İnsanın sırları 4 bin 500 kilometrede dökülüyor

Büyük koşu on beş gün önce, İtalya’nın güneyinde Bari’de başlıyor. Değişik ülkelerden 68 koşucu. Hedef Norveç’in kuzeyinde, Avrupa’nın en kuzeyindeki Nordkap. Transavrupa koşusu, toplam 4 bin 500 kilometre.

Ormanlar içinden geçiyor, ormanları görmüyor. Deniz kenarlarından geçiyor, denizleri görmüyor. Dağlardan geçiyor, dağları görmüyor. Ana yollardan geçiyor, ana yolları görmüyor.
O koşuyor ve koşuyor ve koşuyor. Onun gibi 67 kişi daha koşuyor ve koşuyor ve koşuyor.
Koşarken aklı başka yerde. İpod’una yüklediği müzik onu alıp başka dünyalara götürüyor. Ormanları, dağları, denizleri bir anda hep birlikte görüyor ya da bir anda hepsi hayalden ibaret.
Kalbi emme basma tulumba gibi. Beyni araba pompası gibi. Kan bir anda hızla kalbe ve beyne doluyor, bir anda boşalıyor gibi. Kasları geriliyor, vücudundaki tüm hücreler yanıyor.
Fark etmiyor, o koşuyor ve koşuyor ve koşuyor. Onun gibi 67 kişi daha.
Transavrupa koşusu. Avrupa’yı koşarak geçmek. Bazen batıdan doğuya, Lizbon’dan Moskova’ya, bazen bugünkü gibi güneyden kuzeye.
On beş gün önce, 19 Nisan, İtalya’nın güneyinde Bari’de bayram gibi bir gün. Müthiş kalabalık, bandolar çalıyor, 72 milletin bayrağı göndere çekiliyor, çoluk çocuk herkes sokakta.
Bari’de 19 Nisan’da büyük koşu başlıyor. Değişik ülkelerden 68 koşucuya işaret veriliyor.
Hedef Norveç’in kuzeyinde, Avrupa’nın en kuzeyindeki Nordkap. Bari’den koşa koşa Nordkap’a ulaşmak. Toplam 4 bin 500 kilometre.

EN GÜNEYDEN BUZULLAR ÜLKESİNE

Bari, Avrupa’nın en güney noktalarından biri. Nordkap ise daha çekici. Avrupa’nın en kuzeyindeki ikinci kent. Turistler için daha cazip. Her yıl 14 Mayıs ile 30 Haziran arasında güneş hiç batmıyor. Sürekli gündüz. Önünde Kuzey Kutbu. Yaz-kış doğanın insanı çıldırttığı yerlerden biri. Kışın buzullar ülkesi. Yazın denizin kıpırtısız ülkesi. Ama, hep ıssızlığın egemenliği. İnsanın sadece kendini dinlediği bir hayal alemi. Derin bir boşluk. “Ben nereden geldim, nereye gidiyorum” hesabında, yüklü faturaların ödendiği kare kare film şeridi.
Bari’den başlayan 4 bin 500 kilometrelik koşuda 64 etap var. Her bir etap en az bir maraton mesafesi kadar. Yani, her gün en az 42 kilometre koşmak. Her gün.
En uzun etap 11. etap, üç gün önce, 84 kilometre. Bugün sanıyorum 15. etap koşuluyor. Koşunun 21 Haziran’da Nordkap’ta sona ermesi öngörülüyor.
Her gün etap birincileri, ardından o güne kadar toplamdaki ilk üç koşucunun adı kayıtlara geçiyor. Bugüne kadar, ilk ikisi Alman, üçüncüsü Japon, ilk üç sırayı paylaşıyor.
Koşucular İtalya’da Po Ovası’ndan geçerken yıldırımlar ve şimşekler eşliğinde, yağmur altında koşuyor. İtalya’nın kuzeyi o gün farklı, onları yakıcı bir güneş karşılıyor. Ama, onlar hep koşuyor.
Böyle bir koşuya dayanmak nasıl mümkün?
Ortak bir hekim grubu oluşturuluyor. Ortak, yani farklı ülkelerin hekimleri.
Her koşucuya mobil bir tomograf takılıyor. Koşucularda kan basıncını, kas gücünü, hücrelerdeki değişimi, yağ erimesini, kalp ve beyindeki gelgitleri saniye saniye ölçen tomograf. Her bir koşucudan 600 fotoğraf elde edilecek. Vücut, bir bütün olarak zaman zaman iflas edecek noktaya geliyor. Makineler stop. Ne gam, koşmaya devam.

BUNA DAYANMAK NASIL MÜMKÜN

İpod’taki müzik işte onun için. Koşucu vücudun iflasını, onca kas acısına rağmen, neredeyse duymuyor.
Müziğin ötesinde çok daha farklı bir etken var. Ruh durumu, bir tür fikri takip. “Ben bu koşuyu mutlaka bitireceğim” hırsı. Koşuculara hakim olan manevi güç.
4 bin 500 kilometre koşmak. Hesaplıyorlar, 19 Nisan’dan 21 Haziran’a kadar, toplam 4 milyon adım.
Bir tarihte elden düşmeyen bir kitap var. “İnsan, Bu Meçhul”. İnsanı fizik ve moral açıdan didik didik eden bir kitap.
O meçhuldeki sırlar, en zor fiziki koşullarda şimdi tomografta.
68 koşucunun 68’i de, eminim koşuyu bitirecek. Ne de olsa, insan, bu meçhul.
Yazarın Tüm Yazıları