İmzayı basarlar tamtam çalarlar

F-4’lerin modernizasyonu. Tankların modernizasyonu. Pilotsuz uçak. Bunları biz İsrail’den alıyoruz, aramızda silah anlaşması var, 2.5 milyar dolarlık.

Saadet Partisi, Erbakan’ın torunları, geçen gün İstanbul’da büyük bir miting düzenliyor. İsrail’e küfrün bini bir para. Koroya Erbakan da katılıyor. "Sizi gidi Siyonistler" palavralarıyla karışık.

Yıllardan beri olduğu gibi, yine palavra, çünkü F-4’lerin modernizasyonu altındaki imza Erbakan’a ait. Başbakan sıfatıyla. Madem sizi gidi Siyonistler, diyorsun, o zaman neden onlarla anlaşmaya imzayı basıyorsun?

İsrail’in saldırısına dünyada en büyük tepkilerden biri Tayyip Erdoğan’a, Türkiye’ye ait. Tesadüf bu ya, tankların modernizasyonu anlaşması altında da, Tayyip Erdoğan imzası var.

AKP VE MHP LEHTE

Bir süre önce Meclis’ten geçen bir uluslararası sözleşme var, İsrail ile.

CHP çekimser, AKP ve MHP lehte oy kullanıyor. Şimdi o kadar bağıran AKP ve MHP, lehte oy kullanırken aklı nerede? Madem lehte, neden şimdi bağırıyor? Madem bağırıyor, o zaman neden lehte?

Bunun da ötesinde, misket oynayan çocukların bile bildiği, İsrail ile istihbarat anlaşması var. MİT ile MOSSAD el ele, gönül gönüle.

Bu bağrış, çağrış fena ses çıkarmıyor da, kapalı kapılar ardında davullar tam tersini çalıyor.

İsrail ile durum neden böyle sıkı fıkı?

Yıllardır Amerika bize doğrudan silah satamıyor. Bunun en büyük engeli Amerikan Kongresi. Onun lobisi, bunun köşesi, ötekinin etkisi, berikinin huysuzluğu, tamamının oy ve para hesapları, Kongre’de bize hep engel.

KONGREYİ AŞMAK

Amerika’da uzun süre büyükelçilik yapan, öncesinde Dışişleri Müsteşarlığı görevini yürüten, CHP milletvekili Şükrü Elekdağ tecrübesiyle konuşuyor: "Amerika bize her sefer İsrail’i göstermiştir. Yıllardır biz İsrail etrafında dönüyoruz, Kongreyi böyle aşıyoruz."

Bunlar da, hayatın gerçekleri. Hükümet sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek hayatın gerçeğini veciz biçimde açıklıyor: "İsrail ile askeri işbirliği, Türkiye’nin çıkarlarına hizmet etmektedir."

Helal olsun size. Zaten herkes biliyor, bu hükümet hizmet için var.

İçerde bize hizmet için, İsrail ile silah anlaşması yapıyor, dışarıda dünyaya hizmet için, İsrail aleyhinde kampanya yürütüyor.

Massada kompleksi

MASSADA İsrail’in güneyinde, Ölü Deniz yakınında bir kale.

İki bin yıl önce, İsrailoğullarını düşman ve doğa fena sıkıştırıyor. Bir yanda kuraklık, bir yanda Romalılar. İsrailoğulları tarihten silinme ile karşı karşıya.

Son çare olarak, onlar Massada’ya çekiliyor. Doğal bir kale. O sırada bir mucize yaşanıyor. Günlerce süren yağmur, kurtuluşun ilk işareti. Ardından, o doğal ortama hızla bir kale inşa ediliyor, son savunma hattı olmak üzere. Massada kurtuluşun son umudu.

Kale düşerse, İsrailoğulları artık yok. Ama, düşmüyor. Ve onlar kurtuluyor.

Yıllar önce İsrail’i dolaşırken Massada’ya da gidiyorum. Uzun uzun Massada mitosları dinliyorum. Anlatılanlarda dikkatimi çeken bir nokta var.

Massada var olmakla yok olmak arasında bir korkunun simgesi, bir kompleks, yok olma kompleksi.

İsrail iki bin yıldır, ne zaman savaşa girse, Massada Kompleksi hemen harekete geçiyor, "eyvah yine yok olma ile karşı karşıya bulunuyoruz" korkusu.

O korku ile önüne gelene saldırıyor, hiçbir insani değer tanımadan.

Korkunç bir sahne

TÜYÜ bitmemiş İsrail askeri çok soğukkanlı, kestirip atıyor: "Önüme çıkmasaydı."

Gözümün önünde, bir İsrail tankı bir sivilin, otuz yaşlarında bir adamın üzerinden geçiyor.

Tank... Bir insanın... Üzerinden... Geçiyor...

O an, o kahreden sahne, hemen önümde, on metre ötemde. Aylarca tank kabusu görüyorum, rüyalarıma giriyor o tank ve o tüysüz İsrail askeri.

İsrail ordusu yürüyor, Akdeniz’in doğu kıyısında, Mezopotamya’da. Tarihten bildiğimiz Sur, Sayda kentlerini geçerek. Tanık olduğum sahne Sayda’da.

Savaşı izleyen gazetecilerden biri de benim. İsrail ordusu Lübnan’a yürüyor. Karşısında hiçbir güç yok. Tanklar binaları yıkarken, insanların üzerinden geçiyor.

Dünya halkları yine ateşkes çağrılarıyla ayaklanıyor, ama devletler, bugünkü gibi, suspus. Lübnan’a saldırı 34 gün sürüyor. Amerika 34. gün karar veriyor ve ateşkes ilan ediliyor.

Şimdi kaçıncı gündeyiz?
Yazarın Tüm Yazıları