Yaz tatillerini ve yıllık izinlerini memleketlerinde geçiren Avrupalı Türklerin, yaşadıkları ülkelere hüzünlü dönüşleri devam ediyor. Türkiye’nin Avrupa’ya açılan sınır kapılarından en çok kullanılan Kapıkule’de yoğunluk oluşturan gurbetçiler, uzun kuyruklar oluşturdu. Burada 1750 araçlık otoparka yönlendirilen gurbetçiler, Bulgaristan ve Sırbistan yüzünden bekleme sürelerinin uzamasından şikâyet etti.
#Serap ErtuğrulTam 60 yıl önce, 27 Kasım 1961’de ilk işçi kafilesinin Sirkeci Garı’ndan çıkıp Düsseldorf’a varmasıyla başlıyor Türkiye’den Almanya’ya işgücü göçünün hikâyesi... Birkaç yıl para biriktirdikten sonra memlekete dönme fikriyle gurbete gidenler önce misafir işçi, sonra göçmen ve en sonunda yerli oldular. Göçün yıldönümünde bu hikâyeyi aileleri Almanya’ya işçi olarak giden ikinci nesil tanıklarından dinledik...
#AlmanyaYıllık izinlerini memleketlerinde geçirip Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşadıkları bölgelere dönen gurbetçiler, Kapıkule’de 2 kilometre kuyruk oluşturdu. Kavurucu sıcağın altında Kapıkule’den çıkış yapmayı bekleyen Türk işçiler, anavatana gelirken mutlu ve sevinçli ama giderken hüzünlü ve buruk olduklarını söyledi. Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden yaz tatillerini ve yıllık izinlerini geçirmek için Türkiye’ye gelen gurbetçiler, yaşadıkları ülkelere dönmeye başladı.
#Yıllık İzinYıllık izinlerini memleketlerinde geçirip Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşadıkları bölgelere dönen gurbetçiler, Kapıkule’de 2 kilometre kuyruk oluşturdu. Kavurucu sıcağın altında Kapıkule’den çıkış yapmayı bekleyen Türk işçiler, anavatana gelirken mutlu ve sevinçli ama giderken hüzünlü ve buruk olduklarını söyledi.
#KapıkuleBir iş kurup bir ev ya da traktör alacak kadar para biriktirip geri döneceklerdi, ‘ömürlük misafir’ oldular. Nebil Özgentürk bu kez; bundan 57 yıl önce Frankfurt’tan Berlin’e, Köln’den Düsseldorf’a, bir ‘umut yolcusu’ olarak varanların hikâyelerini aktarıyor. Özgentürk’le yeni belgeseli ‘Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri’ni konuştuk...
#Almanya’Ya Göçün Hatıra DefteriNebil Özgentürk, Zülfü Livaneli’nin deyişiyle ‘Tarihe kayıt düşen, masumiyet çağı belgeselcisi”... Sunay Akın, bakın nasıl tanımlıyor onu: “Güneş ışığı gibidir Nebil’in dostluğu, arkadaşlığı... Kimilerine iki ayaklı kütüphane derler ya, Nebil iki ayaklı müzedir”...
#Ayşe ArmanArabesk ve fantezi türünde, 102.1 frekansından yayın yapan Aşk FM, internet üzerinden ulaştığı dinleyici sayısıyla arabeskin artık sadece bir varoş müziği olmadığının da canlı kanıtı olarak duruyor. Radyonun genç ekibi, aşk acısının ve hayatın darbesini yemişlerin müziği olarak bilinen arabeske güleryüzlü programcıları ve pozitif enerjisiyle farklı bir dokunuş olmak istediklerini söylüyor.