Prof Dr Gulfem Sezen Balcikanli

Çocuklar neden ‘fair play’ eğitimi almalı?

Günümüzde hayatın her alanında artan şiddet olaylarına ve akran zorbalıklarına rastlanıyor. Günlük yaşamın olağan akışında kendini ifade ederken aşırılıklara kaçanlar toplum tarafından çoğunlukla dışlanıyor.

Önce fair play!

Hayatın her yerinde kendimizi nasıl ifade ettiğimiz ve karşı tarafın bizi nasıl anladığı büyük önem taşıyor. Kendini ifade etme ve karşıya anlatma çabası kişiden kişiye değişse de öncelik her zaman nezaket, ölçülülük ve kibarlığındır. Eğer toplumun her aşamasında bu anlayış geçerliyse medeniyetten söz edilebilir.

Çocuğa ‘fair play’ eğitimi nasıl verilir?

Günlük yaşamda düzene ayak uydurmayan bireyler bir şekilde toplumdan soyutlanabiliyor. Örneğin, halı saha maçına gidecek olan biri maçın kurallarına uyum sağlayamayan arkadaşını bu etkinliğe davet etmekten kaçınabiliyor.

Spor yoluyla fair play eğitimi

Huizinga, 1938 yılında yazmış olduğu Homo Ludens (Oyun Oynayan İnsan) adlı etkili ve bir o kadar da önemli eserinde oyunbozanı; oyuncular topluluğunun varlığını tehdit eden ve hemen oyundan atılması gereken kişi olarak betimler. Hatta insan kendisine hata yapan pek çok kişiyi bile affederken bir oyunbozanı asla affetmemektedir der.

Yeterli fiziksel aktivite çocuğa neler kazandırıyor?

Aktif Yaşam Derneği’nin 2013-2020 yılları arasındaki verilere dayanarak hazırladığı rapora göre Türkiye’de her 3 kişiden yalnızca 1’i yeterli fiziksel aktivitede bulunuyor. Üstelik bu üçte birlik oranı oluşturanların önemli bölümünü de fiziksel aktivite gerektiren işlerde çalışanlar oluşturuyor.

Sınav dönemlerinde çocukları spordan uzaklaştırmayın

Çocuk hareket etme ihtiyacıyla doğar. Peki biz eğitimciler ya da veliler çocuğun bu ihtiyacını ne kadar ve hangi yollarla karşılıyoruz? Bu sorunun cevabını almak için ‘Aktif Yaşam Derneği’nin (2013 - 2020) raporundan Türkiye’nin fiziksel aktivite düzeyini incelemekte yarar var. Bu rapora göre Türkiye’de her 3 kişiden yalnızca 1’i yeterli miktarda fiziksel aktivitede bulunuyor.