Irak'ta değişim kaçınılmaz

BİRLEŞMİŞ Milletler, Irak konusunda yoğun pazarlıkların yaşanacağı bir döneme adım attı.

Bu hafta başından itibaren, silah denetçilerinin Irak'a geri dönmelerine ilişkin karar tasarısı Güvenlik Konseyi kulislerinde tartışmaya açılıyor.

Yoğun pazarlıkların yapıldığı bu günler ilginç gelişmelere gebe.

Kuzey Irak'ta üstlenen radikal dinci Ensar el İslam'ın Lideri Molla Krekar'ın Cuma günü Hollanda'da yakalanması bunlardan biri.

El Kaide ile Bağdat rejimi arasındaki ilişki kanalı olduğu ileri sürülen Molla Krekar'nin, Halepçe'den İran sınırına kadar olan coğrafyayı denetim altında bulunduran Ensar el İslam'ın kampında El Kaide militanlarının bulunduğu bir süreden beri biliniyordu.

Örgütün faaliyetlerinin uzun bir süreden beri mercek altına alınmasının bir nedeni de kimyasal silah deneyimleri yaptığı haberlerinin gelmesiydi.

Irak'a karşı savaş yanlısı kanadın tanınmış isimlerinden New York Times yazarı William Safire, Ağustos ayında yayınlanan bir yazısında, Kuzey Irak'taki kampta kimyasal silah çalışmalarının başarıyla ilerlediğini yazmış, temas edildiği anda öldüren bir tür siyanürlü kremin yaz aylarında Türkiye'de ele geçirildiğini ileri sürmüştü.

Aynı dönemde Türkiye'de de bazı yetkililer, bağlantı kurmadan, iddiaları doğrular açıklamalar yaptılar. Bazı gazetelerde yer alan haberde, kamuya açık alanlarda herkesin dokunduğu tırabzan, düğme gibi yerlere öldürücü bir krem sürülebileceği tehlikesinden söz edildi ve güvenlik birimlerinin bu konuda alarma geçirildiği açıklandı.

* * *

MOLLA Krekar'ın yakalanması, El Kaide ile Bağdat Yönetimi arasında ilişki olduğu iddiaları açısından da dikkat çekici bir dönemin başlangıcı. Irak Başbakan Yardımcısı Tarık Aziz'in, iki gün önce yaptığı açıklama ilginç bir tartışmaya yol açtı. Aziz, El Kaide ile ilişkisi artık açığa çıkmış olan bu örgüte karşı Saddam Yönetimi'nin, Kürt lider Talabani'ye silah ve mühimmat yardımında bulunduğunu söyledi. Ancak Kürtler tarafından yalanlandı.

Zaten hafta sonundaki gelişmeleri yakından izleyince, Bush Yönetimi'nin Saddam Hüseyin rejiminden kurtulma politikasını hayata geçirmek için mutlaka El Kaide bağlantısına ihtiyacı olmadığı artık anlaşılıyor.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmadan bu yana ABD Başkanı Bush'un, uluslararası ittifak konusunda fazla zorlanmayacağı görülüyor.

BM Güvenlik Konseyi'nin ABD dışındaki dört daimi üyesi, ültimatom niteliğinde yeni bir karar konusunda görüş birliğine varmak üzere.

Şimdi akıllardaki soru şu. Irak silah denetçilerinin dönüşünü kabul ederse ne olacak? Saddam Yönetimi ayakta kalabilecek mi?

* * *

HER şeyden önce denetçilerin Irak'a dönmesi, Saddam Yönetimi'nin her türlü muhalefet girişimine karşı elinin kolunun bağlanması demektir. Denetçiler, kitle imha silahlarıyla olduğu kadar Saddam'ın güvenlik kuvvetlerinin hareketleriyle de yakından ilgileneceklerdir.

Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin Saddam Yönetimi tarafından hayata geçirilmeyen kararları sadece denetçilerin geri dönüşü ile sınırlı değil.

Denetçilerden sonra sıra bir başka kararın uygulanmasına gelecek. O da, Bağdat Yönetimi'nin insan haklarına saygılı olması ve buna uygun yasal değişiklikleri gerçekleştirmesi.

Yönetimin, kendi eliyle kendisine son vermesini isteyen karar .
Yazarın Tüm Yazıları