Hediye dairenin Hazine’ye zararı onlarca milyon dolar

’Hediye daire’ şayiası yazılıp çizilince proje suya düştü. Türkiye, New York Belediyesi’nin tanıdığı 42 kat inşa hakkını da kaybetti. Hazine, 20 yılda onlarca milyon dolar kira geliri kaybına uğradı. Gene de 23 katta 11 bin metrekarelik kullanım yeri ile yeni Türk Evi, yararlı bir yatırım konumunda. Araba parkıyla genişletilmiş 23 katta 80 kadar dairenin kiraya verilmesi ayda 500 bin doları aşkın ek gelir sağlayacak.

Yabancı gözüyle herkese aşina gelecek bir inşaat. Cepheden Birleşmiş Milletler’e (BM) bakıyor, bir sokak ilerisindeki Türk Evi’ne komşu.

Cadde ve sokak kavşağı, yüksek tahta bloklarla çevrili. Kaldırımda alüminyum gövdeli şantiyeler var. Köşe açığından bakınca temel direkleri görünüyor. Kazı aşağılara inmiş, yeraltında rahatça iki katı kullanmak mümkün. İçerdeki greyderler kazıların devam edeceğini gösteriyor.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, BM’deki ofisimden çıktığımda alelade bu inşaat tablosunda garip bir husus dikkatimi çekiyor. Kazı alanı girişindeki bekçi kulübesi önünde, üniformalı iki kişi ayakta sohbet ediyorlar. Bel kılıfında Glock tabanca, ellerinde telsiz cihazları var. Manhattan’ın işlek bir semtindeki inşaatta alıp götürülecek ne var ki silahlı korumaya ihtiyaç duyulmuş.

Özel güvenlikçiye de benzemiyorlar, birinin ceketindeki rozette ’Diplomatik Güvenlik’ yazıyor. Resmi devlet kurumlarının birimi olsa gerek. Yanlarından geçerken konuşmayı kesiyorlar.

Bu, tipik bir ev ya da apartman inşaatı değil, Amerika’nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilciliği’nin (Misyon) eski binasının yenilenmesi. Eski başkanlardan Dwight D. Eisenhower’in 50 yıl önce kırmızı, beyaz ve mavi kurdeleler kesip törenle açtığı bina yıkılıp yerine yenisi inşa edilecek.

*

Yoluma devam ederken anılarım canlanıyor. Haylidir bazı yabancı örgütlerin, Amerikan Misyonu’na dinleme cihazları yerleştirdiği söylentileri kulağımıza geliyordu. Amerikalılar, tüm araştırmalara rağmen bu cihazları bulamadılar. Gene de söylentilerden rahatsızlık duydukları için yenisini inşa için eskisini yıkma kararı aldıkları ileri sürüldü.

BM’de önemli toplantılar sırasında Misyon ile ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray arasında gizlilik gerektiren haberleşmeler yapılıyor. Risk almak istemediler. Yıkım bir haftada tamamlandı ama tüm alanın tekrar araştırılması aylarca sürdü. İnşaat alanı haftanın yedi günü, günde 24 saat kontrol altında. Yeni bina açılışına kadar da bu güvenlik uygulamasının devam edeceği kesin.

BM’de bir tanıdığıma gözlenimlerimi naklederken "Bunca masraf dinleme cihazlarını önlemek için mi?" dediğimde inşaat amacının boyutlarının geniş olduğu ortaya çıkıyor: "Terör çok yönlü günümüzde. Tanrı korusun, patlayıcı madde yerleştirmeyi planlayanlar da çıkabilir. Ama yeterli tedbirler alındı."

*

BM’ye üye 191 ülke arasında binasını yenilemeyi tasarlayan diğer bir ülke Türkiye. Ama bizimki 20 yıldır süregelen bir yılan hikayesine benziyor.

Türkiye, 1977 yılında dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in şahsi gayretleriyle, BM karşısında IBM’in 11 katlı binasını 2.3 milyon dolara satın almayı başardı. Akabinde New York’taki resmi temsilciliklerimiz, Türk Evi adı verilen binaya yerleştiler.

1980’li yıllarda Turgut Özal iktidarında Türk Evi’nin yıkılıp yerine 40 katlı bir gökdelen dikilmesi projesi gündeme geldi. Bir uçak yolculuğunda tanıştığım Amerikalı bir inşaat şirketi sahibi, gökdelen inşaatının, ihaleye çıkarılmadan kendisine verildiğini açıkladı. İnşaatçı, aracılık yapan Özal’ın bir danışmanına gökdelende daire ’hediye’ edeceğini söyledikten sonra "Ankara’dan aylardır ses çıkmadı. Gökdelen maketi, hazırlık planları için 250 bin dolar masraf yaptım" diye yakındı.

İki yıl önce Dışişleri Bakanlığı, Türk Evi projesini yeniden ele aldı. Geçen yıl sonunda konuştuğum yetkililer, binanın yıkılıp yandaki açık hava otoparkının da ilavesiyle 23 katlı yeni Türk Evi’nin 2006 sonunda tamamlanacağını söylediler. Oysa iki hafta önce konuştuğum BM ve Washington Büyükelçileri, Ankara’dan henüz cevap gelmediğini söylediler.

İnşaat sektöründe deneyimli bir Türk şirketinin temsilcisi şunları anlatıyor: "Türk Evi, çok önemli ve değerli bir adreste. 2006 sonuna kadar bu işin bitmesi imkansız. Daha mimari çalışmaların başlaması için ihale yapılmadı. Mimari ihale sonuçlanınca inşaat ihalesi yapılacak. Her şey yolunda gittiği takdirde binadaki temsilcilikler geçici ofislere taşınacaklar. 3 ayrı girişli, 23 katlı binanın yapım maliyeti 60 milyon dolara mal olacak. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye Odalar Birliği’nin Türk Evi’nden daimi sergiler ve temsilcilik ofisleri için yer almasını, böylece masraflara ortak olmalarını istiyor. Odalar Birliği, projeye sıcak bakmazsa yeni kaynaklar araştırılacak. Önümüzde birkaç yıl var projenin gerçekleşmesi için."

*

’Hediye daire’ şayiası yazılıp çizilince proje suya düştü. Türkiye, New York Belediyesi’nin tanıdığı 42 kat inşa hakkını da kaybetti. Hazine, 20 yılda onlarca milyon dolar kira geliri kaybına uğradı. Gene de 23 katta 11 bin metrekarelik kullanım yeri ile yeni Türk Evi, yararlı bir yatırım konumunda. Araba parkıyla genişletilmiş 23 katta 80 kadar dairenin kiraya verilmesi ayda 500 bin doları aşkın ek gelir sağlayacak.

Bürokratik engellerin kısa zamanda aşılmasıyla yeni Türk Evi, dünyada Türkiye’nin en değerli emlağı konumunu kazanacak. Dışişleri’nin tutumu heniz açığa kavuşmuş değil. Bu kez ’hediye’siz, eş-dost kayrımı olmaksızın şeffaf ihalelerle işe sarılmak lazım.
Yazarın Tüm Yazıları