Her hukuk sorusuna edebi karşılık

AŞKI uğruna dinini değiştiriyor. Ama, daha sonra uğruna din değiştirdiği sevgiliyi terk ediyor.

Bunu yapan Jacques Verges. Dünyada en belalı sanıkların, en çapraşık davaların ünlü avukatı.

Ben de ona, dillere destan aşkı, Cezayirli militan kadın Cemile’yi neden terk ettiğini soruyorum. Verges kılını bile kıpırdatmıyor:

"Ben yaşayan bir varlığım, beni çağıran başka mücadeleler vardı. Mücadele varsa, aşk var, mücadele ve aşk birbirinden kopuk değildir".

Verges İstanbul’da. Hukukçular Derneği’nin davetlisi olarak. Dernek onun için önceki akşam bir yemek veriyor. Yemeğe ben de davetliyim. Verges ile aynı masada, sohbet fırsatı buluyorum.

SUÇU DEĞİL, SUÇLUYU

Savunduğu davalarda sanıklar ya terörist ya ipten kazıktan kopmuş kişiler. Neden hep bu davalar?

"Hipokrat’ın yemini vardır. Ben hastaları tedavi ediyorum, hastalığı değil, der. Ben suçu değil, suçluyu savunuyorum. Ama, o arada suçu teşvik eden yüzleri (düzeni de kastediyor, y.d.) ortaya çıkarmak istiyorum. Irak Savaşı sırasında Amerikalılar işkenceci generali çağırdılar, oysa bizi çağırsalardı, Ebu Greyb hapishanesindeki işkenceler olmazdı".

Kendisini ve avukatlığı bitmeyen bir dramın sırdaşı olarak niteliyor. O nedenle, sorulara verdiği her yanıtta, bir felsefe ve bir edebiyat var.

Dante, Voltaire, Shakespeare, Sofokles, Dostoyevski ve kahramanları masada uçuşuyor. Ekliyor:

"Edebiyatla avukatlık arasında derin bir ilişki vardır. Dava kahramanlar yaratabilir, ben de bazı davalarda kahraman yarattım".

Davalara bu kadar geniş açıdan bakıyor, olayları ve insanları felsefi boyutta soyutluyor.

DE GAULLE’E KİTAP

Cezayir’in Fransa’ya karşı yürüttüğü savaşa katılanları savunuyor, bir Fransız olarak. Zor bir durum.

O sırada iktidarda De Gaulle var. Verges, De Gaulle’e Cemile ile ilgili kitap gönderiyor. De Gaulle’ün yanıtı gecikmiyor:

"Her Fransızın dramı, dünya dramıdır. Bu dramla ilgili gizli hiçbir şey kalmamalıdır. Sizin güçlü ifadeniz, hiç kimseyi hissiz bırakmaz".

Verges’e göre, De Gaulle heyecanlanıyor ve mahkemeyi o anda kazandığına inanıyor, gerçekten de kazanıyor.

Dünyayı titreten Çakal Carlos’u ve onun karısı Magdelena’yı savunuyor. Soruyorum, Magdelena ile ilişkisi oldu mu? Verges:

"Magdelena başarısız bir suikasttan dört yıl hapis yattı, ben avukatı olarak onunla iki yüz kez görüştüm, Carlos bunu kıskandı".

Ya da Marlon Brando’nun kızı Chenney’i savunması. Chenney’in üvey kardeşi, Chenney’in sevgilisini öldürüyor. Ve bin türlü karmaşık ilişki. Verges:

"Bu gibi davalarda, çok farklı olaylar zincirinde, insan olarak zenginleşiyorsun".

Verges davalarında hep bir kopuş arıyor. Davanın seyrini değiştirecek dramatik bir çıkış, estetik bir dönemeç. Davayı kazanmaya dönük hırs ve cesaret.

Her soruyu önce mutlaka edebi ve felsefi örnekle karşılıyor, ardından yanıtlıyor. Hiçbir yanıtında, bugüne kadar pek çok avukatta gördüğüm gibi, teknik hukuk bilgisi yok. Belki onun için bu kadar başarılı bir avukat.

Mayında AKP hep eksik

ORTALIĞI kasıp kavuran Mayın Yasası Meclis’te görüşülmeye başladığından bu yana, garip bir fotoğraf göze çarpıyor.

AKP’nin 338 milletvekili var, ama mayın yasası görüşmelerine giren AKP’li sayısı ortalama 190, 200 arasında.

Gününe göre 130, 140 AKP milletvekili bu yasayı pas geçiyor, oturuma katılmıyor. İktidar yanlıları dahil, halkın önemli bir bölümü gibi, pek çok AKP’linin aklı bu yasaya pek yatmıyor. Herkesin kafasında değişik soru var.

Bunlardan biri de, şu ana kadar gündeme gelmeyen bir bağlantı.

Mayınlardan temizlenecek topraklar, aynı zamanda 2. derecede askeri yasak bölge. Yani, bu toprakları yabancılara kiralamak mümkün değil. Yabancıya kiralamak için, askeri yasak bölgeler yasasını değiştirmek gerek.

Bu haliyle kabul edilen yasa, teknik olarak, daha baştan sakat.
Yazarın Tüm Yazıları