Hayat zaten fıkra

Farkında olanlar olmayanlara anlatsın: 47. Uluslararası Nasreddin Hoca Şenlikleri, geçtiğimiz çarşamba tabii ki Konya’nın Akşehir ilçesinde başladı.

Bundan önce, ayın 1’inde, bu yıl bir kez daha Nasreddin Hoca’yı temsil eden Kadir Çöpdemir, Beyoğlu’nda eşeğe ters binerek bir yürüyüş başlattı.

Gerisi ziyadesiyle enteresan. Hatta diyebiliriz ki bu seneki şenlik, başlı başına bir Nasreddin Hoca fıkrası gibi... Bir kere, Kadir Çöpdemir, bir işinden dolayı kaçırınca, Haydarpaşa Garı’ndan kalkıp, Nasreddin Hoca’nın memleketine doğru giden Güldürü Treni, Hoca’sız kalktı.

O hadi bir yere kadar...

Beş gün boyunca, yani ayın 10’una kadar sürecek olan, "Nasreddin Hoca’nın mizahını ve felsefesini ’dünyanın ortası Akşehir’den tüm dünyaya yaymayı" amaçlayan şenlik etkinliklerinin en önemlilerinden biri, ağlanacak hálimize gülecek olursak, kahkahadan insanın gözlerini yaşartacak komiklikte...

Şimdi, bu şenlikte, geleneğe dönüşmüş bir adet var. Nasreddin Hoca’yı temsil eden kişi, mevcut durumda, Kadir Çöpdemir, meşhur fıkraya gönderme yaparak, göle maya çalıyor.

Fakat nedir, Akşehir Gölü kurumuş olduğu için bu yıl, maya, sulama göletine çalınıyor.

Güler misin ağlar mısın... Bence tabii ki otur ağla yani...

Sonracığıma, Kadir Çöpdemir, yani Nasreddin Hoca, Turizm ve Kültür Bakanı Atilla Koç ile "Dünyanın Ortası" yazılı bir levhanın üzerine çıkarak bir konuşma yaptı, bu yılın mesajının akıllı olmak olduğunu belirtti ve "Akşehir Gölü’ne maya çalarken düşüncelerimiz tutmuş, çift kat kaymak olmuş. Bizi uzak ülkelerden arayarak bunu tescil ediyorlar.

Akşehir Gölü’nün kuruması bir hata, Hoca’sını beklemeden kurumuş. Niye kurumuş bilmiyorum. Göle okuyup üfleyeceğim" dedi.

Çöpdemir, malumunuz, Çelebi tabiatlı, nüktedan bir insan.

Yoksa, gölün niye kuruduğu belli; durumun okuyup üflemekle filan telafi edilmek gibi bir lüksü de yok tabii...

Nihayetinde sazı eline Koç aldı ve "Nasreddin Hoca, Mevlana gibi dünyanın tanıdığı gülen yüzün insanıdır. Aynı zamanda zeka adamıdır. Espri yapmak zeka işidir. Ben de zekiyim. Espriyi çok severim. Espri zekanın zekatıdır. Her zeki insanın bu zekatı mutlaka ödemesi gerekir" dedi...

Ki bana sorarsanız, tüm şenliğin en ironik "zekatı" da budur.

Atilla Koç Bey, bir dahaki şenliğe Çevre Bakanı Osman Pepe’yle birlikte katılsalar ve kendi zeka ve espri anlayışları yerine şu göle bir iyilik düşünseler, daha ferahlarda, daha içten güleceğiz; ayrı...

Canına yandığımın hayatı, esprisi kurumuş Nasreddin Hoca fıkrası gibi.

Su göletine maya çalınıyor.

Ne denir?

Dünyanın ortası kurudu.

İnsan pek gülemiyor.
Yazarın Tüm Yazıları