İş adamları uyardı: Yoksullaşırız

DÜN sabah, TÜSİAD'ın düzenlediği toplantıya katılmak için büyük bir otelin asansöründe yukarı doğru çıkarken birden bir sarsıntı ile yerimizden zıpladık. Asansör aşağı doğru düşüyordu.

İlk tepki. Düşüşü fark etmiyorsunuz. Sonra hızla düştüğünüz duygusu hakim oluyor. Kurtulmak için çabalamak bile boş bir şey... Saliselik duygular. Düşüşe teslim oluyorsunuz.

Oysa, elektrikler kesilmiş ve asansör, bir sarsıntı ile geçmekte olduğu katta kalmış.

Durmanın da sonsuzluğu olmadığını anlıyorsunuz. Kapı açılana, ışığı görene kadar düşme duygusu devam ediyor.

Siz yerinizde dursanız bile, psikolojik irtifa kaybediyorsunuz.

Bu küçük deneyden sonra Türk iş dünyasının zirvesinden gelen sesin anlamını daha iyi kavrıyor insan.

Konumuz, bu yıl sonunda Avrupa Birliği'nden müzakere tarihi alınmaması halinde Türkiye'yi nasıl bir geleceğin beklediği.

* * *

BUGÜN, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in çağrısı üzerine toplanacak olan siyasi zirve toplantısı öncesinde Türk ekonomisinin zirvesi ilk kez bu kadar güçlü bir uyarı mesajı veriyor kamuoyuna.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Özilhan ve Siyasi Kriterler Çalışma Grubu Başkanı Can Paker'in hazır bulunduğu toplantıda, Akademia'nın saygın isimleri Prof. Süheyl Batum, Prof. Asaf Savaş Akad ve Dr. Halük Tükel sunumlarını yapıyorlar.

Prof. Batum, Kopenhag kriterlerine Türkiye'nin hassasiyetlerinin de göz önüne alınarak uyulmasını sağlayan yasal değişiklik önerileri hazırlamış.

Bir hukukçu olarak, Avrupa Birliği hukuk alanına dahil olmanın Türkiye'nin geleceği açısından, hukuk devleti güvencesi açısından önemini vurguluyor.

İdam cezası sorununun Rudolf Hess yöntemi ile çözülmesinin mümkün olmadığını söyleyen hoca, Hess ile ilgili kararın ululararası mahkemede alındığını, böyle bir kararın iç hukuka referans teşkil ettiğini anımsatıyor. Ama, ulusal hukuk çerçevesi içinde alınacak böyle bir kararın belli bir zaman sonra bozulabileceğine dikkat çekiyor. O nedenle hocaya göre genel bir formül gerekiyor, indirilemeyen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını içeren bir değişiklik önerisi.

TÜSİAD buna sahip çıkıyor. Hoca ilginç bir noktayı daha açıklıyor. TÜSİAD, Kopenhag kirterlerine uyum ile ilgili yasalarda değişiklik önerilerini hazırlarken siyasilere danışmış. Ama siyasilerin 'Askerler bunlara karşı çıkarlar'' tepkisi ile karşılaşılmış. 'Oysa' diyor Prof. Süheyl Batum, 'Askerlere de önerilerimizi anlattık. Karşı çıkmadılar. Biz de paylaştıklarını düşündük.'

Oy hesapları ya da güvensizliklerden kaynaklanan korkular nedeniyle Türkiye'nin değişim projesinin önünü tıkayanlar, sıkışınca topu askere atıyorlar. Askerler ise anlaşılması güç, nereye çekersen oraya giden şifreli açıklamalar yapıyorlar.

Aslında zaman daralıyor. Karşılıklı paslaşmalar ağır faturalar hazırlıyor.

Türk iş adamları, bu yıl sonunda Avrupa Birliği, genişlemenin ilk üyelerini açıklarken, Türkiye'ye müzakere tarihini veremezse Avrupa perspektifinin hızla kaybedileceğine dikkat çekiyor.

O zaman?

TÜSİAD'ın kapsamlı çalışmasından sadece birkaç örnek:

Büyümenin tek yolu olan yabancı sermaye gelmeyecek. Ulusal sermaye kaçışın yollarını arayacak. Ekonomik büyüme olmayacak. Yoksulluk daha da artacak.

Asansörde dün sabah yaşadığım sürekli düşüş duygusu toplumsal psikolojimizi sarmalayacak. Bölünmekten, teröre kadar şimdi korkulan bütün riskleri barındıran bir durum.

Hangi siyasetçi bu sorumluluğu taşıyabilir?
Yazarın Tüm Yazıları