Geçen hafta, 196 yıl hapsi istenen ve süngerle kaplayarak ses izolasyonu sağladığı dükkânında mahallesindeki birçok çocuğa cinsel istismarda bulunduğu belirlenen 60 yaşındaki Metin Şenay’ın benzer bir suçlama ile 2009’da hâkim karşısına çıktığı ancak Yargıtay tarafından somut delil olmadığı gerekçesiyle serbest bırakıldığı anlaşılmıştı.
#Cinsel İstismarMilletler Ligi Dünya Şampiyonu A Milli Kadın Voleybol Takımı’mız 3 gün sonra İsveç ile Avrupa Voleybol Şampiyonası’nın ilk karşılaşmasına çıkacak. Ancak öncesinde kadın millilerimizin uzun yıllardır giyim sponsorları olan Kiğılı ile yaptıkları çekim tartışılıyor. Kadın voleybolcular o çekimde siyah smokinler içinde kameraya poz veriyorlar. İki görüş var. İlki, “Başarılı kadınları neden erkek kalıbına sokuyoruz. Topuklu ile başarılı olamazlar mı?” İkinci görüş ise, toplumsal cinsiyet kalıplarını kırmasından dolayı bir erkek markasının kadın takımı ile işbirliğinin kıymetli olduğu. Ben reklamın toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekmek olduğu fikrine daha yatkınım. Peki, başkaları nasıl düşünüyor? İşte yanıtı.
#Kadın VoleybolcularOyuncu Nilperi Şahinkaya’nın 2009’da Münevver Karabulut’u vahşice öldüren Cem Garipoğlu’nun kız kardeşi Sakine Garipoğlu ile fotoğraf paylaşması sosyal medyada etik bir tartışmayı gündeme taşıdı: “Bir insan, yakınının işlediği suçtan sorumlu tutulabilir mi?” “Suç bireyseldir” diyen hukukçular ve Karabulut ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir ile konuştum.
#Nilperi Şahinkaya“Ev işi, dünyanın en zor işi” demiş oyuncu Seda Bakan. Ne yalan söyleyeyim tespit gibi tespit! Hatta son zamanlarda duyduğum en doğru söz. Zira doktor da olsan oyuncu da olsan fark etmez günün sonunda o ev işi hep kadına kalıyor. Bizim gibi ataerkil toplumlarda eşinin, partnerinin ne kadar iyi eğitimli olduğundan bağımsız (ki en iyisi bile ya yemek yapmanı bekliyor ya da çocuğun bakımını sana yıkıyor) ‘ev işi’ kadının alınyazısı, yapmakla mükellef olduğu bir görev. Ve dahası ütüsü, bulaşığı, çamaşırı, tozu, süpürgesi, çocuk bakımı derken... Onca emek ‘E, ne iş yapıyorsun ki tüm gün evdesin zaten?’ denilerek hor görülüyor, saygı duyulmuyor. Kadınlarla konuştum: “En çok biz eziliyoruz ama gören yok! Belki bizi duyar da saygı duyarlar” diyorlar.
#Ev KadınlarıAnkara Büro’nun başarılı ismi Mesut Hasan Benli’nin haberini okumuşsunuzdur: “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, özel bir mekânda verdiği ‘avukatlar partisi’ne erkek avukatların ‘damsız’ girişine izin verilmemesini kadın-erkek ayrımcılığı saydı ve hem partiyi düzenleyen baroya hem de mekâna 35’er bin lira para cezası uyguladı.” Yakın eğlence tarihimize bir bakınca 1980’lerde ‘Damsız girilmez’, ondan önce de ‘Aile salonumuz vardır’ uygulamalarının öne çıktığını görüyoruz. Bu ifadeler kadına ‘dam’ görevi yüklerken diğer yandan da “müessesemiz nezihtir” vurgusu yapıyor. Peki, bu ifadeler cinsiyet ayrımcılığına girer mi? İki farklı görüş var.
#Ankara BüroGeçen yıl meme kanseri tedavisi almış ve bu sayede hastalığı atlatmış biri olarak bugün tek dileğim mümkünse o süreci hiç yaşamamış olmaktı. O nedenle kanser ve özellikle de kadın kanserleri konusunu önemsiyorum. Ancak değişen yaşam koşulları, genetik yatkınlık ve HPV virüsü sebebi ile kadınlarda rahim ağzı, rahim ve yumurtalık, erkeklerde de aynı virüs sebebi ile ağız, yutak, anüs ve penis kanserine yakalananların sayısı her geçen gün artıyor. Dünyada her yıl 500, Türkiye’de ise yaklaşık 3 bin kişi HPV kaynaklı kanserlere yakalanıyor. Oysa bu kanser türleri önlenebilir. Çünkü aşısı var. Ancak bu aşı SGK geri ödemesi kapsamında değil. Peki, neden? Sordum.
#HPVOnlyfans akımı Türkiye’de de giderek popülerleşiyor. Özellikle de 18 yaş altı gençler arasında... Bilmeyenler için OnlyFans’in ne olduğunu anlatayım; Instagram gibi bir sosyal platform ama bir farkla! Siteye üye olan kullanıcılar ürettikleri erotik içerikleri; video-fotoğraf gibi, paylaşarak ‘abonelik sistemi’ ile para kazanıyor. Sorun tam da bu noktada çünkü reşit bile olmayan birçok kişi özellikle de genç kadınlar yüzlerini göstermeden paylaşımlar yaparak kazandıklarını iddia ettikleri paralar ile aldıkları son model telefonlar ve gittikleri lüks tatillerin fotoğraflarını paylaşarak, övünüyor. Bu da önemli bir tartışmayı beraberinde getiriyor, ‘Para için öz benliği yitirmeye, başkalarına kötü örnek olmaya değer mi?’ Herkesin kazandığı para ile övündüğü ama ödediği bedelden bahsetmediği bu sistem ne kadar güvenli? Sordum.
#Onlyfans