Sayısız Amerikan filminin çekildiği, kovboyların atlarıyla gezindiği, Kızılderililerin bir zamanlar yaşadığı o ikonik yer neresi diye sorsalar akıllara hemen Grand Kanyon Ulusal Parkı gelirdi. Bu park öylesine büyük ki, başındaki İngilizce ‘grand’ yani büyük anlamına gelen sıfat bile kanyonun devliğini vurgulamak için yeterli gelmiyor. Kanyonun uzunluğu 446 km iken eni 29 km’lik bir alana yayılıyor.
#Grand Canyon Ulusal ParkıAmerikan Kültürü’nün sembollerinden biri olan ünlü ve tarihi yol Route 66, birçok Hollywood filmine hem konu olmuş, hem de ev sahipliği yapmış. Amerika seyahatinin olmazsa olmazı olan bu rota, 1920’li yıllarda yapıldığında ülkenin tam kalbinden geçerek Chicago’dan Los Angeles’da bulunan Santa Monica’da son buluyormuş. 1985 yılında Route 66, ABD karayolları sisteminden ayrılsa da halen orjinal olan yoldan geçebileceğiniz kısımlar bulunuyor. Sadece 2 şeridi bulunan Route 66 Teksas, Arizona ve Kaliforniya’nın dahil olduğu 8 eyaletten ve 3 zaman diliminden geçiyor. Günümüzde ise yüzde 85’lik bir kısmı halen kullanılıyor.
#Route 66Güney Afrika Cumhuriyeti’nden Namibya’ya uzanan özel tren yolculuğu, kıtanın el değmemiş doğal güzelliklerini yakından tanıma olanağı veriyor. Devasa çöller, birçok nadir hayvan türüne ev sahipliği yapan ulusal parklar, ziyaretçileri Afrika’nın büyüleyici yüzüyle tanıştırıyor. Yolculuğa, bölgenin ünlü şarapları da eşlik ediyor.
Yılda 40 milyon turist çeken Las Vegas, altı kilometrelik bir bulvardan ibaret. Şehri 2008 krizinden sonra gelmemiştim. Puslu Nevada çöllerinin parıltısı, yeryüzünün en eşsiz ve dinamik şehri, erişkinler Disneyland’ı krizden payına düşeni almış. Etraf gene ışıl ışıl ama halkla konuştuğunuzda “Bir dokun, bin ah işit” durumu var. Geçmişte aylar öncesinden dolan gösterilere son anda bile yer bulunuyor, oteller çok cazip fiyatlarla misafirlerine kapılarını açıyor. Ev fiyatları yerlerde sürünüyor, hatta arka sokaklarda çadırda yaşayanlar bile var. Buna rağmen Las Vegas hâlâ olağanüstü cazibeye, görkeme sahip.