Hürriyet’in kampanyası uluslararası sözleşme oluyor

AİLE İçi Şiddetin Önlenmesi bir kampanyanın adı. Hürriyet’in öncülük ettiği ve çok ilgi gören kampanya.

Aile İçi Şiddetin Önlenmesi şimdi uluslararası bir sözleşmeye dönüşüyor. Avrupa Konseyi çerçevesinde hazırlanmakta olan bir sözleşmeye.

Sözleşmenin kod adı Üç P. İngilizce p ile başlayan üç sözcükten hareketle Protection (koruma), prevention (önleme), prosecution (yargılama). Buna son olarak dördüncü bir p daha ekleniyor, policy (politika).

Ailede şiddet görenleri koruma, şiddeti önleme, şiddet yapanı yargılama ana hedef. Bunların uygulanması için belirlenecek strateji ise politika.

PROF. FERİDE ACAR

Pek çok Avrupa ülkesinde son zamanlarda aile içi şiddet artıyor. Ailede kadına yönelik şiddet başta olmak üzere.

Bunu dikkate alan Avrupa Konseyi şiddetin önlenmesi için uluslararası sözleşme hazırlanması yönünde karar alıyor. İnsan hakları, çevre, çalışma güvenliği, siyasal ve sosyal haklar ve benzeri sözleşmeler gibi. Ülkeleri bağlayan kurallar dizisi.

Karar Konseyin Bakanlar Komitesinden geçiyor. Sözleşmeyi hazırlamak üzere, yedi kişilik bir komisyon oluşturuluyor. Yedi ülkeden yedi uzmanın katıldığı komisyon.

O komisyonda bizden de, bir üye var. Prof. Feride Acar. Bu konularda otorite, uluslararası üne sahip bir bilim kadını.

Acar’ın bu komisyona seçilmesi Türkiye’nin önem ve anlamından değil, Acar’ın bilimsel kimliğinden kaynaklanıyor. "Türkiye’nin önemi" diyerek, birileri bunu siyasal malzeme yapmaya kalkmasın, yanlış olur.

BAĞLAYICI

Dün Prof. Acar’la konuşurken, şu bilgiyi veriyor:

"Sözleşmenin hazırlanması iki yıl sürecek. Sözleşme taslağını önce devletler kendi içinde tartışacak, taslak sonra Avrupa Konseyi’ne gelecek. Sözleşme hukuken bağlayıcı olacak".

Hukuken bağlayıcı? Yaptırım içerecek, uymayana ceza verilecek.

Kağıt üstünde kalacak, isteyenin uyacağı, istemeyenin lüks görüp, kenara itebileceği bir sözleşme değil. Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin, 47 ülke, tıpış tıpış uymaları gereken bir sözleşme.

Böyle bir sözleşme devletleri, siyasal iktidarları ister istemez hizaya getirecek. İhlal edildiği takdirde, devletlere tazminat ödeme dışında, ne gibi cezalar gelecek, henüz belli değil. Ancak, cezanın hafif olmayacağı şimdiden belli.

Sözleşmenin temel mantığı, devleti görevli kılması. Üç P’den anlaşılacağı gibi, devlet, bireyleri şiddet karşısında korumak, şiddeti önlemek ve şiddetle karşı karşıya kalan insanları yargı önüne çıkarmakla yükümlü.

Hürriyet’le başlayan kampanya, şimdi uluslararası sözleşmeye dönüşmek üzere. Az iş değil.

Türkiye ilk kez mahkûm oldu

KADERİN cilvesi.

Avrupa Konseyi Aile İçi Şiddetin Önlenmesi için bir sözleşme hazırlanmasını isterken, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye’yi aile içi şiddetten dolayı mahkum ediyor. Türkiye böyle bir gerekçeyle, ilk kez mahkum oluyor.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ilgili maddelerini ihlal eden Türkiye;

-Aile içi kötü muameleye izin veriyor.

-Yaşama hakkına saygı göstermiyor.

-Kadın aleyhine ayrımcılık yapıyor.

Aile içi şiddet gördüğü gerekçesiyle, iç hukuk yolları tükendikten sonra, AHİM’e başvuran kadın yurttaşımıza devlet şimdi tazminat ödemek zorunda.

Tazminat bir yana, önemli olan mahkumiyet. Türkiye kadını korumakta, aile içi şiddeti önlemekte aciz kalıyor. Bu yüz karası durum AHİM kararıyla tescil ediliyor.

Kadın haklarıyla ilgili nutuk atan iktidar sahiplerinin kulakları çınlasın.

İstanbul efsanesi çizik yedi

İSTANBUL ile övgünün haddi hesabı yok. İstanbul şöyle, İstanbul böyle. İstanbul dünyanın parlayan yıldızı gibi iç gıdıklayan laflar alıp başını gidiyor.

Bu balonu İngiliz The Economist dergisi patlatıyor. Derginin araştırmasında yaşanabilir kentler sıralamasında İstanbul 140 kent arasında 110’uncu.

Sıralamada ölçü, yaşam kalitesi. Alt yapı, sağlık, çevre, eğitim, kültür gibi hizmetler. Bu ölçülere göre, İstanbul yaşanabilir olmaktan çok uzak.

Aslında böyle bir araştırmaya gerek yok. İnanılmaz çelişkileri ortada. Bir yanda Boğaziçi ve çevresindeki semtler, öte yanda varoşlar. Bir değil, kim bilir kaç tane İstanbul var, İstanbul’un içinde.

Bir yanıyla cennet, büyük yanıyla azap yuvası.
Yazarın Tüm Yazıları