İclal Aydın'ın aynı adlı romanından uyarlanan 'Üç Kız Kardeş' yeni bölümü ile ekranlara geldi. Kanal D'nin iddialı dizileri arasında yerini alan; Özgü Kaya, Berker Güven, Veda Yurtsever, İclal Aydın, Reha Özcan, Almila Ada ve Melisa Berberoğlu'nu kadrosunda buluşturan dizinin 51. bölümünde Dönüş, dünyasını başına yıkan gerçekle yüzleşti.
#Üç Kız KardeşHep “yurtdışına açılmak” denir ya... O, kariyerine ABD’de başladı, sonra Türkiye’ye açıldı. İkilemli soruların bu haftaki konuğu Canan Ergüder’le oyunculuk, aşk, hayat, sağlık ve parayla ilişkisini konuştuk: “Yeterli para saadet getirir. Fazlası gereksiz sorun, fazla sorumluluk getirir. ‘Kime göre, neye göre?’ diyeceksin, herkesin yeterlisi kendine...”
#Canan ErgüderErdem Kaya Patent Genel Müdürü Erdem Kaya, ana amaçlarının fikirleri değere dönüştürme sürecine katkı koymak olduğunu belirterek, ülke olarak rekabetçi, sürdürülebilir ve kârlı bir ekosistem haline dönüşebilmek için katma değerli ürünler için geliştirilen fikirlerin korunması gerektiğini söyledi.
#Burcu Başarİbrahim Selim İle Bu Gece programı her hafta birbirinden ünlü konukları izleyenlerle buluşturmaya devam ediyor. Bu hafta İbrahim Selim İle Bu Gece 7. bölüm konukları arasında son zamanların gözde isimlerinden Sinem Ünsal yer alıyor. Peki, Sinem Ünsal kimdir, kaç yaşında, hangi dizilerde oynadı? İşte, Sinem Ünsal dizileri ve merak edilenler..
#Sinem ÜnsalTürkan Şoray ve Yağmur Ünal’la 10 ay aradan sonra yeniden buluştum. Bu 10 ay içinde Türkan Hanım ciddi bir beyin ameliyatı geçirdi, Yağmur da özel hayatında bir ayrılık yaşadı, ayrıca yapımcılığını üstlendiği ilk dizisi “Dolunay” 26 bölüm yayınlandı. Bu arada anne-kız ilk kez birlikte kamera karşısına geçip Turkcell’in yeni reklam filminde oynadılar. Türkan Hanım’ın yeni mesleğini de öğrendim; senaryo doktoru olmuş... Nasıl mı? Detaylar röportajda...
#Yağmur ÜnalHayatta en sevdiğim yer hep İstiklal Caddesi oldu. Taksim’den aşağı kaptırdım mı, içimi heyecan kaplar, o hava, o renk cümbüşü kalp atışlarımı hızlandırırdı. Beyoğlu’nun karnavalımsı ortamında, insanlar kaybolur, eşitlenir ve her seferinde yeni bir maceraya atılırdı. Biliyorum, pek çoğunuz için de öyle, Beyoğlu canımızı yakan, kişisel bir mesele. 2000’lerin ortasındaki ‘altın yıllar’da burası Avrupa’nın en gözde semtlerinden biriydi. Newsweek dergisi “Cool İstanbul: Avrupa’nın en havalı kenti” kapağıyla çıktığında, kimsenin umurunda olmamıştı. Bundan şüphemiz yoktu ki... Ve başrolde Beyoğlu vardı. Peki sonra ne oldu? Sert bir düşüşe geçti. Sokaktaki masaların kaldırılması, sembol mekânların kapanması, Gezi olayları ve terör saldırılarından sonra bir süre hayalet şehre dönüştü. Batılı turist kayboldu, boşluğu Arap turist ve mülteciler doldurdu. Meyhaneler kebapçı, barlar nargileci oldu. Sokakta Türkçeden çok Arapça duyulmaya başladı. Ve ayağını kesen kesim, “Beyoğlu bitti, Ortadoğululaştı” noktasına geldi. Bu doğru mu? Yaşanan dönüşüm ne ve arkasında ne var? Açık bir kafayla gittik, haftalarca çalıştık... Esnafla, tarihçilerle, mimarlarla, sanatçılarla konuştuk. Ara Güler’e de kulak verdik, İranlı sokak müzisyenlerine de... Beyoğlu Belediye Başkanı’yla Tarlabaşı’ndaki lüks inşaatları da gezdik, tam dibindeki mültecilerin gecekondularına da konuk olduk...En önemli şey kulak vermek, anlamak ve şehir hakkına sahip çıkmak... Beyoğlu’nun kaderi Türkiye’nin de kaderi. Dört gün sürecek yazı dizimiz hafta içi Hürriyet’te devam edecek. Haydi, hep beraber Taksim’den aşağıya bir süzülelim...
#Beyoğluİstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klinik Psikoloji Bölümü’nü bitirdikten sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nde soluğu alan, 1991 yılından beri de kendi kliniğinde psikolog, terapist ve eğitmen olarak hizmet veren Ayşe Kayhan’la toplumsal “ruh halimizden” cinselliğe kadar pek çok konuyu masaya yatırdık. Kim bilir belki de tiyatro eğitiminin verdiği etkiyle bazen bir oratör, bazen de bir komedyen edasıyla bilgilendirirken ince mesajlar verdi. Çok net fikirleri olan bir kadın Kayhan, bana da o fikirleri aynı netlikte sizlere aktarmak düştü. Katılıp katılmamak size kalmış, ancak durup bir düşüneceğiniz kesin...
#İzzet ÇapaBen Ergenekon’a inanıyorum. Yani, Türkiye’nin darbecilerden ve darbelerden temizlenmesi gerektiğine inanıyorum. Ancak soruşturma süreci Türkiye’nin en önemli demokrasi davasına zarar veriyor. Bir tarihi fırsatın sorgulanmasına, sulanmasına ve en önemlisi istismar edilmesine neden oluyor. Aşağıdaki yazıyı okurken bu yaklaşımı lütfen dikkate alın.
Yönetmen Kutluğ Ataman Perihan Mağden'in son romanını filme çekmek için ilginç bir yöntem izliyor. Ataman, İki Genç Kızın Romanı filmi için gereken 5 oyuncuyu gazetelere, konservatuvarlara, üniversite ve tiyatro okullarına verdiği duyuru ve ilanlarla seçiyor.