Güncelleme Tarihi:
Gerçekten de kendi hayatlarımızı düşündüğümüzde oyunbozanları asla aramıza almıyoruz. Örneğin halı saha maçına giderken onlara haber vermiyor, grup oyunlarına almak istemiyor, rekabet içeren ortamlarda onlardan uzak duruyoruz. Grup aktivitesi ya da iş birliği gerektiren işlerde bir arada olmak istemiyoruz. İşte bu bile hayatın içinde oyunbozan olmamak için gerekli en büyük etken olabilir. Çünkü bizler sosyal varlıklarız ve bir arada yaşamaya mecburuz. Bu bir arada yaşama işi ise birtakım kuralları içerirken, kendimizi gerçekleştirmemiz yolunda sağlam karakterli bireyler olmayı da gerekir. Ancak bunu sağlayacak sihirli bir değnek yoktur. Bunun için kasıtlı ve sistematik bir eğitime ihtiyacımız vardır. İşte bu noktada yardımımıza beden eğitimi ve spor yoluyla fair play eğitimi yetişir. Fair play anlayışını neden beden eğitimi ve spor yoluyla vermeliyiz? Bu neden önemlidir? Çocuk, ergen ve yetişkinlerde bu eğitim nasıl verilmelidir? Bu sorular ışığında şimdi fair play eğitimini inceleyelim.
FAİR PLAY NE DEMEKTİR?
Fair play kavramı bize sadece oyunun yazılı kurallarına uygun davranışı anlatmayan, sosyal ve ahlaki değerleri de içeren bir hayat anlayışıdır. Fair play, sporun temel anlayışı olmakla birlikte sadece bununla sınırlı kalmayıp aslında genel yaşam felsefemizi ifade eder. Fair play, “iyi” ve “doğru” davranışlarımızı anlatan bir kavramdır. Oyun oynarken kurallara uygun davranış, empati, saygı, eşit haklara sahip olmak, yardımlaşma, iş birliği, takım arkadaşlığı gibi sosyal ve ahlaki değerlerimizi içerir. Fair play kavramı fırsat eşitliğini ve şövalyece düşünüş tarzını göstermek anlamında ilk defa dünyaca ünlü İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından kullandı ve daha sonra da spor diline girdi. Fair play kavramı hem bir anlam daralması yaşamaması hem de evrensel bir görünüme sahip olması açısından tüm dünya dillerinde İngilizce olarak kullanılır.
Günümüzde fair playin yaygın kullanımını artık spor içinde görmekteyiz. Bunun haklı bir nedeni de var elbette. Çünkü spor ortamında ve oyun içinde fair playe uygun olan ya da olmayan davranışlarla çok sık karşılaşıyoruz. Bu da bize fair play eğitimini beden eğitimi ve spor yoluyla kazandırmak açısından eşsiz fırsatlar sunuyor.
ŞARTLAR ZORLAŞSA BİLE ETİK KALABİLMEK
Ahlaki davranışın en iyi öğretileceği ortam fiziksel aktivite ve oyun içeren ortamlardır. Ahlaki gelişim üzerine çok önemli çalışmaları olan Piaget de bunu öneriyor bize. Özellikle bebeklik ve çocukluk dönemine vurgu yapıyor. Peki biz bu bilgi ile ne yapabiliriz? Şimdi biraz bunun üzerinde duralım.
Antik uygarlıklardan bu yana gerek formal gerekse informal eğitim süreci içerisinde hiçbir zaman önemini ve varlığını kaybetmeyerek bu sürece eşlik eden beden eğitimi ve spor, ahlak eğitiminde de en önemli yapı taşını oluşturur. Özellikle ahlaki standartlar içeren kavramların ne olduğunu bilmek, bunları tüm hayatımızda sergileyeceğimiz anlamına gelmez. Örneğin, dürüstlüğün tanımını kolayca yapabiliriz ama bazen dürüstlüğe yönelik davranışlarımız farklı durumlar ve şartlarda değişebilir. Bu konuda bizden beklenen ise istikrarımızı korumamızdır. Önemli olan yerine göre değişen değil aksine şartlar zorlaştığı anlarda bile etik anlayışa bağlı kalarak davranışlarımızı sergileyebilmemizdir. Bu yüzden ahlaki standartlar içeren bu kavramların tanımını bilmenin yanında bize ne anlatmak istediğini ve neden önemli olduğunu kavramak çok daha anlamlı olacaktır. Eğitimin bize kattığı değerler yaşam içerisinde davranışlarımızla vücut bulacak ve bizi biz yapan şeyi ortaya çıkartacaktır.
Fair play anlayışına aykırı davranışların hem spor alanında hem de toplumsal yaşamımızda giderek artması bazı önlemlerin alınmasını şart koşar. Bu durum sadece ülkemize özgü bir durum olmanın çok ötesindedir. Birçok ülkenin de yaşadığı bir problem olarak karşımıza çıkar. Özellikle Kanada başta olmak üzere okullarda beden eğitimi ve spor yoluyla karakter eğitimi birçok ülkede müfredat programları içerisinde yer alacak şekilde düzenler. Çocuklar bu yolla ahlaki bir bilinç oluşturma sürecine dâhil edilir. Spor yoluyla etik bilinç oluşturma sürecinde gerek aktiviteler gerek oyunlar gerekse fair playin anlatımı yoluyla bireylerde karakter eğitimi gerçekleştirilir. Araştırmacılar, kişilik gelişiminin çok erken yaşlarda başlaması gerekliliğin altını çizer. Bu bağlamda oyun alanları ve fiziksel aktiviteler çocuk ve gençlerin becerileri, teknikleri, rekabeti, değerleri öğrendikleri bir ortam sunar. Bu ortamın yaratılması aşamasında en başta ailelerin ve öğretmenlerin bu inançta olması gerekir. Çünkü doğru olduğuna inanmadığımız bir şeyi öğretemeyiz.
BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ORTAMINDA FAİR PLAY EĞİTİMİ NASIL VERİLİR?
Bebek ve çocukluktaki fiziksel aktiviteler ahlaki davranışın temelini oluşturur. Araştırmalar incelendiğinde bu dönemde, uyum sağlamaya, arkadaşlığa ve çocuk oyunlarına yönelik fiziksel aktivitenin ahlaki gelişimin temellerini attığına işaret edilir. Fiziksel aktiviteler yoluyla, yoğun duygusal deneyimler yaşanmakta ve zengin sosyal ilişkiler kurulur. Dahası çok çeşitli ahlaki mücadeleler ile karşılaşıldığı için ahlaki değerler gelişim gösterir. Yine bireylerde özellikle çocuklarda özgüven gelişimi, arkadaşlığın gelişmesi, sosyal problem çözme becerisinin kazanılması, yeni sosyal ilişkilerin kurulması gibi önemli kazanımlar dikkat çeker. Ayrıca ahlaki çözümleme, empati, kendi duyguları ile başa çıkabilme, iş birliği ve takım arkadaşlığını öğrenme, özerkliğin geliştirilmesi gibi daha artırılabilecek birçok olumlu kazanım da bulunur. Düzenli fiziksel aktivitenin, şiddet davranışını azaltan ve engelleyen hormonların üretimini olumlu yönde etkilediği birçok araştırma ile tespit edildiğinden, fiziksel aktivitenin saldırganlığı ve şiddeti azaltabileceğini söylemek mümkündür.
Günümüzde artan şiddet olayları ve akran zorbalığı gibi olumsuz durumların çözümünde öncelikle küçük yaşlarda verilecek fair play eğitimi önem arz eder. Başta ebeveynler olmak üzere çocuğun gelişiminden sorumlu tüm çevre kural bilinci eğitimi üzerinde sıklıkla durmalıdır. Fair play anlayışını kazandırmak sadece kazanma ve kaybetme durumunda karşı tarafı tebrik etmek ya da oyun sırasında karşılaşılan iyi ve kötü davranışlar üzerine konuşmak değildir. Çok daha kapsamlı ve sistematik bir şekilde izlenmesi gereken bir süreçtir. Bu süreçte uygulayıcı (öğretmen, antrenör, veli vb..), öğrencide/çocukta kazandırılması gereken değerleri belirleyerek bunun üzerine oyunlar ve etkinlikler hazırlamalı ve kendisine bir uygulama planı oluşturmalıdır.
Beden eğitimi ve sporda fair play eğitimi; şiddet ve saldırganlıktan kaçınmaya yardımcı olabilecek psiko-sosyal faktörlerle ilişkilidir. Sosyal öğrenme fırsatları sunması, toplum yanlısı normların öğrenilmesi, antrenör, öğretmen ve ebeveynlerin pozitif rol model olması, yakın bağlar kurulabilmesinin sağlanması, olumlu pekiştirme ve öz yeterliğin geliştirilmesi gibi daha birçok olumlu etkisi bulunur. Bu durum beden eğitimi ve sporda karakter oluşturma sürecini anlatır. Çocuk ve ergenler ne kadar çok fair play eğitimine maruz kalırlarsa o kadar çok pozitif normları benimseme ve şiddetle başa çıkma stratejileri geliştirme fırsatına sahip olacaklardır.
Kaynak:
Sezen-Balçıkanlı (2022). Fair Play Eğitimi: Etkinlikler, Oyunlar. TMOK Yayınları, İstanbul.
PROF. DR. GÜLFEM SEZEN-BALÇIKANLI KİMDİR?
Lisans eğitimini 2000 yılında Gazi Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümünde, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını ise yine aynı üniversite ve bölümde yapan Gülfem Sezen Balçıkanlı 2015 yılında Doçent; 2020 yılında ise Profesör unvanını aldı. Sporda etik, ahlak, fair play ve empati ile ilgili birçok makalesi, kitap ve kitap bölümleri, gazete vedergi yazıları vardır. Ayrıca fair play eğitimi ile ilgili birçok söyleşi ve içeriğin yer aldığı fairplay_tr adlı Instagram hesabı ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) tarafından yayımlanan “Fair Play Eğitimi: Etkinlikler ve Oyunlar” isimli bir kitabı bulunuyor. Halen Gazi Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak lisans ve lisans üstü dersler veren Prof. Dr. Sezen, TMOK Fair Play Komisyonu Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor.