Halka soruyor musunuz

GSM sektöründe yıllardır çalışan biri olarak sizi ve Ankara halkını bilgilendirmek isterim.

2010 yılı itibari ile bazı istasyonlarını İmar Kanunu kapsamına aldılar. Bunu takibmen belediyeler baz istasyonu avcına çıktılar. Cezalar kesip engellediler. Çıkar sağlamak istiyorlar.
Şu anda Sincan ve Yenimahalle Belediyeleri park ve bahçelere halktan gizli olarak Totem’ler yapıp baz istasyonu kurmaya başladılar. Özellikle Sincan Belediyesi bu işlevi taşaron bgir firmaya verip, ciddi rant elde etmesine neden olmuştur.
(43x3=112 adet, her bir sözleşme 7000 dolardan taşaron firmaya veriliyor. Taşaron firma da 10.000 dolardan GSM operatörlerine pazarlıyor. Tabii ki sözleşme yapılıyor.
Yenimalle Belediyesi şu anda planlamaları yapılmış yerlere baz istasyonlarını gizli bir şekilde montajlarını yapacaklak.
Ankara halkına ait park ve bahçelerin bu şekilde rant ortamına dönüşmesi nasıl engellenebilir. A.Ç.

Ankara iyice panayıra dönüşüyor

ANKARA’nın bir bakıma ‘yığınağı’ durumuna getirilmiş olan; Yüksel Caddesi, Konur Sokak ve Karanfil Sokak’taki yayalara ait alanlar, bu sokakların giriş katlarındaki işyerleri tarafından işgal edilmiş, çirkin ve her biri kent ayıbı sayılacak türden panayır alanlarına çevrilmiş durumdadır.
Önce, sahte yeşil çitlerle başlayıp, sonra yarım tuğla duvarlarla, şimdi de boydan boya cam kaplamalarla işgal edilen bu alanlar, bir kentin ne kadar sahipsiz olduğunun aynası olduğu gibi, kanımca ne kadar beceriksizce yönetildiğinin de belirgin göstergesidir.
Kente karşı sergilenen bu ayıp, sokakların işgali yanında ciddi anlamda insan sağlığını da tehdid eden boyutlardadır. En somut örneğini, Meşrutiyet Caddesi üzerindeki market önlerinde sergilenen sebze-eyve tezgahlarının yol boyunca egzoz dumanından nasiplenmesinde gördüğümüz bu ilkellik, ne yazık ki, Ziya Göklap Caddesi boyunca da sağlı-sollu sergilenmektedir.
Yapılacak çok bir uygulama vardır; kapalı alanları dışında sokaklara taşan bütün çıkıntı ve işgalciliğe son verip, bunları ortadan kaldırmaktır. Meşrutiyet, Ziya Gökalp, Yüksel Caddesi ile Konur ve Karanfil Sokak’larda yaya haklarıyla birlikte insan sağlı ve kent kimliğini zedeleyen, çirkin ve kirli görüntünün bir gün bile beklemeksizin ortadan kaldırılması, Ankara kenti için yapılabilecek en acil uygulamalardan biri olmalıdır.
Metin TURAN

Hani kaldırım


SOKULLU Caddesi’ndeki yüz metrelik Anne Sokağı’na Sokullu Lise Taksi Durağı; önce kaldırıma kulübe, sonra çay bahçesi gibi bir yer yaptılar şimdi de tuvalet yapılmış. Şimdi de sokağa ‘girilmez’ işareti kondu. Sokakta kaldırım kalmadı. Okullar açılınca ne olacak, servisler nasıl girecek sokağa...
Söyler misiniz?
D.N.

Belediye Hastanesi can çekişiyor

ŞİMDİLERDE herkes bir zamanlar Belediye Hastahanesi vardı diye söz ediyor. Yıllardır Ankaralılara hizmet veren yoksulun ücretsiz muayene olup ilaçlarını temin etebildiği veya ameliyat olabildiği, koridorlarında muayene olmak için insanların beklediği Belediye Hastahanesi bugün can çekişiyor. Bir sağlık kurulu toplayacak branş doktorlarını bile bulmakta güçlük çekiyor.
Bugünlerde yolunuz düşerse muayene olma bahanesiyle bir girin hastahane kapısından içeri.... Çalışan personelin dışında sizden başka muayene olmak için bekleyen bir kişiyi bulmanız imkansız. Çünkü doktor yok. Sağlıkcıların deyimiyle ‘döneri’ olmadığı, artı bir ekonomik getirisi olmadığı için hiçbir doktor çalışmak istemiyor, çalışanlarda başka hastahanelere transfer oluyor.
Hastahane çalışanları; belediyeye bağlı şirketlerde ve birimlerde zorunlu olan işyeri hekimliği için, başka sağlık kuruluşlarından part-time doktor getirme yerine, belediye hastahanesinin doktorlarından yararlanılmasının bile doktor göçünün önüne geçeceğini ifade ediyorlar. Bu konuyu üst yönetime aktarmışlar. Ama bugüne kadar bir sonuç alamamışlar.
Anlaşılan Belediye Hastahanesi gözden çıkarılmış. Belki de özelleştirerek, birilerine ‘öldüm fiyatına’ peşkeş çekmek istiyordur. Bunu zaman gösterecek.
Hayati A.
Yazarın Tüm Yazıları