SEVGİLİ dostum Çelik Gülersoy'u artık Yeşil Ev'in bahçesinde havuzun başında göremeyeceğim. Karşılıklı geçip, birbirimizi tahrik eden papyon ve cep saati muhabbeti yapamayacağız.
Ona, yıkımdan kurtardığı evlerin sokağı, Soğuk Çeşme Sokağı'nda yürürken rastlayamayacağım.
Ölümün ne güzeli vardır ne de yakışanı. Ama ölümün soğuk eli onun elini bir konser sırasında, alkışlarken tuttu.
Benim belleğimde İstanbul'un eski evlerinin yeniden hayatımıza geçmesi konusunda ilk aklıma gelen ad, Çelik Gülersoy'dur.
Yalnız tarihi binaları onarmadı, onlar hakkında eserler yayınladı, yazdı ve İstanbul Kitaplığı'nı kurdu.
İstanbul üzerine yazdığı bazı kitaplarda, özlemle nostalji bir romantizm içinde birleşmişlerdi.
Bugün eğer, bu şehir için projeler yapılıyorsa, bu şehirdeki önemli mimari eserler onarılıyorsa, restorasyon için paralar ve emekler harcanıyorsa, hepimizin ona teşekkür hatta minnet borcu vardır.
Sağlığında çok övüldü, çok da yerildi.
O bina böyle mi yapılırdı? Bu otel odaları böyle mi döşenirdi?.. Benzeri soruları çok duydum, çok okudum.
Hiçbiri de beni etkilemedi.
Çünkü yerenler, ortaya somut bir onarım örneği koyamadıklarından Çelik Gülersoy'un yaptıklarıyla karşılaştırma imkánı bulamadım.
O yüzden de onu destekledim.
* * *
ESKİSultanahmet'i bilenlerden biriyim,
Yıkık, yıkılmakta olan binaları hatırlarım. Eli böğründe dedikleri cinsten binaların gerçekten maddi anlamda da çaresizliğin birer simgesi olduğunun tanıklarındanım.
Yeşil Ev olmasaydı, Çelik Gülersoy o girişimi başaramasaydı, bugün otelleriyle, motelleriyle övündüğümüz Sultanahmet olmazdı.
Sultanahmet başlangıçtı, Yıldız, Emirgan korularındaki köşkler, Hıdiv Kasrı, Çamlıca, Fenerbahçe, Büyük Ada onun elinin değdiği yerlerin nasıl güzelleştiğini gösterir.
Ne yazık ki, bir bölümü onun yönetiminden alındı, eski haline döndü, artık o mekánlara yerli, yabancı turistler gitmiyor. Ben de.
Başarılı olanları cezalandırma alışkanlığımızın kurbanlarından biri de oydu, başarılarının bedelini ödedi.
İstanbul'un, özellikle Sultanahmet'in tarihini yazacaklar, abartmadan iddia ediyorum ki, Çelik Gülersoy'dan önce, Çelik Gülersoy'dan sonra ayrımını yapacaklardır.
İstanbul Kitaplığı, bu şehir üzerine inceleme yapacaklar için değerli kitapların ve belgelerin bulunduğu bir hazinedir.