Hakiki Güneydoğu

Mardin
KİTAPLARIM arabanın içine dağılmış. Bir yanımda Urfa ile ilgili kitaplar, onların arasında Hürriyet’in efsanevi Mardin muhabiri Adnan Avuka’nın fotoğraflarını sergileyen kitabı: Hoşgörülerin diyarı Mardin.

Urfa-Mardin arası iki saatlik yolculuğumda birini bırakıp diğerini alıyorum. Seçim öncesi havayı koklamak için geldiğim Şanlıurfa’dan ayrılırken bir turist gibiyim.

Bu Güneydoğu, mayınların patladığı, oradan gelen her haberin canımı yaktığı, terörün kıskaca almak istediği Güneydoğu değil.

Bu, daha güzel yarınlar kurabilmek için enerjilerini seferber eden insanların güneydoğusu.

Urfa’da, artık çok güzel oteller var. Kaldığım otelin havuzunda sabah erken saatlerde kızlı erkekli küçük çocuklar yüzme dersleri alıyorlardı. Anneleri havuzun kenarında çocuklarının dersini bitmesini bekliyorlar. Uzun yıllardan beri gidip geldiğim Urfa’da ilk kez rastladığım bir sahne.

Turist grupları, din tarihinin beşiği bu topraklarda kutsal yerleri büyük bir ilgiyle ziyaret ediyorlardı. Üç dinin atası İbrahim Peygamber’in doğduğu, yaşadığı ve izlerini bıraktığı Urfa, aslında hak ettiği ilgiyi hálá görebilmiş değil. Ama göreceğine eminim. Çünkü önceki yıllarda sadece bir dini vecibe yeri olarak gezilen Şanlıurfa, artık çok daha geniş çevrelerin ilgisini çekmeye başlıyor.

Turizm, bölgenin tutucu, içe kapanık yapısını da değiştiriyor.

AMAZON KRALİÇESİ

Bu gidişimde beni en çok heyecanlandıran, Halepli Bahçe’deki buluntu. Urfa Kalesi’nin karşısında, üç dini simgeleyecek bir park yapılırken, yerin altından harika mozaikler çıkıyor.

Mozaiklerin farklı bir yapıları var. Fırat’ın siyahtan kırmızıya, sarıdan yeşile değişen kumlarıyla elde edilmiş. Amazon Kraliçe’sini gösteriyor.

Tarihte kadınların iktidarının simgesi olan Amazon Kraliçesi’nin, kadınların namus adına öldürülmelerinin töreden sayıldığı yerlerden birinde, başını asırların ötesinden günümüze uzatması bence "iyiye alamet".

Bu sefer konuştuğum birçok kişi, siyasetçi, esnaf, sokakta durdurup fikrini sorduklarım, ya kadınların durumunun çok iyi olduğunu söyleyip üzerinde düşündüğü belli olan bir konuda hemen savunmaya geçiyor, ya da değişim gereğinden söz ediyor.

Siz, şu ana kadar dünyada bulunan ilk tapınağın Şanlıurfa’da olduğunu biliyor muydunuz? Göbekli Tepe’deki tapınak dokuz bin yıllık geçmiş ile sizi buluşturuyor. Daha da geriye gidebilirsiniz. 11 bin 500 yılı sırtında taşıyan bir insan heykeli müzede sizi bekliyor. Bu kadar eski bir ikinci heykelin henüz bulunmadığını söylüyor uzmanlar.

REYHANİ’Yİ GÖRDÜM

Adnan Avuka
’yı Mardin’de her zamanki gibi buldum. Efsane gazeteci. Değil internet, teleksin bile zor bulunduğu yıllarda postaneye güvenmediği için, Mardin’den Diyarbakır’a koşarak haber ve resim yetiştiren Avuka, New York’ta açtığı fotoğraf sergisinden yeni dönmüş. Fotoğraflarının bir kısmını gösteren kitabı koltuğumun altında. Bu sefer yine işim var, yine istediğim gibi gezemiyorum Mardin’i ama ilk kez kalıyorum. Artık çok güzel otelleri var. Akşam, hava karardıktan sonra Cumhuriyet Aile Çay Bahçesine gidiyoruz. Canlı müzik var.

İşte Reyhani’yi ilk orada gördüm. Mardin’e özgü bir karşılama. Kırık dizler, zarif hareketlerle yaşlıdan gence kalkıp bir güzel dans ettiler.

Güneydoğu’da silahla, şiddetle, mayınlar ve bombalarla çizilmeye çalışılan gelecek yok aslında.

Sabırla, terle, çalışarak, sahip çıkarak, koruyarak hazırlanacak gelecek şu anda başladı bile. Bugün oradan, hakiki Güneydoğu’dan geliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları