenarındaki ızgaraların içine atmaları ve her yağmurda bunların taşması, bu nasıl bir görüntüdür. Böyle mi kültür, sanat şehri olunur. Önce insanların eğitilmesi lazım... Geldiğim 1984 yılından bu yana pek çok sanat galerisi kapandı. Kültür dernekleri de işlevini kaybetti. Konak Büyük Şehir Belediyesinin altındaki o koskoca sanat galerisi gitti. Kemeraltı’nda tarihi bina diye, küçücük bir yere yerleşti. Yolunu taksiciler bile bilmiyor. İzmir bir Liman kenti bunu ne derece kullanabildik. Kemeraltı elden gidiyor diyorlar, orası gideli yıllar oldu. Rezalet. Siz zaten çoğu çarpıklığa değinmişsiniz. Okuyunca o kadar dolmuşum ki yazmak istedim. Basın bu konuda ne kadar çok yazı yazarsa belki biraz dikkat çekmiş olur. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Esen kalın. ENVER AKMANER D.E.Ü. Resim Okutmanı Grafik Sanatçısı...

ÖNEMLi NOT

Haberin Devamı

Tüm yazdıklarınızı yazsaydım bu gün başka bir konuyu işleyemezdim. Lütfen yazınızın tamamını ilgili Belediye Başkanlarına gönderin. Ayrıca o yazı üzerine gelen yüzlerce mail var. Ama şov devam ediyor, ne diyeyim?

Yazarın Tüm Yazıları