Hukuk değil de ordu mu çıksın

DEPREMİ bir ay önce hissediyor. Tayyip Erdoğan AKP için kapatma davası açılacağını bir ay önceden biliyor.

Onun için, Japon modeli diye ortaya atılan, parti kapatmayı zorlaştıran Anayasa değişikliği hazırlığı yeni değil. AKP şimdi bu atağa kalkıyor.

Ve kapatma davasından daha vahim bir durum doğuyor.

O vahim durum, Tayyip Erdoğan’ın iki gündür ağzından düşürmediği söz:

"Milletin iradesi karşısına hukuku çıkartıyorlar."

1- Evet, tam da o. Bütün demokrasilerde olduğu gibi, elbette, hukuk çıkacak. Yok, hukuk yerine ordu mu çıkacak?

2- Erdoğan demokraside hukukun üstünlüğünü bir yana atıyor.

3- Ama, eleştirdiği hukuka dayanarak, parti kapatmayı zorlaştıran hukuk düzenlemesine gidiyor.

4- En vahimi, iktidarı için kendi hukukunu yaratıyor. Totaliter zihniyet.

AİHM İZLİYOR

AKP’yi kapatma davasını, bütün dünya gibi, AİHM de izliyor.

Demokrasilerde parti kapatılmaz, gibi standart bir slogana, benim karnım tok. Parti kapatmak elbette hoş değil. Ancak soru, nasıl demokrasi?

Hitler’i
iktidara taşıyan sadece oy vermeyle sınırlı, şekli demokrasi mi, yoksa hukukun üstünlüğüne dayalı demokrasi mi? Hangisi?

AİHM, RP’nin kapatılmasını onaylarken, hareket noktası şu:

"Şeriat demokrasi ile bağdaşmaz. Oysa, RP’nin projesi bu. Üstelik, onun iktidarda olması, şeriat tehlikesini yakınlaştırmaktadır."

AKP’nin kapatılma iddianamesi de, aynı tehlikeye dayanıyor. Aldığı oy ikinci planda. Asıl olan, laiklik. Demokrasinin temeli. O temel AKP ile tehlikeye düşüyor.

Partiler ve iktidarlar üzerinde, bütün demokrasilerde hukuk denetimi var. Kuvvetler ayrılığının nedeni bu. Böyle bir ayrım ve denetim olmaz ise, her istiyen iktidar, oy çoğunluğuna dayanarak, istediği rejimi getirebilir.

Hukukun üstünlüğü, aldığı oya bakmadan, iktidarlara bu serbestliği tanımıyor.

İktidarı boyunca, herkesle kavga eden Erdoğan, şimdi hukukla savaşa giriyor.

AKP müzesinde üç eski solcu

AKP’de az zamanda büyük işler başaran üç eski solcu var.

Ertuğrul Günay. Kapatma davasına en keskin çıkışlardan biri ona ait. "Türkiye’nin iyiliğini istemeyen çevreler çok önemli yerlere sızmışlar". Bu durumda, kapatma davasını açan Yargıtay Başsavcısı önemli yerlere "sızan" biri. Otuz yıllık arkadaşım Ertuğrul Günay’a soruyorum, "Sen eskiden CHP’ye mi sızmıştın, yoksa şimdi AKP’ye mi sızdın?" Eski solcu, şimdi AKP militanı.

Soldan sağa muhteşem bir dönüşle, AKP’den milletvekili olan Zafer Üskül mangalda kül bırakmıyor. Temmuz-mart, sekiz ay gibi kısa sürede, siyasal yasaklılar listesine girmeyi başarıyor. Yaptığı açıklamalar karşısında, AKP yönetimi bile onu uyarmak gereğini hissediyor.

Bir zamanlar Ecevit’in prenslerinden. Haluk Özdalga, AKP dalgasına öyle kapılıyor ki, kapatma davası üzerine, "Başsavcı suç işlemiştir, yargılanması gerekir" sözüyle, ara ki bulasın, inci değerinde.

AKP müzesinde bu üç eski solcuya ayrı bir köşe açılıyor.

Gül otomatiğe bağlı değil

SİYASAL yasaklılar listesinde en başta Abdullah Gül var. Davayı duyunca, ilk tepkisi, "ben siyaset üstüyüm" gibi, kendini kurtarmaya yönelik.

Dün pek çok anayasa hukukçusu ile konuşuyorum. AKP kapatılırsa, Gül’ün durumu ne olacak?

Üç görüş var. Bir bölümü "yasak kapsamına girer, Cumhurbaşkanlığı düşer" tezinde. Bir bölümü, "Cumhurbaşkanıdır, yasak kapsamına girmez" görüşünde. Üçüncü grup, "bu durum ilk, incelemek gerek" düşüncesinde.

Şimdi Cumhurbaşkanı ama, davaya konu olan eylemler sırasında partide ikinci adam. AKP kapatılırsa, Gül için ayrı bir karar gerekecek. "Siyasetin üstündeyim" diyerek, sıyrılması otomatiğe bağlı değil.
Yazarın Tüm Yazıları