İsmail Cem ve Papandreu şimdi de Kıbrıs'a gitmeli

YUNANİSTAN ve Türkiye Dışişleri Bakanları'nın ortak barış girişimi, İsrail ile Filistin arasındaki soruna çözüm bulmaktan çok bütün bölgeye ve daha önemlisi bizlere bir mesaj niteliği taşıyor.

Türkiye ile Yunanistan arasındaki barış sürecinin geri dönülmez bir noktaya ulaştığı mesajı bu.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Papandreu, meslektaşı İsmail Cem ile birlikte yaptıkları basın toplantısında, ‘‘Burada bulunduğumuz süre içinde tam bir takım ruhu içinde çalıştık. Türk ve Yunan diplomatları barış için birlikte çalıştılar’’ diyordu.

Dün çatışan iki ülkenin bugün barış için birlikte çalışabildiklerinin örneğini veriyordu bu ziyaret.

* * *

HABERİ ilk duyduğumda, Ortadoğu barışı için ortak girişim başlatma kararlarını Cem ve Papandreu'nun bir ‘‘fantezi’’si olarak nitelemiştim.

Ama, dün Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlarının Kudüs'te yaptıkları ortak basın toplantısını CNN Türk'ten izlerken, bu misyonun çok daha derin bir anlamı olduğunu fark ettim.

Cem ve Papandreu, Powell ve Solana ile, yani ABD ve Avrupa ile dirsek teması içindeydiler.

Her iki bakan da bu konunun altını çizdiler. Önceki gece Avrupa Birliği Dış Politika Yüksek Komiseri Javier Solana ile Kudüs'te 1.5 saat görüşmüşlerdi.

ABD Dışişleri Bakanı Powell, hem Cem hem de Papandreu ile birkaç kez telefonda konuşmuştu.

Cem-Papandreu'nun bu misyonu teşvik görmüştü.

* * *

TÜRKİYE ve Yunanistan Dışişleri Bakanları, en başından beri girişimlerini abartmadılar.

Hatta Papandreu, Arafat ve Şaron ile görüştükten sonra,‘‘Umarız bir fayda sağlar bu görüşme’’ sözleriyle, ziyaretin mütevazi bir iddiaya sahip olduğunu ortaya koydu.

İsmail Cem de aynı tonda konuştu. Ziyaretin amacı bir ölçüde sağlanmıştı. Belli mesajları vermişlerdi.

Neydi o mesajlar?

Bu mesaj ‘‘barış’’tı.

Bu mesaj,‘‘terörizmin kabul edilemeyeceği’’ mesajıydı.

Bu mesaj, sorunların şiddetle değil ‘‘masada çözüm’’lenmesi gerektiği mesajıydı.

Türkiye ve Yunanistan'ın yıllardan beri tartıştıkları, konuştukları ve belli ölçüde çözüm buldukları konular.

‘‘Biz başardık, sizin başarmanız için yardıma hazırız’’ anlamını taşıyordu Türk ve Yunan dışişleri bakanlarının Kudüs'teki varlıkları.

Papandreu'nun Milat (Nativitas) Kilisesi ile ilgili önerisinden ve Cem'in, uluslararası barış gücü teklifinden ötede anlam taşıyordu iki bakanın Kudüs'te bulunmaları.

Ortadoğu ve Akdeniz'de istikrarın öneminin ve bunun sorumluluğunun kendi kendilerine, yine kendileri tarafından hatırlatılmasıydı bu.

* * *

TÜRKİYE ile Yunanistan, barış sürecinde geri dönülemez bir noktaya geldiler.

Bunun ilerletilmesi ortak bir sorumluluk artık.

Kudüs'ten sonra sıra Kıbrıs'ta. (Büyükelçi İlter Türkmen, daha önce Hürriyet'teki bir yazısında bu öneriyi ortaya atmıştı.)

Keşke iki bakan, Kıbrıs'ta Yeşil Hat'tan barış mesajını verseler dünyaya.

Keşke, her iki tarafın diplomatları Kıbrıs'ta, Türklerin ve Rumların kabul edebilecekleri adil bir çözüme destek için ‘‘tam bir takım ruhu içinde’’ bir gece sabaha kadar çalışıp, ertesi gün müjdeyi verseler. ‘‘Dün gece hepimiz, barış için çalıştık. Tam bir takım ruhu içinde. Bölge barışının kilidi olan Kıbrıs sorunun çözdük. Herkes memnun’’ diyebilseler.

Keşke. Keşke.
Yazarın Tüm Yazıları